Atatürk ile ilgili en etkilendiğim doğa olayı bir ağacın kesilmesine ağlamasıdır. Okullarda verdiğim çevre sunumlarında öğrencilere hep anlatıyorum. Atatürk’ün yaşamı boyunca iki kez ağladığı görülmüş. İlki ‘Çanakkale Geçilmez' savaşında topçu atışı başladığı sırada, diğeri ise çok az kişinin bildiği İĞDE AĞACININ KESİLMESİ nedeniyle. O günlerin Ankara’sı kurak, çorak bir yermiş. Çankaya'dan meclise gelirken yol üzerinde sadece ama sadece bir tek iğde ağacı varmış. Atatürk o iğde ağacının önünden geçtiğinde arabasını durdurur, iğde ağacına selam verirmiş, yanındakiler, "Aman Paşam ne yapıyorsunuz?" dediklerinde, "Eee o yediğim meyvenin, sığındığım gölgenin, soluduğum havanın bir neferi o. En az diğer neferler kadar bunun da selama hakkı var” yanıtını verirmiş. Bir gün yanında bulunan arkadaşına "İşte bu benim..." derken bir de bakıyor ki ağaç yerinde yok ve hemen arabasından iniyor "Ne yaptınız buradaki iğde ağacına", "Paşam yolu genişletmek için mecbur kaldık kestik" yanıtını alınca "Yahu bana soraydınız bu ağacı kurtaracak bir yolu mutlaka bulurdum" diyor ve çok üzgün arabasına biniyor. Şoförü ve arkadaşının yanında kendini tutamayıp ağlıyor.
ÜLKEYİ YÖNETENLERE ÖRNEK OLSUN
Cumhuriyet döneminin en etkin gazetecilerinden ve Atatürk’e yakınlığı nedeniyle çok önemli olaylara tanıklık eden Falih Rıfkı Atay, yazdığı anı kitaplarında şöyle diyor; “Büyük önder çorak dağlarının ormanlaşması için bizzat uğraştı. Hemen, hemen her ağaçta hakkı vardır. Nerede birkaç söğüt görse pikniğe giderdi. Söğütözü, pek sevdiği köşelerinden biri olmuştur. Kendi ağzından bizzat dinlemiştim. Atatürk’ün doğayı, ağacı sevmesinin en belirgin örneklerinden biri Atatürk Orman Çiftliğidir. Yalova kaplıcalarının yeşil cennet diyarı çam ormanları atamızın katkılarıyla gerçekleşmiştir. Ankara Gazi Orman Çiftliği, Yalova Baltacı Orman Çiftliği, Tarsus Piloğlu Çiftliği, Silifke Tekir ve Şövalye Çiftliği, Dörtyol Portakal Bahçeleriyle Karabasmak Çiftliği de”. Ülkeyi yönetenlere örnek olsun.
ÇİFTÇİNİN ÖKÜZÜ İCRA YOLUYLA SATILMAZ
Atatürk, yurt gezilerinden birinde, tarlasında çift süren bir çiftçi ile karşılaşır ve “Hayrola Ağa, öküzün tekine ne oldu?”, “Devlete vergi borcumuz vardı bey, icra kapımızı çalınca çaresiz kaldık, koca öküzü satıp borcumuzu ödedik” yanıtını alınca Salih Bozok'u yanına çağırır ve “Yarın sabah git Halil Ağa'yı bul, bana getir. Benim kim olduğumu sorarsa, bizim bey seni bir kahve içmeye çağırıyor dersin”. Atatürk, ertesi günü Başbakan İsmet Paşa ve Maliye Bakanı Şükrü Kaya'nın yanında Halil Ağaya konuyu tekrar anlattırır ve odada derin bir sessizlik olur. Halil Ağa Atatürk'e dönerek “Sen Atatürk Paşamsın galiba, ne olur beni bağışla kusur ettim diye yalvaracak olur. Atatürk, Halil Ağa'nın sırtını okşayıp “Sen bizim gözümüzü açtın” der ayakta uğurlar. İsmet Paşa ve Şükrü Kaya’ya “Beyler biz istiklal savaşını köylünün öküzünü, sabanını icra yoluyla sattırmak için yapmadık” der ve şu an hala yürürlükte olan o kanunu çıkarttırır.
BERGAMA’DA TARIM VE HAYVANCILIK FUARI
Çiftçinin ne kadar önemli olduğunu yukarıdaki satırlarda anlattım. Zaten çoğumuzun da yaşadığı üzere Türkiye’de sebze ve meyvenin fiyatlarını görenler bilir. Çiftçi ne yapsın ki mazot fiyatları, tohum, gübre, işçilik elektrik, su, her yıl katlanarak artıyor. Bir zamanlar dünyanın buğday ambarı diye bilinen ülkemiz şimdi dışarıdan milyon dolarla ödeyip ithal ediyoruz. Bu bakımdan tarım ve hayvancılık fuarlarını çok önemsiyorum. Verimli toprakları nedeniyle pek çok medeniyete ev sahipliği yapan Bakırçay Ovası’nın üreticilerini buluşturacak Bergama Tarım ve Hayvancılık Fuarı başladı ve 26 Ekim tarihine kadar devam edecek. Bergama Belediyesi, Bergama Ticaret Odası ve Bergama Ziraat Odası destekleri ile Bergama Otogarı’nda bölgede tarım ve hayvancılıkla uğraşan çiftçileri, üreticileri ve sektör temsilcilerini bir araya getirdi. Yem ve gübre ürünlerinden sulama sistemlerine, traktörlerden modern tarım makinelerine, enerji çözümlerinden hayvancılık ekipmanlarına kadar yüzlerce ürünün yeraldığı fuarda özel indirimli satışlar da yapılıyor. Mustafa kemal Atatürk’ün söylediği gibi "Türkiye’nin gerçek sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür", "Milletimiz çiftçidir. Milletin çiftçilikteki çalışma imkanlarını, asri ve iktisadi tedbirlerle en yüksek seviyeye çıkarmalıyız"
BRAVO… EGİAD’LA 2.150 AĞAÇ FİDANI TOPRAKLA BULUŞUYOR.
Atatürk’ün “Ağaçsız toprak vatan değildir” ilkesinden hareket eden Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD), kuruluşunun 35. yılında 2 bin150 adet ağaç fidanını toprakla buluşturuyor. Ege Orman Vakfı ile protokol imzalayan EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Özhelvacı, İzmir’de 160 orman yangınında 10 bin 600 hektar alanın zarar gördüğünü, herkesin doğaya karşı sorumlu olduğunu belirterek “2025 yılında başlattığımız EGİAD Sakız Ağacı Korusu projemize ek olarak, yeni bir sürdürülebilirlik ve toplumsal sorumluluk projemizi Çeşme Otoyolu kenarına 2.150 ağaç fidanı dikerek hayata geçireceğiz” dedi. Ege Orman Vakfı Genel Müdürü Perihan Öztürk, “Sıklığı ve hektar bazında büyüklüğü giderek artan orman yangınları maddi manevi ciddi yük oluşturmakta. Tüm yetkili kurum ve kuruluşlar, konunun uzmanı bilim insanları, özel sektör ve STK’ların iş birliği içinde hareket etmesi gerekiyor” diyor.
BİZİMİZMİR HOMEROS ÇEVRE ÖDÜLÜ BERK’E
Bizimizmir Dergisi’nin geleneksel hale getirdiği ve ‘Şehre Katkısı Olan İnsan Ve Kuruluşlara’ verilen 2025 Yılı Homeros Ödülleri’nden ‘Çevre ve Doğa’ kategorisinde, kendi imkanlarıyla kurduğu hayvan barınağında ölüme terk edilen, yaralı, çaresiz köpek ve kedilerek yaşam hakkı tanıyon Av. Bilgi Berk’e verildi. Hayvan hakları ihlallerine ilişkin davalarda da gönüllü olarak görev yapan Av. Bilge Berk’in Foça Bağarası’ndaki barınağında bakıma muhtaç 100'ü aşkın köpek, İzmir depreminde enkazından kurtarılan 70'i aşkın kedi, 1 eşek bulunuyor. Böyle yüce gönüllü insanların artmasını diliyorum.