Vali hoparlörde

Abone Ol


O kısmını anladık.

Hadi eski vekildir,

O kısmını da anlayabildik.

Ama şimdi sıradan biri.

Sizin gibi, benim gibi.

Dokunulmazlığı yok.

Geçiş üstünlüğü de yok.

AkSaray danışmanı derseniz,

İstifa etmiş olması gerekir.

Etmediyse aday olamaz...

Memur sayılır değil mi?

Binali Yıldırım'dan söz ediyorum.

Eski bakan ve vekilden.

AKP'nin yine aday olan isminden.

Bir milyon oy bekliyor...

Bekler, bekler bize ne...

Çalışır çabalar, sonucu görür.

Benim takıldığım yer orası değil.

Kendini hala bakan sanması.

Kemeraltı'na gidiyor,

Esnaf derdini anlatıyor.

Alıyor eline telefonunu,

Zırt diye İzmir Valisi'ni arıyor.

Hemen çıkıyor telefona Vali Bey,

Üstünü üstlük, adayımız,

Bir de telefonun ahizesini açıyor.

Dinletiyor kim var, kim yoksa...

Evet efendim, sepet efendim.

Şuraya kadar geldik,

Buraya kadar bitirebildik,

Az sonra bitecek efendim...

Muhabbet aynen böyle,

İktidarın vekil adayı,

Eski bakan, eski vekil,

Şimdinin sıradan biri,

Telefonunun ahizesi açık,

Devletin valisine talimat veriyor.

Bu görüntüye bakınca,

Türkiye'nin halini,

Vatandaşın neden horlandığını,

İktidarın ne anlama geldiğini,

Devlet ve hükümetin,

Farkının neler olduğunu,

Daha iyi anlayabiliyorum.

Benzer telefonu açan,

Muhalefetin vekil adayı olsaydı,

Acaba yanıt veren olur muydu?

İşte onu düşünemiyorum...

Sonra aklım başıma geliyor.

Bu yüzden seçime gidiyoruz”

Diyorum kendi kendime,

Devletle hükümeti ayırmak,

Taşları yerine oturtmak için...

Valisinin sesini telefon ahizesine,

Düşürmeyen bir devlet için,

Haydi bakalım hayırlısı...