Uyku, yalnızca dinlenmek için değil, vücudun kendini yenilemesi ve bağışıklık sisteminin güçlü kalması için de kritik öneme sahip. Uzmanlara göre, uyku sırasında “sitokin” adı verilen koruyucu proteinler üretiliyor. Bu proteinler hem enfeksiyonlarla savaşta hem de uykunun derinleşmesinde rol oynuyor.
Gece uykusu altı saatin altına indiğinde, sitokin üretimi azalıyor ve bağışıklık sistemi savunmasız kalıyor. Bu da kişinin enfeksiyonlara karşı daha zayıf hale gelmesine, hastalıkların ise daha uzun sürmesine neden oluyor.
Fransa’da 2023 yılında yapılan bir araştırma, yetersiz uykunun aşıların etkinliğini bile düşürebildiğini ortaya koydu. Çalışmada erkeklerde bağışıklık yanıtının belirgin şekilde zayıfladığı, kadınlarda ise hormon değişimlerinin bu etkiyi farklılaştırdığı görüldü.
Ruh sağlığında derin yaralar açıyor
Uyku eksikliğinin yalnızca bedene değil, ruh sağlığına da zarar verdiğini söyleyen uzmanlar, özellikle anksiyete ile güçlü bir bağlantıya dikkat çekiyor.
Dr. Sue Peacock, uyku yoksunluğunun kaygıyı artırdığını, kaygının ise uyumayı daha da zorlaştırdığını belirtiyor. Beynin sürekli “savaş ya da kaç” modunda kalması, uykuya dalmayı güçleştiriyor. Böylece kişi, uykusuzluk ve kaygının birbirini beslediği kısır döngüye giriyor.
Bu durum yalnızca ruh halini değil, günlük yaşamda keyif alma kapasitesini de azaltıyor. Daha az uyuyan bireylerde huzursuzluk, sinirlilik ve konsantrasyon sorunları daha sık görülüyor.
Kadınlarda hormon dengesini bozuyor
Uyku süresinin kısa olması, özellikle kadınlarda hormonal dengeyi etkiliyor. Uyku ve vücut saati üzerine çalışan Dr. Katharina Lederle’ye göre, yetersiz uyku tiroid uyarıcı hormon seviyesini artırıyor. Bu artış, genç kadınlarda adet düzensizlikleriyle ilişkilendiriliyor.
Uzmanlara göre, uyku eksikliğinin etkileri yalnızca tiroidle sınırlı değil. Hormonal dalgalanmalar, metabolizma hızını ve kilo dengesini de olumsuz etkileyerek uzun vadede sağlık sorunlarına zemin hazırlıyor.
Kilo kontrolü zorlaşıyor
Yapılan araştırmalar, kısa süreli uyuyan bireylerde kilo artışı riskinin daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Bunun nedeni, uykusuzluğun iştahı düzenleyen hormonları etkilemesi.
Uykusuz kalan kişilerin ghrelin hormonu yükselirken, leptin seviyesi düşüyor. Ghrelin iştahı artırırken leptin tokluk hissi yaratıyor. Bu hormonal dengesizlik, kişinin daha fazla yemek yemesine ve obezite riskinin artmasına yol açıyor.
Uzmanlardan uyarı: uyku yaşamın temel parçası
Uzmanlar, her bireyin gece ortalama 7-9 saat uyuması gerektiğini vurguluyor. Uyku eksikliğinin “telafi edilebilir” gibi görünse de, uzun vadede kalp-damar hastalıkları, şeker hastalığı ve ruh sağlığı sorunlarına kapı aralayabileceği belirtiliyor.
Dr. Peacock, “Uykuyu bir lüks değil, bedenin ihtiyaç duyduğu bir iyileşme süreci olarak görmek gerekir” diyor. Bilim insanlarına göre düzenli uyku, dengeli beslenme ve fiziksel aktiviteyle birlikte sağlıklı yaşamın üç temel direğinden biri.