Siyaset bilimci, yazar ve çevirmen kimliğiyle Türkiye’nin düşünce dünyasında derin izler bırakan Prof. Dr. Taha Parla, 80 yaşında hayatını kaybetti. Parla’nın ölümü, kurucularından olduğu İletişim Yayınları tarafından duyuruldu.
Yayınevinin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, “Yayınevimizin kurucularından, dostumuz, yazarımız, çevirmenimiz Taha Parla’yı kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Eserleri Cumhuriyet tarihine eleştirel yaklaşan literatürün yapı taşları arasındadır... Saygıyla anıyoruz.” ifadeleri kullanıldı.
Bu açıklama, akademi dünyasında olduğu kadar kültür-sanat ve yayıncılık çevrelerinde de büyük üzüntüyle karşılandı.
Siyasal düşünce tarihinin öncü isimlerinden biri
1945 doğumlu olan Taha Parla, Türkiye’de siyaset bilimi ve siyasal kültür araştırmalarının en saygın akademisyenleri arasında yer alıyordu. İlk ve orta öğrenimini Ankara’da, lise ve üniversite eğitimini ise İstanbul’da tamamlayan Parla, daha genç yaşlarda disiplinli çalışmalarıyla akademik çevrelerin dikkatini çekmişti.
Yüksek lisans ve doktora çalışmalarını Columbia Üniversitesi'nde tamamlayan Parla, Türkiye’ye döndükten sonra uzun yıllar akademiye hizmet etti.
1976–1982 ve 1991–2007 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde öğretim üyesi olarak görev yapan Parla, bu dönemde hem öğrencilerine hem de Türkiye siyaset düşüncesine etkileri hâlen devam eden önemli çalışmalara imza attı.
Türk siyasal kültürüne derin katkılar
Prof. Dr. Taha Parla, özellikle Türkiye’de siyasal kültür, rejim tartışmaları, modernleşme ve düşünce tarihi üzerine yaptığı çalışmalarıyla biliniyordu. Akademik hayatı boyunca hem eleştirel yaklaşımı hem de kapsamlı analizleriyle geniş bir okur kitlesine ulaştı.
Parla’nın yayımlanan eserleri arasında:
-
Ziya Gökalp, Kemalizm ve Türkiye’de Korporatizm,
-
Türkiye’de Siyasal Kültürün Resmî Kaynakları (seri),
-
Türkiye’nin Siyasal Rejimi 1980–1989
gibi Türkiye’nin siyasal yapısını analiz eden başvuru niteliğindeki kitaplar yer alıyor.
Bu eserler, yalnızca akademik çevrelerde değil, siyasetle ilgilenen geniş bir okuyucu kesiminde de yankı uyandırmıştı.
Eleştirel literatürün kurucu taşlarından biri
İletişim Yayınları’nın kuruluşunda yer alan Parla, yayınevinin akademik özgürlükten yana duruşunun şekillenmesinde önemli rol oynamıştı. Eleştirel literatürün gelişmesine katkı sağlayan çalışmaları, Türkiye’de düşüncenin dönüşümüne ışık tutan bir yol gösterici niteliği taşıyordu.
Yıllar boyunca hem öğrencileri hem okurları hem de akademik meslektaşları için ilham kaynağı olan Parla’nın kaybı, Türkiye düşünce dünyası açısından büyük bir boşluk olarak görülüyor.