Sonsuza dek yaşayacak

Abone Ol

Ne kadar sağlam temellere oturtulmuş. İçeriden ve dışarıdan tüm çabalara karşın dimdik ayakta Cumhuriyetimiz.102 Yıldır karşı karşıya kaldığı saldırılar hiç bitmemiş. Din devleti kurarak cumhuriyeti yıkmak isteyenler, ülkeyi etnik kökenlere göre parçalamak isteyenler, mandacı yeni cumhuriyetçiler. Hepsinin hedefinde laik, ulusal devlet, Atatürk devrimleri ve Cumhuriyet var. Ortak noktaları emperyalist ülkelerden ve bunların istihbarat örgütlerinden aldıkları destekler.

Cumhuriyeti yıkarak, karşı devrimle bir din devleti kurma sevdalılarının hayallerinde Osmanlı'ya dönüş var. Hatırlayınız bunların bir belediye başkanı bir süre önce (Sen bir gecede alfabeyi değiştirirsen milletin yüzde 99'u cahil olacak tabii.) dememiş miydi? Defalarca anlattık bu cahilin önde giden örümcek kafalılara; ''Bir gecede değişen alfabe (!) öncesi nasıl bir Türkiye'de yaşıyorduk; 13 milyon nüfusun 11 milyonu köylerde. Erkeklerin yüzde 7'si, kadınların binde 4'ü okur-yazar. Ülkede 23 lise, 1 üniversite var. Tarım ilkel koşullarda, sanayi hiç yok. Madenlerin büyük çoğunluğu, limanlar ve demiryolları, yabancı şirketlerin yönetiminde. Ekonomik bakımdan yarı sömürge. Kişi başı gelir 4 lira. Bilim hayatı hemen hemen hiç yok. Medreseler sormayan, sorgulamayan yetersiz bir nesil yetiştirmekte. Tarikatlar, dergâhlar, tekkeler yurdun dört-bir yanına dağılmış. Vatandaş sayılmayan kadınların seçme-seçilme hakları yok. Bu yobaz taifesinin özledikleri ülke, işte böyle bir Ortaçağ karanlığında.

Bakmayın şimdilerde çoğunun satıldığına. Ekonomisi dışa bağımlı, sanayi devriminden haberi olmayan, üretemeyen Osmanlı'dan sadece 4 fabrika devralan Cumhuriyet, kısa zamanda tam 46 fabrika kurmuş. Dışa bağımlılıktan uzak, üreten bir Türkiye hedeflenmiş. Hani '1923' de Göklerdeyiz'' gibi saçma bir sloganları vardı ya, ta 1926'da ilk uçak fabrikası 1926'da Kayseri'de kurulmuş. Büyük Önder Atatürk Cumhuriyet'in ilanından bir süre sonra İsmet Paşa'ya yazdığı mektubunda şöyle diyor; ''Bize geri, borçlu, hastalıklı bir vatan miras kaldı. Yoksul ve esir ülkelere örnek olacağız. Kaderin bizim kuşağımıza yüklediği bir görev bu. Özgür bir toplum oluşturmak ,çağdaşlaşmak. Bu ideali gerçekleştirmek zorundayız.''
İşte şimdilerde bu Cumhuriyet'e ve değerlerine yoğun bir saldırı var. İçte ve dışta çeşitli odaklar bu fazilet rejimini ortadan kaldırmaya, Ata'nın devrimlerini yıkmaya çalışıyor. Başarmaları olası değil. Atatürk sevgisinin her geçen gün arttığı bu topraklarda Cumhuriyet ve devrimler ilelebet yaşatılacak. Cumhuriyet'imizin 102'üncü yılı kutlu olsun.