Türkiye ekonomisinin çarklarını döndüren reel sektörün merakla beklediği düzenleme nihayet hayata geçti. Ticari işletmelerin bankalara olan kredi borçlarının yeniden yapılandırılmasını sağlayan yasal çerçevenin süresi dolmak üzereyken, Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile belirsizlik ortadan kalktı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın onayıyla yürürlüğe giren karara göre, firmaların nefes almasını sağlayan uygulama süresi 28 Aralık 2025 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere iki yıl daha uzatıldı.

Alınan bu kritik karar, nakit akışında sorun yaşayan ancak üretim kapasitesini koruyan firmalar için hayati önem taşıyor. Ekonomik istikrarın korunması ve şirketlerin iflas riskinden uzaklaştırılarak ticari hayatlarına devam edebilmesi adına atılan bu adım, piyasalarda olumlu bir hava estirdi. İş dünyası temsilcileri, yapılandırma sürecinin uzatılmasının istihdamın korunması açısından da stratejik bir hamle olduğunu vurguluyor.

Kanundaki geçici madde şirketlere kalkan oluyor

Yapılan düzenlemenin hukuki dayanağını, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu içerisinde yer alan Geçici 32'nci madde oluşturuyor. Bu madde, sadece bankaları değil, finansal kiralama (leasing), faktoring ve finansman şirketleriyle kredi ilişkisi bulunan tüm borçluları kapsayan geniş bir şemsiye niteliğinde. Yasanın temel felsefesi, borçlarını ödemekte zorlanan ancak yaşama potansiyeli olan firmaların ekonomiye yeniden kazandırılması üzerine kurulu.

Yapılan süre uzatımıyla birlikte, finansal darboğazdaki şirketlerin alacaklı kuruluşlarla masaya oturarak yeni bir ödeme planı oluşturmasının önü açıldı. Bu süreç, firmaların üzerindeki finansal baskıyı hafifleterek, enerjilerini borç takibinden ziyade üretim ve ihracata yönlendirmelerine olanak tanıyacak.

Tabela yeniden değişiyor: akaryakıta yılbaşı zammı
Tabela yeniden değişiyor: akaryakıta yılbaşı zammı
İçeriği Görüntüle

İflas etmemiş tüm firmalara başvuru yolu açık

Düzenlemenin en dikkat çekici yönlerinden biri, kapsayıcılığı. Finansal yeniden yapılandırma imkanından, hakkında iflas kararı verilmemiş olan borçlular yararlanabiliyor. Çerçeve sözleşmesine imza atmış olan alacaklı kuruluşlara (bankalar ve diğer finans kurumları) borcu bulunan ticari işletmelerin tamamı bu haktan faydalanabilecek.

Bu mekanizma, firmaların sicillerinin tamamen bozulmasının önüne geçerken, bankaların da donuk alacaklarını tahsil edilebilir hale getirmesini sağlıyor. Yani sistem, hem borçlu şirket hem de alacaklı finans kurumu için "kazan-kazan" prensibiyle işliyor.

Masada sadece vade uzatımı yok, faiz indirimi de var

Finansal yeniden yapılandırma denildiğinde akla gelen ilk seçenek borç vadesinin uzatılması olsa da, yasa çok daha geniş imkanlar sunuyor. Kapsam dahilinde; kredilerin yenilenmesi ve işletme sermayesi ihtiyacı için ilave kredi kullandırılması gibi seçenekler bulunuyor. Ancak en çarpıcı avantajlar, maliyet kalemlerinde görülüyor. Borçlu firmalar, anapara, faiz, temerrüt faizi ve kar paylarında ciddi indirimler talep edebiliyor, hatta bazı durumlarda bu alacak kalemlerinden vazgeçilmesi bile söz konusu olabiliyor.

Bununla da sınırlı kalmayan düzenleme, borçların kısmen veya tamamen iştirake çevrilmesi, alacağın devri veya bilançodan silinmesi gibi radikal finansal mühendislik çözümlerini de içeriyor. Ayrıca sürece dahil olan firmalara sağlanan çeşitli vergi avantajları, yapılandırmayı daha da cazip hale getiriyor.

Başvuru yapacak firmalar için yol haritası belli oldu

Sürecin nasıl işleyeceği konusunda firmaların izlemesi gereken adımlar da netleşti. Yapılandırma masasına oturmak isteyen şirketlerin, sadece sözlü beyanla değil, somut verilerle hareket etmesi gerekiyor. Bu kapsamda firmalardan, borçlarını nasıl ödeyeceklerini gösteren ayrıntılı bir ödeme planı ve nakit akış projeksiyonlarını içeren kapsamlı bir fizibilite raporu hazırlamaları isteniyor.

Hazırlanan bu raporla birlikte, firmanın en yüksek borcunun bulunduğu (çerçeve anlaşmasını imzalamış) üç kuruluştan birine başvuru yapması süreci başlatmak için yeterli oluyor. Eğer başvuru yapılan kuruluş tek başına karar veremezse veya olumsuz yaklaşırsa, dosya alacaklı kuruluşlar konsorsiyumuna taşınarak oylama usulüyle karara bağlanabiliyor. Bu yöntem, tek bir bankanın vetosuyla sürecin tıkanmasını engelleyerek firmalara ikinci bir şans tanıyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ