9 Eylül Gazetesi’nden Mert Yasin Alpdündar’ın haberine göre; İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir Deprem Master Planı 2024 Çalıştayı, Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Çalıştaya İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın yanında CHP ve diğer siyasi partilerin İzmir Milletvekilleri, İzmir ilçe belediye başkanları, CHP il ve ilçe yöneticileri katıldı.  

‘HERKES KENDİNE GELSİN’

Türkiye’de kurumların siyaset üzerinden kendini ayırmaktan vazgeçmesi gerektiğini dile getiren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Bu ülkeye kaynakları kullanılıyor. Ülkemizin çok değerli yöneticileri, bilim insanları, pek çok çalışma yapıyor. Ama bir şekilde ayrıştırılıyorlar. Farklı iki tane ülke varmış gibi iki ayrı ülkede iki ayrı çalışma yapılıyormuş gibi yapılıyor. İnsanların ‘benim küçük iktidar alanlarım olsun, oralarda da başarılar tamamen bana ait olsun’ anlayışında en azından deprem gibi afetler gibi konularda acilen vazgeçmesi gerektiğini düşünüyorum. İklim kriziyle mücadele ederken de deprem ile ilgili hazırlık yaparken de siyaset üzerinden, kurumlar üzerinden ayrışma olmaz. Çok rica ediyorum herkes kendine gelsin” ifadelerini kullandı. 

‘İNSANLARA YARDIMCI OLUNMASI GEREKİYOR’

Türkiye’nin deprem ülkesi olduğunu ve İzmir’den 7 şiddetinde deprem üretebilecek fayların geçtiği bilgisini veren Tugay, “Kuzey Afrika anakarası kuzeye doğru, bize doğru kaymaya devam ettikçe basınç arttıkça bir yerlerden kırılacak ve yeni depremler mutlaka oluşacak. Bu kaçınılmaz. Kat sayısını önce 5’e düşür, birkaç yıl sonra 8’e çıkar anlayışıyla yönetilmeyi hak etmeyen insanlar yaşıyor bu ülkede.  Mevzuat öyle bir mevzuat ki bir binanın depreme dayanıksızlığını tanımlamak yetersiz. Karşıyaka'da bina incelemelerinde şunu gördük ki betonarme yapısı sağlam olan binaların sahipleri sağlam diye düşünüyor. Oysa zemin altında temelde yapılması gereken çalışmanın yeterli yapılmadığını, korozyon etkisiyle yıpranma olduğunu, riskli binalar olduğunu biz anladık. Vatandaşı bir türlü ikna edemedik. Hata şu; sözlü olarak ikna etmeye çalışıyoruz. Oysa mevzuatta net karşılığı olması lazım. Nasıl ölçülecek, nasıl denetlenecek? Nasıl net olarak anlaşılacak ve problemin var olduğu anlaşıldıktan sonra kendi aranızda anlaşın denmeyecek. İnsanlara yardımcı olunacak” diye söyledi.

‘EMSAL ARTIŞI VERMEK VAHİM BİR HATADIR’

İzmir depreminin ardından ağır ve orta ağır hasarlı binalara emsal artışı verildiğini söyleyen Tugay, “Çünkü başka hiç kimsenin yardım niyeti yoktu. O zaman Büyükşehir Belediyesi’nin gücünü aşan bir sorundu. Ve öylesine tuhaf bir eleştiriye maruz kaldı ki büyükşehir belediyesi, ‘bunlara siz yardımcı olun, siz çözüm üretin’ diye. Yapabileceği tek şeyi yaptı. O da emsal artışı. Doğru muydu? Değildi. Bugün de özellikle bozuk zeminli yerlerde, özellikle zemin, temel bina üst yapısındaki ilişkinin doğru hesaplanmadığını düşündüğüm bugün ki şartlarda, binaların emsal artışı verip de katlarını yükseltmek vahim bir hatadır. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak söylüyorum; bunun bir hata olduğunu herkes idrak etsin. Arsanın sahibi, ortağı olabilirsiniz mülkiyet hakkına sonuna kadar saygı duyuyorum. Ama olası bir depremde eğer o bina yıkılır ve altında kalırsanız bizim açıklayamayacağımız bir durum olur. O yüzden belediyeden ne istediğinizin farkında olun, bilinçli olun.” diye belirtti. 

‘İNSANLARIMIZIN O BİNALARIN ALTINDA KALMASINA İZİN VERMEYELİM’

Başkan Tugay sözlerini şu şekilde sürdürdü;

Esnaflardan 'sahte usta' uyarısı! Esnaflardan 'sahte usta' uyarısı!

 “Popülizm, oy avcılığı, seçimleri kazanmak seçim başarılarını etmek çok iyi, çok güzel. Peki ya yıllardır çözemediğiniz sorunlar? Bunu sadece İzmir için söylemiyorum. Türkiye için söylüyorum. İnsanların gözünü boyayarak nereye kadar gelebilirsiniz, olmaz böyle bir şey. Buna İzmir'in halkının, bilim insanlarının, sivil toplum kuruluşlarının, kurumlarının hayır demesini rica ediyorum. Bundan sonra doğru olduğuna inandığınız şeylerin arkasında duralım, doğruları yapalım. Ben belediye başkanı olarak bunun sözünü verdim, veriyorum. Doğru neyse onun arkasında olacak ve doğru şeyin yapılması için çaba göstereceğim. Bu dönem bir şeyleri değiştirmenin ve düzeltmenin dönemi olsun. Bu dönem her zaman İzmir’in o bilinen takdir edilen bilincinin gün yüzüne çıktığı dönem başlıyor. Söylenen yalanlara kimse inanmasın. Kim yalan söylüyorsa onun yalan söylemiş hepimiz bilelim, görelim, anlayalım. Doğru şeyler yapalım. Bize yakışanı yapalım. O yüzden bu toplantı da bundan sonra yapılacak her türlü çalışma da gerçekten bir sonuca varmak için bir amaca ulaşmak için yapılacak işler olacaktır. Bunların hiçbirisi için lütfen şüphe olmasın. Yani kanun değişikliği bekliyoruz, mevzuat değişikliği bekliyoruz diyerek de durmayacağız. Yapmayanlar kendilerinin sorumluluğudur ve inşallah yaşanmaz ama kötü bir olay yaşanmışsa onların utancı olmalıdır. İmar aflarında olduğu gibi. Ben diyorum ki onlar da kapattıkları kulaklarını açsınlar. Hep beraber insanlarımızın o yıkılan binalar altında ölmesine, sakat kalmasına izin vermeyelim” dedi.

Kaynak: HABER MERKEZİ