YAŞAM

Atıl topraklara 'devlet' eli değdi: Ekilmeyen tarlalar üretime açılıyor, çiftçiye yeni kapı aralanıyor

Türkiye'nin kanayan yarası olan ve milyonlarca hektarlık bir alanı kaplayan atıl tarım arazileri için devrim niteliğinde bir adım atıldı. Tarım ve Orman Bakanlığı, üst üste iki yıl boyunca ekilmeyip boş bırakılan özel mülkiyete ait tarlaları, üretim yapmak isteyen çiftçilere ve girişimcilere kiralamak için düğmeye bastı.

Abone Ol

Gıda fiyatlarındaki artışın ve arz güvenliğinin her zamankinden daha kritik hale geldiği bir dönemde, Türkiye'nin verimli topraklarının atıl kalması uzun süredir kamuoyunun gündemindeydi. Miras yoluyla parçalanmış, sahibi uzakta olduğu için ilgilenilemeyen veya çeşitli sebeplerle ekilmeyen milyonlarca dönüm arazi, ülke ekonomisi için büyük bir kayıp anlamına geliyordu. İşte bu duruma son vermek amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı, daha önce yasal altyapısı hazırlanan ve büyük bir merakla beklenen kiralık tarla uygulamasını resmen başlattı. Bu yenilikçi proje, mülkiyeti gerçek veya tüzel kişilere ait olan ancak üst üste iki yıl boyunca herhangi bir tarımsal üretim faaliyeti yapılmadığı tespit edilen arazilerin, devlet aracılığıyla üretime kazandırılmasını amaçlıyor. Bu model, hem toprağını işleyemeyen mülk sahipleri için yeni bir gelir kapısı oluşturuyor hem de arazi arayan ancak satın alma gücü olmayan çiftçiler ve yatırımcılar için eşsiz bir fırsat sunuyor.

İki yıl boş kalana devlet 'gel ek' diyor

Uygulamanın temel mantığı oldukça basit ve net bir prensibe dayanıyor: Toprak boş kalmayacak. Süreç, Tarım ve Orman Bakanlığı il ve ilçe müdürlüklerine bağlı uzman ekiplerin, kendi sorumluluk bölgelerindeki arazileri tarayarak başlıyor. Ekipler, uydu görüntüleri, saha tespitleri ve diğer kayıt sistemleri üzerinden, iki yıl üst üste ekilip biçilmeyen atıl arazi statüsündeki tarlaları belirliyor. Tespit edilen bu arazilerin mülk sahipleriyle iletişime geçilerek, kendilerine arazilerini bir üretim sezonu içinde ekmeleri için bildirimde bulunuluyor. Mülk sahibi bu çağrıya uyarak arazisini kendi imkanlarıyla ekerse, süreç onun için son buluyor. Ancak, tanınan süre içinde arazi yine boş bırakılırsa, işte o zaman devlet devreye giriyor. Bakanlık, "kamu yararı" ve "üretimin devamlılığı" ilkeleri gereği, bu araziyi mal sahibi adına, üretim yapmak isteyen üçüncü kişilere kiralamak üzere sisteme dahil ediyor.

Hem mal sahibi hem kiracı hem de ülke kazanacak

Bu model, tüm taraflar için bir "kazan-kazan-kazan" durumu yaratma potansiyeli taşıyor. Sistemin en önemli avantajlarından biri, mülk sahibinin hiçbir hakkının kaybolmaması. Arazi, sadece sezonluk kiralama yöntemiyle kiraya veriliyor ve mülkiyeti tamamen sahibinde kalmaya devam ediyor. Kiralamadan elde edilen gelir, yasal kesintiler yapıldıktan sonra doğrudan arazi sahibinin hesabına yatırılıyor. Böylece, toprağını işleyemeyen bir kişi, oturduğu yerden pasif gelir elde etme imkanına kavuşuyor. Diğer yanda ise, tarım yapmak isteyen ancak yeterli sermayesi olmadığı için arazi satın alamayan genç çiftçiler, girişimciler veya mevcut arazisini genişletmek isteyen köylüler için yeni bir üretim alanı doğuyor. Sistemin üçüncü ve belki de en önemli kazananı ise Türkiye ekonomisi oluyor. Atıl arazilerin üretime katılmasıyla birlikte tarımsal hasıla artıyor, gıda arzı güçleniyor ve bu durumun uzun vadede gıda enflasyonu üzerinde olumlu bir etki yaratması bekleniyor.

Tarlaya talip olanlar için yol haritası: Başvurular nerede, nasıl yapılacak?

Bakanlığın kiraya çıkaracağı tarlalara talip olan vatandaşların izlemesi gereken yol oldukça şeffaf bir şekilde tasarlandı. Başvurular iki ana kanal üzerinden yapılabilecek. Birincisi, geleneksel yöntem olan, bulunulan il veya ilçedeki Tarım ve Orman Müdürlüklerine şahsen başvuruda bulunmak. Burada yetkililer, kiraya çıkarılan arazilerin listesini, konumlarını, büyüklüklerini ve tahmini kira bedellerini başvuru sahipleriyle paylaşacak. İkinci ve daha pratik olan yöntem ise dijital kanalları kullanmak. Vatandaşlar, e-Devlet kapısı üzerinden veya Bakanlık tarafından bu amaçla geliştirilen "Tarım Arazileri Değerleme ve Edindirme Bilgi Sistemi" (TADEBİS) adlı online platform üzerinden başvurularını gerçekleştirebilecek. Bu sistemler sayesinde, kiraya çıkarılan tüm tarlalar harita üzerinde görülebilecek ve ilgilenilen arazi için dijital ortamda kolayca teklif sunulabilecek.

Açık artırma usulü: En yüksek teklifi veren tarlayı kapacak

Sistemin adil ve rekabetçi bir yapıda işlemesi için kiralama sürecinde ihale benzeri bir yöntem izlenecek. Bir tarla için birden fazla talip çıkması durumunda, öncelik en yüksek kira bedelini teklif eden kişi veya kuruma verilecek. Yani, bir nevi açık artırma usulü işleyecek ve en cazip teklifi sunan, o sezon için tarlayı kiralama hakkını elde edecek. Peki, birden fazla kişinin aynı en yüksek teklifi vermesi durumunda ne olacak? Yönetmelik bu durumu da öngörmüş durumda. Teklif eşitliği halinde, kiralanmak istenen tarlaya sınırı olan komşu parsel sahibi çiftçiye öncelik tanınacak. Eğer talipler arasında komşu parsel sahibi yoksa, bu durumda tarımsal işletme bütünlüğü ve üretim potansiyeli daha yüksek olan başvuru sahibi avantajlı konuma geçecek. Bu kriterler, arazilerin daha verimli kullanılmasını ve tarımsal bütünlüğün korunmasını amaçlıyor.

Kırmızı çizgi: Tarla sadece tarım için kullanılacak

Bakanlık, bu projenin temel amacından sapmaması için çok net kurallar belirlemiş durumda. Kiralanan araziler, kesinlikle tarımsal üretim dışında herhangi bir amaçla kullanılamayacak. Arazi üzerine kalıcı yapı inşa etmek, sanayi tesisi kurmak veya tarım dışı herhangi bir faaliyette bulunmak kesinlikle yasak. Kiralama sözleşmeleri, ekilecek ürünün türüne göre sezonluk olarak yapılacak ve her sezon sonunda sözleşme yenilenebilecek. Bakanlık ekipleri, kiralanan arazileri düzenli olarak denetleyecek. Yapılan denetimlerde, arazinin amacı dışında kullanıldığının veya hiç işlenmeyip boş bırakıldığının tespit edilmesi halinde, kira sözleşmesi derhal ve tek taraflı olarak feshedilecek ve kiracı hakkında yasal işlem başlatılacak. Bu katı kural, projenin suistimal edilmesini önlemeyi ve toprakların sadece üretim amacıyla kullanılmasını garanti altına almayı hedefliyor.

İlk adımlar Kilis ve Nevşehir'de atıldı: İşte kiraya çıkan araziler

Uygulamanın ilk resmi duyuruları, tarımsal potansiyeli yüksek iki il olan Kilis ve Nevşehir'den geldi. Nevşehir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yapılan tespitte, il genelinde devasa tarım alanlarının atıl durumda olduğu ortaya çıktı. Sadece merkez ilçeye bağlı 7 mahallede 86 bin 422 hektar, turistik ilçe Ürgüp'te ise 7 bin 452 hektarlık alanın işlenmediği belirlendi. Benzer şekilde Acıgöl, Avanos ve Hacıbektaş ilçelerinde de önemli miktarda boş arazi tespit edilerek kiralama listesine alındı. Bir diğer pilot il olan Kilis'te ise merkez ilçede toplam 12,7 hektarlık tarım arazisinin iki yıldır boş olduğu saptandı. Karamelik Mahallesi'nde 10,42 hektar ve Küplüce Mahallesi'nde 2,30 hektar olmak üzere toplam 5 arazinin atıl durumda olduğu kamuoyuna duyuruldu. Askıya çıkarılan bu listelere itiraz etmek isteyen mülk sahiplerinin, il ve ilçe müdürlüklerine başvurma hakkı bulunuyor. Türkiye genelinde yürütülen bu projenin, önümüzdeki günlerde diğer illerden gelecek yeni duyurularla hızla yaygınlaşması bekleniyor.