Warren Buffett'ın yeni yatırım stratejisi: Enerji sektörüne yöneldi Warren Buffett'ın yeni yatırım stratejisi: Enerji sektörüne yöneldi

Son yıllarda asgari ücret artışları, yüksek enflasyon oranlarıyla birlikte hız kazandı. 2025 yılı için yapılacak zam görüşmeleri de enflasyon ve döviz kurlarındaki değişimlerin gölgesinde başlıyor. İşverenler, maliyetlerinin döviz kurlarının yatay seyir göstermesine rağmen ciddi şekilde arttığını savunuyor.

Net maaş, brüt maaş ve işveren maliyeti nasıl hesaplanıyor?

Net maaş, çalışanın eline geçen miktarı ifade ederken, brüt maaş bu tutarın üzerine sosyal güvenlik primi, işsizlik sigortası primi ve gelir ile damga vergilerinin eklenmesiyle belirleniyor. İşverene olan toplam maliyet ise brüt maaşa, işveren SGK payının eklenmesiyle ortaya çıkıyor.

Hükümet, zaman zaman işverenlere mali destek sağlarken, bu desteklerin ve değişen oranların asgari ücret görüşmelerinde önemli bir yer tuttuğu görülüyor. Ancak yüksek oranlı zamlar, enflasyondan dolayı çalışanların alım gücünü istenilen düzeye çıkaramıyor.

20 yılda işveren maliyetindeki değişim

Asgari ücrette son 20 yılda önemli değişimler yaşandı. 2004 yılında net asgari ücret 303,08 TL olarak belirlenmiş, işverene toplam maliyeti ise 560,16 TL olmuştu. Bu dönemde, net maaş ile işveren maliyeti oranı 1,85 olarak kaydedilmişti.

2024 yılına gelindiğinde, net asgari ücret 17 bin 2,12 TL, brüt maaş 20 bin 2,5 TL ve işverene maliyeti 23 bin 502,94 TL olarak hesaplandı. Net maaş ile işveren maliyeti oranı ise 1,38’e gerileyerek geçmiş yıllara kıyasla bir düşüş gösterdi.

İşverenlerin maliyet baskısı gündemde

Özellikle emek yoğun sektörlerde ihracata yönelik faaliyet gösteren işverenler, artan işçilik maliyetlerinden şikayet ediyor. 2025 yılı görüşmelerinde, işverenlerin talebi doğrultusunda vergi dilimlerinde yapılacak değişikliklerin ele alınması bekleniyor.

Alım gücü tartışmaları sürüyor

Son yıllarda yüksek oranlı asgari ücret artışlarına rağmen, çalışanların alım gücündeki gerileme devam ediyor. Ekonomik dalgalanmalar ve enflasyon baskısı, hem işçi hem de işveren tarafında çözüme yönelik yeni düzenlemeler yapılması gerektiğini ortaya koyuyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ