İZMİR GÜNCEL

Urla’da su altından tarih çıkıyor: 7 bin yıllık limanda yeni keşifler

İzmir’in Urla ilçesindeki Liman Tepe kazılarında dalgıç arkeologlar, günümüzden 5300 yıl öncesine uzanan kalıntılara ulaştı. Kara ve deniz kazılarının birlikte yürütüldüğü bu eşsiz merkez, Anadolu’nun en eski liman kentlerinden birinin sırlarını ortaya çıkarıyor.

Abone Ol

İzmir’in Urla ilçesinde yer alan Liman Tepe’de sürdürülen kazılar, Anadolu’nun en eski liman kentlerinden birine ışık tutuyor. Kara ve deniz altında eş zamanlı yürütülen çalışmalarda dalgıç arkeologlar, günümüzden tam 5300 yıl öncesine ait kalıntılara ulaştı. Bu keşif, hem kıyı çizgilerinin değişimini anlamak hem de Anadolu’nun denizcilik tarihine dair yeni veriler elde etmek açısından büyük önem taşıyor.

Bugünkü İzmir Limanı’nın binlerce yıl önceki karşılığı sayılabilecek bu yerleşim, hem ticaret hem de denizcilik tarihi açısından kritik bilgiler sunuyor. Barındırdığı katmanlar, Anadolu’nun Ege’ye açılan en eski kapısı olarak nitelendirilen bu kentin ne kadar büyük bir rol oynadığını gözler önüne seriyor.

Dalgıç arkeologlar günde sekiz kez suya iniyor

Dalgıç arkeologlar, kazıların en zorlu kısmını üstleniyor. Günlük 8 dalışla yaklaşık 7 metre derinliğe inen ekipler, 32 metrekarelik alanda hummalı bir çalışma yürütüyor. Deniz tabanından 5 metre aşağıya kadar inen araştırmacılar, adeta nefes almadan her gün yeni bir katmanı açığa çıkarıyor.

Kazı disiplininde “arkeoloğu dalgıç yapmak” anlayışıyla hareket eden ekipler, hem bilimsel hem de fiziksel olarak zorlayıcı bir süreç yaşıyor. Su altındaki çalışma alanında kimin hangi noktada görev alacağı günlük brifinglerle belirleniyor. Ardından yapılan ara toplantılarla kazının ilerleyişi değerlendiriliyor.

5300 yıl öncesine uzanan kalıntılar

Kazı başkanlığını üstlenen Prof. Dr. Vasıf Şahoğlu, bu yıl ulaşılan buluntuların tarihe dair yeni kapılar araladığını vurguluyor. Daha önce M.Ö. 6. yüzyıla ait mendirek ve liman kalıntılarıyla karşılaşıldığını söyleyen Şahoğlu, derinleştirilen sondajlarda 5300 yıl öncesine ait izler tespit ettiklerini aktarıyor.

Bu bulgu, yalnızca bölgenin ticaret geçmişini değil, aynı zamanda değişen kıyı çizgisi ve tektonik hareketlerin etkilerini anlamak için de kritik bir veri sağlıyor. Şahoğlu, “Su altındaki araştırmalar, kara kazılarının ortaya çıkardığı sonuçları tamamlıyor. İki çalışma alanı bir araya geldiğinde Anadolu’nun en eski denizcilik faaliyetlerini daha bütüncül görebiliyoruz” ifadelerini kullanıyor.

Kara kazılarında uzun evler dikkat çekiyor

Liman Tepe’nin kara kısmında ise farklı bir yaşam düzeniyle karşılaşılıyor. Surlarla çevrili yerleşim alanlarında uzun evler ortaya çıkarılmış durumda. Bu evler hem barınma hem de üretim amacıyla kullanılıyordu. Yan yana dizilmiş, ortak duvarları paylaşan yapılar, dönemin şehir planlamasına dair önemli ipuçları veriyor.

Evlerin içinde ocaklar yer alıyor ve sokaklara açılan kapılar günlük yaşamın izlerini bugüne taşıyor. Ayrıca bu evlerde maden, seramik ve tekstil üretimi yapıldığına dair bulgulara ulaşıldı. Bu da Liman Tepe’nin yalnızca bir liman kenti değil, aynı zamanda üretim ve ticaret merkezi olduğunu ortaya koyuyor.

Su altındaki kent kara ile birleşiyor

Günümüzde denizin altında bulunan alanların geçmişte kara olduğunu belirten uzmanlar, deniz seviyesindeki yükselme ve tektonik hareketlerin kentin bir bölümünü suya gömdüğünü aktarıyor. Böylece binlerce yıl öncesine ait evler, sokaklar ve liman yapıları bugün suyun altında korunmuş halde bulunuyor.

Bu durum, arkeologlara adeta iki farklı dünya sunuyor: Biri kara kazılarında, diğeri ise suyun altında. Her iki alanın birlikte değerlendirilmesiyle Anadolu’nun en eski liman kentlerinden biri yeniden gün yüzüne çıkarılıyor.

Geleceğe miras projesiyle sürdürülen çalışmalar

Kazılar, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Geleceğe Miras” projesi kapsamında yürütülüyor. Bu sayede yalnızca bilimsel araştırmalar değil, aynı zamanda kültürel mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılması hedefleniyor. Farklı ülkelerden uzmanların da katkısıyla yürütülen proje, uluslararası bir arkeolojik işbirliğinin örneği olarak öne çıkıyor.