Vatan giderse
İsmail Hakkı Durusu'dur.
Yaşlı ama kuvvetlidir.
Yolculuk uzun, yolcusu ağırdır.
Durusu o yolculuğu,
Heyecan içinde anlatır...
“Mustafa Kemal Paşa’yı
İlk defa görüyordum.
Üzerinde üniforması vardı.
Çok genç görünüyordu...
Samimi bir konuşması,
İnsanı tesiri altına alan,
Ses tonu ve tavrı vardı.
Artık geminin kaptanı,
Ben değilim, oydu...
Mümkün olduğu kadar,
Sahilden gitmenin imkanı,
Olup olmadığını sordu.
İlk defa Karadeniz’e çıkıyordum.
Samsun’a vardığımız zaman,
Mustafa Kemal Paşa’nın
Rotayı değiştirmekte,
Ne kadar isabet ettiğini anladık.
Bizi takibe çıkarılmış olan,
İngilizlerin torpidosu da
Bir saat sonra Samsun’aydı...”
Mustafa Kemal Paşa,
Samsun'da Badırlı Köyü'nde,
Türk çetelerle görüşmüş,
Onların Milli mücadeleye
Katılmaya ikna etmişti.
Köyün büyükleri,
O günlerin hatıralarını
Şöyle nakletmişler:
“Bir gün köye atla,
Yüksek rütbeli subaylar geldi.
İçlerinden birisi bize,
Mustafa Kemal Paşayı tanıttı.
Çanakkale'de ününü duymuştuk.
Hayranlıkla kendisini seyrettik.
Mavi mavi çakmak çakmak,
Gözlerinde umut vardı.
Kendisine kahve ikram ettik.
Karşı köylerde evler yanıyordu.
Devlet otoritesinin zayıflığı,
Hatta yokluğu sebebiyle,
Rum çeteler, mala, cana, ırza,
Namusa tasalluttan geri kalmıyordu.
Mustafa Kemal Paşa,
Evler hakkında bilgi istedi.
Anlattık, ağlamaklı oldu.
Konuşmalar sırasında,
Köyün ileri gelenlerinden,
Osman Ağa Gaziye dönerek,
'Paşam, köyümüzü yıkacaklar.
Bize 8-10 jandarma verseniz de,
Köyümüzü koruyalım' dedi.
Paşanın gözleri alevlendi,
Ve köylüye dönerek dedi ki;
“Mesele köyleri değil,
vatanı koruma meselesidir.
Anam var demeyeceksin,
Karım var demeyeceksin,
Çocuğum var demeyeceksin,
Vatanın imdadına koşacaksın.
Çünkü vatan elden giderse,
bunların hepsini kaybedersin...”