YAŞAM

Türkiye internette zirveye oynuyor: Dijital uçurum derinleşiyor

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2025 yılı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması, ülkenin dijitalleşme karnesini gözler önüne serdi. Her 10 kişiden 9'unun internet kullandığı Türkiye'de, e-devlet ve e-ticaret kullanımı rekor seviyelere ulaştı. Ancak bu parlak tablonun ardında, yaşlı nüfusun sistemin dışında kaldığı derin bir dijital uçurum ve online alışveriş yapan her üç kişiden birinin karşılaştığı teslimat sorunları gibi ciddi problemler yatıyor.

Abone Ol

Türkiye'nin dijital dönüşüm yolculuğunun en net fotoğrafını çeken Hanehalkı Bilişim Teknolojileri (BT) Kullanım Araştırması'nın 2025 yılı sonuçları, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından bu sabah açıklandı. 16-74 yaş grubundaki bireylerin teknolojiyle olan ilişkisini mercek altına alan araştırma, ülkenin bir internet toplumu haline geldiğini rakamlarla tescillerken, bu büyük dönüşümün sancılarını ve yarattığı yeni sosyal dinamikleri de gözler önüne serdi. Araştırmaya göre Türkiye'de internet kullananların oranı yüzde 90'ı aşarak zirveye ulaşırken, e-ticaret her zamankinden daha popüler hale geldi. Ancak madalyonun diğer yüzünde, yaşlıların dijital dünyadan dışlandığı, online alışverişlerdeki sorunların arttığı ve dijital kimlik gibi yeniliklerin hala topluma nüfuz edemediği bir gerçeklik yatıyor.

Dijitalleşmede kritik eşik: Nüfusun yüzde 90'ı artık çevrimiçi

TÜİK verilerine göre, 2025 yılında Türkiye'de 16-74 yaş grubundaki bireylerde internet kullanım oranı, bir önceki yıla göre 2,1 puanlık bir artışla yüzde 88,8'den yüzde 90,9'a yükseldi. Bu oran, ülkedeki neredeyse her on kişiden dokuzunun artık dijital dünyanın bir parçası olduğu ve bu altyapının günlük yaşamın vazgeçilmez bir unsuru haline geldiği anlamına geliyor. Ancak bu genel oranın ardında, cinsiyetler arası dijital eşitsizliğin hala varlığını sürdürdüğü görülüyor. Erkeklerde internet kullanım oranı yüzde 93,6 gibi neredeyse tam bir doygunluğa ulaşırken, kadınlarda bu oran yüzde 88,2'de kaldı. Aradaki 5,4 puanlık fark, dijitalleşmenin nimetlerinden kadınların erkekler kadar eşit bir şekilde faydalanamadığını ve bu alanda atılması gereken adımlar olduğunu gösteriyor. Buna rağmen, oranın her iki cinsiyette de yüksek olması, Türkiye'nin dijital altyapı ve erişim konusunda önemli bir mesafe katettiğinin kanıtı niteliğinde.

E-Devlet'te kuşak çatışması: Gençler zirvede, yaşlılar sistemin dışında

Devletle olan işlemlerin dijital ortama taşınması projesi olan e-devlet kapısı, kullanım oranlarıyla büyük bir başarı hikayesi yazmaya devam ediyor. Araştırmaya göre, bireylerin yüzde 76,1'i son 12 ay içinde kamu hizmetlerinden faydalanmak için e-devlet hizmetlerini kullandı. Bu oran, erkeklerde yüzde 82,8'e ulaşırken, kadınlarda ise yüzde 69,5 olarak gerçekleşti. Bireylerin e-devlet'i en çok kullanma nedeni, yüzde 68,5 ile kendileri hakkında saklanan kişisel bilgilere (SGK hizmet dökümü, adli sicil kaydı vb.) erişmek oldu. Bunu, yüzde 53,6 ile hastane gibi kurumlardan randevu alma ve yüzde 46,4 ile bilgi edinme takip etti. Ancak bu başarılı tablonun en karanlık noktası, yaş grupları arasında ortaya çıkan devasa "dijital uçurum". E-devlet kullanımı, teknolojiye en hakim olan 25-34 yaş grubunda yüzde 92,8 ile zirve yaparken, 65-74 yaş grubunda bu oran yüzde 29,6'ya kadar düşüyor. Bu, devletin en çok sosyal destek ve sağlık hizmetine ihtiyaç duyan yaşlı nüfusunun, bu hizmetlere dijital ortamda erişmekte ne kadar zorlandığını acı bir şekilde ortaya koyuyor. Devletin dijitalleşme hızıyla, yaşlı nüfusun dijital okuryazarlık seviyesi arasındaki bu makasın kapatılması, önümüzdeki dönemin en önemli sosyal politika konularından biri olacak.

Alışveriş sepetleri doluyor ama şikayetler de artıyor

Pandemi ile birlikte hayatımıza giren ve kalıcı hale gelen e-ticaret alışkanlığı, 2025 yılında da yükselişini sürdürdü. Son 12 ay içinde internet üzerinden mal veya hizmet satın alanların oranı, 2024'te yüzde 51,7 iken, 2025'te 4 puanlık bir artışla yüzde 55,7'ye ulaştı. Bu, internet kullanan her iki kişiden birinden fazlasının artık aktif bir online alışveriş müşterisi olduğu anlamına geliyor. Erkeklerin yüzde 59,1'i online alışveriş yaparken, bu oran kadınlarda yüzde 52,3 oldu. Ancak bu büyüme, beraberinde ciddi sorunları da getiriyor. Araştırmaya göre, son üç ay içinde online alışveriş yapan bireylerin yüzde 29,0'ı, yani neredeyse her üç kişiden biri, bu süreçte bir problemle karşılaştı. Tüketicilerin en çok şikayet ettiği konuların başında, yüzde 12,7 ile "teslimatın belirtilenden daha yavaş olması" geliyor. Bunu, yüzde 11,8 ile "yanlış veya hasarlı mal/hizmet teslimi" takip etti. Bu veriler, e-ticaret sitelerinin ve kargo şirketlerinin, artan talebi karşılamakta ve hizmet kalitesini sürdürmekte zorlandığını gösteriyor. Büyüyen pazarın, tüketici hakları ve hizmet standartları konusunda da yeni düzenlemelere ihtiyaç duyduğunun altı çiziliyor.

Sohbetin ve sosyalleşmenin üç devi: Whatsapp, Youtube ve Instagram hegemonyası

Araştırma, Türkiye'nin sosyal medya ve anlık mesajlaşma alışkanlıklarına da ışık tuttu. Sonuçlar, üç büyük platformun piyasadaki ezici üstünlüğünü bir kez daha teyit etti. Bireylerin en fazla kullandığı uygulama, yüzde 88,6 ile açık ara WhatsApp oldu. WhatsApp'ı, yüzde 72,9 ile video içerik platformu YouTube ve yüzde 68,1 ile görsel odaklı sosyal medya ağı Instagram takip etti. Bu üç uygulama, hem kadınlar hem de erkekler için sosyalleşmenin, haber almanın ve eğlencenin ana merkezi konumunda. Erkeklerin yüzde 91,3'ü WhatsApp, yüzde 75,7'si YouTube ve yüzde 68,7'si Instagram kullanırken; kadınlarda bu oranlar sırasıyla yüzde 85,9, yüzde 70,1 ve yüzde 67,4 olarak gerçekleşti. Diğer sosyal medya platformlarının (Facebook, X, TikTok vb.) bu üç devin oldukça gerisinde kalması, dijital iletişim pazarındaki tekelci yapıyı ve rekabetin ne kadar zorlaştığını gösteriyor.

Geleceğin teknolojileri beklemede: E-Kimlik ve online öğrenme

Araştırmanın ortaya koyduğu diğer ilginç sonuçlar ise, geleceğin teknolojilerine adaptasyonun ve dijital dönüşümün diğer alanlarındaki ilerlemenin seyrini gösteriyor. Online öğrenme faaliyetleri, özellikle pandemi sonrası dönemde önemli bir artış trendi yakaladı. İnternet üzerinden son 3 ay içinde herhangi bir eğitim alan bireylerin oranı, bir önceki yıla göre 3,9 puanlık dikkat çekici bir artışla yüzde 17,7'ye ulaştı. Bu alanda kadınların yüzde 18,0 ile erkeklerden (yüzde 17,5) bir adım önde olması da dikkat çekti. Ancak, dijital dönüşümün en önemli adımlarından biri olarak görülen elektronik kimlik (e-imza, mobil imza vb.) kullanımı ise hala oldukça sınırlı bir seviyede. Son 12 ay içinde online hizmetlere erişmek için elektronik kimlik kullandığını belirtenlerin oranı sadece yüzde 15,6'da kaldı. Bu düşük oran, hem vatandaşların bu teknolojiye olan güvensizliğini veya bilgi eksikliğini hem de kamusal ve özel hizmetlerde e-kimlik entegrasyonunun hala yetersiz olduğunu gösteriyor.