EMEĞİN SESİ

Sosyal yardımın emekçileri 'adalet' istiyor: SYDV'lerde Türkiye genelinde grev kararı

Kamu çalışanları arasındaki ücret adaletsizliği tartışmaları yeni bir boyut kazandı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarında (SYDV) görev yapan yaklaşık 10 bin işçi, Kamu Çerçeve Protokolü kapsamından çıkarılarak kendilerine memur zammı teklif edilmesine karşı isyan bayrağını çekti. Koop-İş Sendikası, "bıçak kemiğe dayandı" diyerek 29 Ağustos'ta Türkiye genelindeki 1003 vakıfta greve çıkma kararı aldı.

Abone Ol

Türkiye'de çalışma hayatı, son yılların en büyük grev dalgalarından birine daha tanıklık etmeye hazırlanıyor. Devletin, ihtiyaç sahibi vatandaşlara uzanan şefkat eli olarak bilinen ve toplumun en kırılgan kesimlerine hizmet götüren Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları'nda (SYDV) görev yapan yaklaşık 10 bin emekçi, hakları için üretimi durdurma kararı aldı. Koop-İş Sendikası'nda örgütlü bulunan SYDV çalışanları, uzun süredir devam eden Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde, bağlı bulundukları Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın masaya getirdiği teklifin kabul edilemez olduğunu belirterek, 29 Ağustos 2025 Cuma günü itibarıyla ülke çapında greve çıkacaklarını duyurdu. Bu karar, sadece 10 bin çalışanın maaş mücadelesi değil, aynı zamanda kamudaki eşit işe eşit ücret ve kazanılmış hakların korunması ilkesi adına verilen tarihi bir mücadelenin de başlangıcı olarak görülüyor.

Masadaki büyük kırılma: Neden greve gidiyorlar?

Grev kararının fitilini ateşleyen süreç, TÜRK-İŞ ile Hükümet arasında imzalanan ve yaklaşık 600 bin kamu işçisini kapsayan Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü'ne (KÇP) SYDV çalışanlarının bu dönem dahil edilmek istenmemesiyle başladı. 2018 yılından bu yana, verdikleri çetin mücadeleler sonucunda diğer kamu işçileriyle aynı protokole tabi olan SYDV emekçileri, bu yıl Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın şok bir teklifiyle karşılaştı. Bakanlık, kendi bünyesindeki bu 10 bin işçiyi, 600 bin kişilik büyük kamu işçisi havuzundan ayırarak, onlara 2025 yılı için memurlara uygulanan ve daha düşük olan zam oranını teklif etti. Bu teklif, Koop-İş Sendikası tarafından "kazanılmış hakların gaspı", "ayrımcılık" ve "çalışma barışını dinamitleme" olarak nitelendirildi. Sendika, müzakereler boyunca bu teklifin geri çekilmesi ve SYDV çalışanlarının yeniden KÇP kapsamına alınması için çaba gösterse de, Bakanlığın tutumunda bir değişiklik olmaması üzerine, son çare olarak grev silahına sarılma kararı aldı.

Koop-İş genel başkanı alemdar: Sözün bittiği yerdeyiz

Koop-İş Sendikası Genel Başkanı Eyüp Alemdar, 22 Ağustos'ta alınan grev kararının ardından yaptığı basın açıklamasında, gelinen noktanın ciddiyetini ve emekçilerin kararlılığını sert bir dille ortaya koydu. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik zorlukların ve yüksek enflasyon karşısında yaşanan geçim sıkıntısının farkında olduklarını belirten Alemdar, "Ancak tüm bu gerçekliğe rağmen, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından SYDV işçilerine reva görülen bu teklifi ve çalışma barışını temelden zedeleyen bu ayrımcı yaklaşımı kabul etmemiz mümkün değildir" dedi. Alemdar, SYDV çalışanlarının fedakarlıklarını hatırlatarak, verilen sözlerin tutulması gerektiğini vurguladı: "Ülkemizin yaşadığı her felakette, mesai kavramını hiçe sayarak canla başla çalışan, başta pandemi dönemi olmak üzere, asrın felaketi olarak nitelenen depremlerde, sel felaketlerinde her zaman halkımızın yanında olan, dezavantajlı grupların hizmetinde en ön safta görev yapan SYDV işçileri, böyle bir yaklaşımı asla hak etmiyor." Mücadelenin kararlılığına dikkat çeken Alemdar, "Koop-İş Sendikası artık sözün bittiği yerde, bıçağın kemiğe dayandığı noktadadır. Üyelerimizin bize emanet ettiği alın terlerini korumak için, insan onuruna yaraşır bir ücret elde etmek ve Kamu Çerçeve Protokolünü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarında da eksiksiz uygulatmak için sonuç alıncaya kadar mücadelemiz devam edecektir" ifadelerini kullandı.

Grev kararı alan SYDV çalışanları, pek çok vatandaşın doğrudan tanımadığı ancak devletin sosyal politikalarının sahadaki en önemli uygulayıcıları konumunda. Onlar, evine ekmek götüremeyen ailenin kapısını çalan, kışın yakacağı olmayan yaşlının kömürünü taşıyan, selde veya depremde evini kaybetmiş afetzedeye ilk yardımı ulaştıran, engelli bir bireyin veya şehit yakınının bürokratik işlemlerini takip eden "görünmez kahramanlar". Özellikle son yıllarda Türkiye'nin yaşadığı büyük felaketlerde, herkesin felaket bölgelerinden kaçtığı anlarda, onlar görev bölgelerine giderek, devletin yardım elini en ücra köylere kadar ulaştırdı. Pandemi döneminde karantinadaki ailelerin ihtiyaçlarını karşılarken, deprem sonrasında enkaz altından çıkarılan vatandaşlara barınma ve gıda sağlarken hep en ön saftaydılar. İşte bu nedenle, kendilerini diğer kamu işçilerinden ayıran ve daha düşük bir zamma mahkum etmeye çalışan teklifi, sadece maddi bir kayıp olarak değil, aynı zamanda yaptıkları bu fedakarca hizmete karşı bir "vefasızlık" olarak görüyorlar.

29 Ağustos'ta 1003 vakıfta şalter inecek: Vatandaşı ne bekliyor?

Koop-İş Sendikası'nın aldığı grev kararı, 29 Ağustos Cuma gününden itibaren Türkiye genelindeki 1003 Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'nın tamamında hayata geçirilecek. Bu, o gün itibarıyla bu vakıflarda hizmetlerin tamamen durması anlamına geliyor. Peki bu durum vatandaşı nasıl etkileyecek? Grevin başlamasıyla birlikte, sosyal yardım başvuruları alınamayacak, mevcut yardımların dağıtımında aksamalar yaşanabilecek, evde bakım hizmetleri ve diğer sosyal destek programları durma noktasına gelebilecek. Bu durum, en çok toplumun en yoksul ve en savunmasız kesimlerini olumsuz etkileme riski taşıyor. Sendika yönetimi, bu durumun farkında olduklarını ancak haklarını alabilmek için başka bir çarelerinin kalmadığını vurguluyor. Bu grev, bir yandan emekçilerin hak arama mücadelesi olurken, diğer yandan sosyal devletin işleyişinde yaşanabilecek olası aksaklıklar nedeniyle hükümet üzerinde de ciddi bir baskı oluşturacak. Şimdi gözler, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın 29 Ağustos'a kadar geri adım atıp atmayacağına veya grevi kırmak için herhangi bir girişimde bulunup bulunmayacağına çevrilmiş durumda.