İZMİR GÜNCEL

Zeki Müren'in kara kutusu açıldı: 30 yıllık dostu Göksenin Çakmak bilinmeyenleri anlattı

O, Sanat Güneşi'nin sadece arkadaşı değil, 30 yıllık sırdaşıydı. Zeki Müren'in vefat ederken ellerini tutan Göksenin Çakmak, yıllardır biriktirdiği, kimsenin bilmediği anıları, sanat dünyasının kanlı bıçaklı kavgalarını ve Sanat Güneşi'nin engellenen projelerinin ardındaki acı gerçekleri ilk kez bu kadar net anlattı. Çakmak'a göre Zeki Müren, "kötü rol model" olduğu gerekçesiyle sistematik bir sansüre uğruyor.

Abone Ol

ÖMER CEYLAN- Türkiye'nin "Sanat Güneşi" olarak kalplerde taht kuran, ancak özel hayatı ve kimliğiyle her zaman bir sır perdesinin arkasında kalan Zeki Müren'in en yakın tanığı, 30 yıllık arkadaşı Göksenin Çakmak, yılların sessizliğini bozdu. Dokuz Eylül TV'de Gazeteci Kazım Bozkurt ve Ömer Ceylan'ın programına konuk olan Çakmak, Müren'in sahne ışıkları söndüğündeki bambaşka portresini, sanat camiasındaki kanlı bıçaklı kavgalarını ve ölümünden sonra bile peşini bırakmayan sansür mekanizmasını tüm çıplaklığıyla gözler önüne serdi. Çakmak'ın anlattıkları, sadece bir magazin haberi değil, aynı zamanda Türkiye'nin bir dönemine damga vuran sanat ikonuna uygulanan sistemli engellemelerin de bir itirafnamesi niteliğinde.

1946 İzmir Alsancak doğumlu olan, felsefe öğretmenliğinden Zeki Müren'in en yakınındaki isme dönüşen Göksenin Çakmak, Sanat Güneşi ile olan dostluğunu "Zeki Müren'i en iyi tanıyan tek ben varım" sözleriyle özetliyor. Bu iddialı cümlenin altı ise, 1979'da Ankara'da bir otel lobisinde başlayan ve Müren'in 1996'da TRT stüdyosunda yine Çakmak'ın kollarında son nefesini vermesiyle noktalanan, filmlere konu olacak bir hikayeyle dolu. Çakmak, o ilk tanışma anından itibaren Müren'in kendisini bir daha hiç bırakmadığını, Bodrum'daki evinin kapılarını sonuna kadar açarak hayatına dahil ettiğini anlatıyor.

Devlet eliyle Zeki Müren’e sansür uygulandı

Göksenin Çakmak'ın açıklamalarının en can alıcı ve sarsıcı bölümünü, Zeki Müren'in anısını yaşatmak için hazırladığı projelere vurulan setler oluşturuyor. Çakmak, hem bir belgesel film hem de bir kitap projesinin, bizzat Zeki Müren'in tüm mal varlığını bıraktığı Mehmetçik Vakfı ve Türk Eğitim Vakfı (TEV) tarafından nasıl engellendiğini anlattı. Vakıf avukatlarının, belgeselde kullanılacak iki şarkı için kendisinden yaklaşık 10 milyon TL gibi fahiş bir telif ücreti talep ettiğini belirten Çakmak, bunun sadece bir bahane olduğunu, asıl engelin çok daha derinlerde yattığını iddia etti.

Çakmak'a göre bu engellemelerin ardındaki temel gerekçe, Zeki Müren'in cinsel kimliğinin "Türk toplumuna kötü bir rol model" olacağı endişesi. Bu durumun kendisine açıkça söylenmediğini ancak "eften püften sebeplerle" projelerin önüne geçildiğini belirten Çakmak, "Bir başka yapımcı Zeki Müren'in hayatını çekmek için hazırlık yaptı. Fakat yukarıdan birtakım engeller olduğunu, o kimlikteki bir kişiliğin özel hayatından dolayı topluma kötü bir rol model olacağı gerekçesiyle filmin engellendiğine inanıyorum" dedi. Hatta İzmir'de düzenlenmesi planlanan iki anma konserinin, son gün "ses düzeni bozuk" gibi sudan bahanelerle ve hakkında yazılan imzasız bir iftira mektubu gerekçe gösterilerek iptal edildiğini söyledi.

“Nasıl Bülent Ersoy rakibim olabilir?”

Programda sanat dünyasının iç yüzüne dair de şok edici detaylar paylaşan Çakmak, Zeki Müren'in en çok üzüldüğü konuların başında, magazin basınının kendisini sürekli Bülent Ersoy ile rakip olarak göstermesi olduğunu belirtti. Müren'in, "Ben nasıl Bülent Ersoy'la rakip olabilirim? Benim bestelerim var, desen çiziyorum, yüksekokul mezunuyum" diyerek bu durumdan yakındığını anlattı.

Çakmak, Müren'in sanatçılarla olan inişli çıkışlı ilişkilerine dair de çarpıcı anektodlar paylaştı. Müren'in rol modeli olarak gördüğü Müzeyyen Senar için, "Beni çok ezen bir kadındı. Bodrum'a gelir, gezdiririm, balık yediririm. Giderken bir laf eder içime oturtur, öyle giderdi" dediğini aktardı. Bir diğer sarsıcı anı ise tiyatro sanatçısı Altan Karındaş ile ilgili. Çakmak, Karındaş'ın bir oyun öncesi Müren'i kuliste, "Eğer bana şu kadar lira vermezsen, seni sahnede mahvederim" diyerek tehdit ettiğini ilk kez açıkladı. Bir dönemin ünlü yıldızı Cahide Sonku'nun hazin sonuna da değinen Çakmak, Müren'in ona gizlice para yardımı gönderdiğini ancak Sonku'nun "Gönderecek tabii eşek gibi, onu ben meşhur etmedim mi?" diyerek nankörlük ettiğini anlattı. Emel Sayın için ise “mavi gözlü güzel kadın” dediğini söyledi.

Son 4 yılı depresyon içinde geçti

Göksenin Çakmak, milyonların hayran olduğu Sanat Güneşi'nin, sahne ışıkları kapandığındaki "insan" tarafını da tüm zaaflarıyla ortaya koydu. Müren'in son dört yılını depresyonda geçirdiğini, geceleri bir şişe viskiyi bitirdiğini ve zaman zaman kontrolünü kaybettiğini anlatan Çakmak, onun aslında ne kadar hassas ve kuralcı olduğunu da vurguladı. Müren'in, en yakın dostu olmasına rağmen, köpeğini kaçırdığını zannettiği için kendisiyle tam bir yıl konuşmadığını, sonra gerçeği anlayınca gece yarısı arayıp özür dilediğini söyledi.

İş ahlakının ise mükemmel olduğunu, bir gecede 12 şarkılık bir albümü "ertesi gün sesim değişebilir" endişesiyle okuyup bitirdiğini, vergilerini herkesten önce ödeyen bir vatansever olduğunu belirtti. Müren'in TRT'deki ölümünün bir intihar olduğu iddialarını ise kesin bir dille yalanlayan Çakmak, "O gün ilaçlarını almaması intihar ettiği anlamına gelmez. Stüdyoya neşeyle geldi, fıkralar anlatıyordu. Ölmek gibi bir niyeti kesinlikle yoktu, bu durum sonradan dramatize edildi" diyerek tartışmalara son noktayı koydu.