Babacan, CHP ile yaptıkları ortak liste çalışmasının başarılı olduğunu savundu. Babacan, “Bizim adaylarımızın olduğu yerlerin tamamında CHP’nin ciddi oy artışı var. Kesinlikle hepsini hak ettik ve hepsi helal. İçimiz rahat” diye konuştu.

Babacan, ortak listenin havuzu büyüttüğünü ve daha fazla seçmeni sandığa çektiğini belirtti. Babacan, “Biz olmasaydık bu kadar oy alınmazdı. Bizim katkımızla CHP’nin oyları arttı. Biz de 15 milletvekili çıkardık. Bu anamızın sütü kadar helaldir” ifadesini kullandı.

Ekonomi için düdüklü tencere benzetmesi

Babacan, ekonomi konusunda da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın politikalarını eleştirdi. Babacan, “28 Mayıs’ta sayın Erdoğan’ın kazanması halinde bu ülkenin ekonomisi daha kötü olacak. Ekonomi meselesi kadro meselesidir. Bir kahraman gelsin, kurtarsın, buna inanmıyorum. Biz kazanırsak ilk 1 ayda kurumlar ayağa kalkar. 2 yıl içerisinde enflasyonu tek haneye düşürürüz. 6 ayda kriz iklimi ortadan kalkar” dedi.

Babacan, ekonomiyi düdüklü tencereye benzetti. Babacan, “Düdüklü tencerenin içindeki basınç arttıkça ses çıkarmaya başlar. Ses çıkarmaya başlayınca da düdükten basıncı azaltmak gerekir. Ama sayın Erdoğan düdükten basıncı azaltmak yerine sesini kesmeye çalışıyor” diye konuştu.

Sandık güvenliği için çalışma

Babacan, ikinci turda sandık güvenliği için de çalışma yaptıklarını söyledi. Babacan, “81 ilde 6 partinin il başkanları her sabah toplanıyor. Herkes sahaya çıkıyor. Ertesi sabah yeniden toplanıyorlar. Bizim arkadaşlarımız 81 ilin 75’inde davet edilmişler” dedi.

Babacan, seçmenlere de sandığa gitme çağrısı yaptı. Babacan, “Gördüğüm herkese ‘Sandığa gideceğiz değil mi’ diyorum. ‘Bu iş bitti, sandığa gitmeyeceğim’ diyen bir tek vatandaşımızla karşılaşmadım” dedi.

‘BU GÜNLERİ MUMLA ARAYACAĞIZ’

Kandil PKK ayrı şeydir. Onu gündeme getirmek doğru değil. Bu çalışmalarımıza 7. parti, 8. parti destek veriyorsa memnun oluruz. Ama destek versinler diye bir şey yazmamız ki. Özellikle sayın Kılıçdaroğlu’nun adaylığına verilen destek bir şeyin karşılığı değil. Parti programımızda güvenlik ile özgürlüğü sağladır dedik. Terörle mücadelede kati duruş var. PKK ile FETÖ ile mücadele edeceğiz diyoruz, hepsi yazılı burada. Halbuki Cumhur İttifakı ve sayın Erdoğan insanları ‘güvenlik riski var’ diyor korkutuyor. Mealen söyleyeyim; inancın mı önemli, para mı önemli diyor. İnanç özgürlüğü için fakir olmaya razı olacaksın diyor. Çünkü artık zenginlik, refah üretemiyor. İnanın bu krizler büyüyecek. Bugünü mumla arayacağız.

‘SİNAN OĞAN’IN BİZİ DESTEKLEMESİNİ ARZU EDERİZ’

Arada fark var daha hızlı koşup o farkı kapatmayı hedefliyoruz. Bu kapanabilir fark. Bütün teşkilat olarak sahada çalışıyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu’nun kazanması için bütün çabamızı ortaya koyuyoruz. Biz Sinan Oğan’ın Millet İttifakı’na ve sayın Kılıçdaroğlu’na destek vermesini arzu ederiz kuşkusuz. Bizim 6 parti olarak ortaya koyduğumuz politikalar çok açık. Bütün detaylarıyla yayınladık. İktidar olduğumuz anda 20 bakanı 5 sene boyunca meşgul edecek hazırlığımız var. Bu halkanın genişlemesini sayın Sinan Oğan’ın bize destek vermesini arzu ederiz.

CUMHURBAŞKANLIĞI YARDIMCILIĞINDA FERAGAT EDİLİR Mİ?

Bu 6 genel başkanın Cumhurbaşkanı yardımcısı olması fikri CHP’nin yaptığı yazılı hazırlığında olan bir fikirdi. Biz de geçiş sürecinin yol haritasını ortaya koyduk. Bunun tekrar değişmesi, tekrar 6 liderin karar vermesiyle mümkün. Siyasi partileri destekleyenler, destekleri partinin genel başkanı yönetimde söz sahibi olsun diye destek veriyor. 6 lider bir araya gelip birbirimizin argümanlarını dinlemesi lazım. Şu anda böyle bir gündem yok. Denirse ‘hadi toplanıp bir daha ele alalım’. Oturup argümanları dinleriz, vatandaşımızın sesini dinlemek de önemli tabii. Mutabık kalırsak bunların hepsi olur. 8 kişi ‘terörle mücadele edeceğiz’ diyoruz. Genel başkanların cumhurbaşkanı yardımcısı olup olmayacağı, bakanların ismi ne olacağı 6 genel başkan otururuz. Bu gündemle dersek ki, ‘hadi oturalım, toplanalım’, oturur konuşuruz. Biz ciddi bir iş yapıyoruz. Ortak karar ala ala yürüyoruz. Aylardır bir hazırlık var. Bunun değişmesi için bir sürü sebep olması lazım. Sebepler gerçekten güçlü ise o yönde de kararımızı verebiliriz.

‘CHP İLE AK PARTİ DE ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ YAPMIŞTI’

Cumhur İttifakı’na yakın duran medya ‘daha iş olmadan bunlar gevşemeye başladı’ diyor. Öyle bir şey yok. Bizim Millet İttifakı’ndaki insicamı bozmak istiyor. Söylediğim çok açık. Soru şuydu; siz parlamenter sisteme geçmek istiyordunuz. Meclis oluştu artık. Her iki taraf da kendi başına anayasayı değiştiremiyor. Güçlendirmiş parlamenter sistem olmayacak, ne yapmayı düşünüyorsunuz? Bana sorulan bu. Ben de diyorum ki, anayasa değişikliği yapılacaksa ancak ve ancak Cumhur ve Millet İttifakı’nın uzlaşmasıyla mümkün diyorum. AK Parti ve sayın Baykal’ın genel başkanı olduğu CHP zamanında referanduma gitmeden anayasadaki pekçok maddeyi uzlaşmayal değiştirdik o zaman. Bu AK Parti ile CHP’nin yakınlaşması, birbirine göz kırpması anlamına mı geldi?

‘CUMHUR ÇALIŞALIM DERSE HAZIRIZ’ SÖZÜ…

Şu anda muhalefet partisiyiz. Sayın Kılıçdaroğlu kazandığı anda iktidar partisi olacağız. Sayın Kılıçdaroğlu’nun kazanması yürütme tarafında Millet İttifakı, Meclis tarafında Cumhur İttifakı’nın olduğu tabloyu gösterecek. Sayın Kılıçdaroğlu seçimi kazandığı anda artık Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı’nın daha yakın görüşmesi gerekecek. Meclis’ten yasa geçirmek istiyorsak Cumhur İttifakı ile tabii ki görüşülecek. Gerçekçi olalım, sayın Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı olduğunda bu ülke uzlaşmayla yönetilecek zaten. Bu gerçeği hep beraber görmemiz lazım. Bu sistem ülkenin başına bela oldu. Hukuk kalmadı, adalet kalmadı. Gelin parlamenter sisteme geçelim bitirelim. Sayın Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı olduğu anda parlamenter sisteme geçelim teklifi karşı taraftan da gelebilir. Kendileri de görüyorlar sıkıntıyı. Gelsinler parlamenter sistemi bir referanduma getirelim bakalım. Vatandaşımız bu sistemin kilitlendiğini görüyor. Parlamenter sisteme inanan vatandaşımız daha fazla.

‘EKONOMİMİZ DÜDÜKLÜ TENCERE GİBİ HER AN PATLAYABİLİR’

Şu anda ülkemizin ekonomisi ve finansal sistem yakın tarihimizin en kötü durumunda. Altı kaynayan düdüklü tencere konumunda. Altını kısmazsanız patlar. Gerçekten bilmediklerinin farkında değiller. Her türlü rasyonalitenin dışına adım atıyorlar. Şu anda Merkez Bankası 75 milyar dolar borcu var. Arka kapıdan döviz satışı yapılıyor. Dövizle alakalı yavaş yavaş karaborsa oluşmaya başladı. Sayın Erdoğan ikinci turu kazanırsa döviz karaborsa olacaktır. Resmi kurdan değil piyasadan çok daha pahalı döviz almak zorunda kalacaksınız. Özal’la beraber başlayan teşebbüs, vicdan, ifade hürriyeti şu anda üçü de engelleniyor.

‘ERDOĞAN KAZANIRSA EKONOMİ DAHA KÖTÜ OLACAK’

Sayın Şimşek’i Londra’da Erdoğan’la tanıştıran benim. Daha sonra Mehmet Bey’i sisteme kattık. Her ne kadar donanımı olsa da etki ayrı bir şey. Sayın Şimşek’in yapmak istediklerinin hiçbirini yaptırmadılar. Ne kadar irrasyonel politikalar varsa Erdoğan, Şimşek’i pas geçerek uyguladı. Bir yandan bakan olmuş ama bir yandan iş yaptırmıyorsunuz. İktidar değişikliği olmadan bu ekonomi düzelmez. 18 Mayıs’ta sayın Erdoğan’ın kazanması halinde bu ülkenin ekonomisi daha kötü olacak. Ekonomi meselesi kadro meselesidir. Bir kahraman gelsin, kurtarsın, buna inanmıyorum. Biz kazanırsak ilk 1 ayda kurumlar ayağa kalkar. 2 yıl içerisinde enflasyonu tek haneye düşürürüz. 6 ayda kriz iklimi ortadan kalkar.

SANDIK GÜVENLİĞİ TARTIŞMALARI

Biz toplamda aşağı yukarı 50 bin kişiyi havuza koyduk. 200 bin sandıkta 560 bin kişi görevlindirildi. Sandık görevlisi artı müşahit olarak. Bugüne kadar kanıtlanmış sistematik sorun görmedik. Münferit sorunlar var. İtiraz müessesesi çalışıyor. Bize gelenlerde sandık müşahitleri, sandık görevlileri ‘göz göre göre hata oldu, düzeltilmedi’ diye bir şey olmadı. İtiraz edilenler düzeltildi. Burada kilit nokta hiçbir sandığı boş bırakmamak. Biz isimleri yeniden güncelledik. CHP’ye yeniden isimler veriyoruz. CHP’nin koordinasyonunda bu işi götürüyoruz. 1192 avukat verdik. Bu gerçekten önemli katkı oldu sisteme. Önemli olan sandığı boş bırakmamak. Eğer görevliler sandıkta yoksa, o boş bırakanın kusurudur. Oyun, düzen varsa tedbiri almış olmanız caydırıcı oluyor, cesaret edemiyorlar. Sandıkları iyi koruyacağınızla ilgili tedbir aldığınızda karşıdan gelen kötü niyeti baştan önlemiş oluyorsunuz.”

Editör: Kazim Bozkurt