Bakan Özer, Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı Konferans Salonu'nda 'Diyalekt' İngilizce dijital eğitim platformunun tanıtım programına katıldı. Özer, dijitalleşmenin eğitim sistemlerinde kullanılan en önemli enstrümanlardan biri olduğunu belirterek, "Artık dünyamız doğal afetlerin, salgınların çok yaygınlaştığı bir dönem yaşıyor ve o dönemde de eğitim sisteminin bir bütün olarak normalleşmesi, o süreçlerde devam edilmesi oldukça kritik öneme sahip. Bunu hem Covid salgınında gördük hem de 6 Şubat'ta daha önce hiç yaşamadığımız büyük ölçekli depremde yaşadık. 19 milyon öğrencisi, 1,2 milyon öğretmeniyle 150'ye yakın ülkenin nüfusundan çok daha kalabalık bir eğitim sistemine sahibiz. Eğitim sistemimizi çok daha güçlü hale getirebilmek için eksikliği hissedilen tüm alanlarda dijital platformlara ulaşılmasına büyük önem gösterdik" diye konuştu.

MEVCUT DİJİTAL PLATFORMLARIN EN İYİSİ


Türkçe, matematik ve İngilizce olmak üzere 3 dilde seferberlik ilan ettiklerini kaydeden Özer, "Matematiğe bir ders olarak değil; bir dil olarak bakıyoruz. Öğrencilerimizin hayatla rasyonel ilişki kurabilmesinin aracı olan bir dil. 'Diyalekt'i sadece eğitim çağı nüfusunun değil; devlete kayıtlı tüm vatandaşlarımızın kullanabileceği ve çok rahat bir şekilde İngilizceyi öğrenebileceği bir platform olarak ortaya koyduk. İyi ki bunu yapmışız. Bakın göreceksiniz; Türkiye'de yabancı dille ilgili iklim değişecek. 'Diyalekt', Türkiye'de şu anda mevcut İngilizce dijital platformların en iyisi. İddia ediyorum" dedi.

'ARAPÇA PLATFORMUNU DA AÇIYORUZ'


Uygulamanın yabancı dil sorununu çözeceğini belirten Özer, şöyle konuştu:
"Türkçe ile ilgili dijital platformumuzu da önümüzdeki hafta itibarıyla açıyoruz. Onun da hazırlıkları bitti. Dolayısıyla 3 dil dediğimiz; Türkçe, matematik ve İngilizce ile ilgili süreci nihayetlendirmiş olacağız. Yeni bir hazırlığa başlıyoruz, bizim için durmak yok. Yaklaşık 1,4 milyon öğrencimiz imam hatip liselerinde eğitim görüyor; orada da Arapça öğrenimi ile ilgili ciddi sıkıntılar var. Arapça dil platformunu da bugün itibarıyla başlatıyoruz."

HALK EĞİTİM MERKEZLERİNİ DİJİTALLEŞTİRECEĞİZ'


Özer, halk eğitim merkezlerinin sunduğu eğitimlerin dijital ortamda alınabileceği bir uygulamayı da hedeflediklerini belirterek, "Halk eğitim merkezlerini dijitalleştireceğiz. Halk Eğitim Merkezleri Bilişim Ağı'nı (HEMBA) yeni bir dijital platform olarak vatandaşlarımızın hizmetine sunmak istedik. Süreç bitti, inşallah önümüzdeki hafta veya bir sonraki hafta vatandaşlarımızın hizmetine açacağız" diye konuştu.
Özer, program çıkışı gazetecilerin sorularını yanıtladı. Deprem bölgesindeki çalışmalara ilişkin Özer, "Bugün itibarıyla artık deprem bölgesindeki 10 ilde eğitim verilmeyen hiçbir ilçe kalmadı. Burada öncelik çocuklarımızın o tramvayı atlatmasına katkı sağlamaktı. Amaç, müfredata dayalı bir eğitimi istikrarlı bir şekilde sürdürmek değildi. Çocuklar, en fazla etkilenenler. Onun için de çocukları o ortamlara çekmeye çalıştık" dedi.

​'1 AY DAHA TELAFİ PROGRAMI YAPACAĞIZ'


16 Haziran'da eğitim-öğretim tamamlandığı zaman öğrenme kayıpları ile ilgili ilave bir mekanizma üretmek gerektiğini belirten Özer, "1 Ağustos-1 Eylül arasında öğrencilerimiz gönüllülük esasına dayalı olarak eğitimle, öğrenme kayıpları ile ilgili hizmet alabilecek. Bir de 2023-2024 eğitim- öğretim yılı başladığı zaman, normal dersler devam ederken; dersten sonra veya hafta sonları yine aynı telafi programının ikinci fazı devreye girecek. 1 ay daha telafi programı yapacağız. Buradaki ana odak kitlemiz; depremi bizzat yaşayan o bölgedeki öğrencilerimiz" diye konuştu.
Bakan Özer, okulların kapanma ve açılma tarihleri ile ilgili soruya, "Olağanüstü koşullardan geçtiğimiz için süreçlere müdahale edip, değiştirme yapmak istemedik. Akademik takvimi zamanında tamamlayacağız. 2023-2024 eğitim yılının başlangıcını da zamanında yapacağız. Zaten telafi programını başarılı ve yoğun katılımlı şekilde tamamladığımız zaman, öğrenme kaybı ile ilgili sıkıntı olmayacak" yanıtını verdi. 

Kaynak: dha