Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu tarafından yayınlanan Nisan 2024 Veri Raporu'na göre, Türkiye'de geçen ay 32 kadın cinayeti ve 13 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti. Bu ürkütücü rakamlar, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin boyutunu gözler önüne seriyor.
Rapora göre, öldürülen kadınların yüzde 59'u evli olduğu erkekler tarafından, yüzde 56'sı ise evlerinde katledildi. Bu durum, aile içi şiddetin ve kadınların kendi evlerinde bile güvende olmadıklarının altını çiziyor.
Cinayetlerin Nedenleri: Bahaneler Ardına Gizlenen Şiddet
Veriler, kadın cinayetlerinin arkasındaki bahanelerin ne kadar saçma ve kabul edilemez olduğunu da ortaya koyuyor. Öldürülen kadınlardan 10'u boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek veya ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair kararlar almak istemesi bahanesiyle hayatını kaybetti. Bir kadının annesinin babasıyla barışmaması ve bir diğerinin kedi beslemesi bile cinayet gerekçesi olarak gösterildi. Bu bahaneler, kadına yönelik şiddeti meşrulaştırmak ve cinayetleri örtbas etmek için kullanılan araçlardan başka bir şey değil.
Raporda ayrıca, 18 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğünün tespit edilemediği de belirtiliyor. Bu durum, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin ne kadar görünmez kılındığının ve ne kadar az soruşturulduğunun bir göstergesi.
Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadelede Neler Yapılmalı?
Nisan ayında yaşanan bu vahşetler, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerine karşı acil ve etkili adımlar atılması gerektiğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Bu mücadelede sivil toplum kuruluşları, yetkililer ve tüm toplum bireylerine önemli görevler düşüyor.
Sivil toplum kuruluşları, kadına yönelik şiddet konusunda farkındalık çalışmaları yürüterek, şiddete uğrayan kadınlara destek sağlayarak ve yasal düzenlemeler için lobi faaliyetleri yaparak önemli bir rol oynayabilir. Yetkililer ise, şiddeti önleyici politikalar geliştirmeli, şiddet olaylarını etkin bir şekilde soruşturmalı ve cezalandırmalı ve kadına yönelik şiddet mağdurlarına gerekli desteği sağlamalıdır. Toplum bireyleri de kadına yönelik şiddete karşı sessiz kalmamalı, şiddete tanık olduklarında yetkililere bildirimde bulunmalı ve kadına yönelik şiddetin meşrulaştırılmasına karşı tavır almalıdır.
Kadın cinayetlerini durdurmak ve kadına yönelik şiddeti ortadan kaldırmak için hep birlikte mücadele etmek hepimizin sorumluluğudur. Bir daha asla bir kadının canına kıyılmaması için hepimizin üzerine düşeni yapmalıyız.