Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün aramızdan ayrılışının 87. yılında, O'nun adının tarihle özdeşleştiği topraklarda, Çanakkale'de hüzün ve gurur iç içeydi. Bir milletin kaderini değiştiren büyük komutanın "Anafartalar Kahramanı" olarak doğduğu bu şehir, 87 yıldır sönmeyen bir özlemle andığı Ata'sı için tek yürek oldu. Sabahın ilk saatlerinden itibaren Cumhuriyet Meydanı'nı dolduran on binler, saatler tam 09.05'i gösterdiğinde, Çanakkale Boğazı'nın şahitliğinde tarihe geçen bir saygı duruşu sergiledi.
Anafartalar Kahramanı'na sarsılmaz sadakat
Her 10 Kasım sabahında olduğu gibi, Çanakkale halkı bu yıl da Ata'sına olan vefasını göstermek için Cumhuriyet Meydanı'na akın etti. Ancak bu buluşma, Çanakkale'de her zaman daha derin bir anlam taşır. Düşmanın "Çanakkale Geçilmez" diyerek durdurulduğu, genç bir komutanın dehasıyla bir milletin umutlarının yeniden yeşerdiği bu topraklarda, anma töreni adeta bir sadakat yeminine dönüştü. Ellerinde Türk bayrakları ve Atatürk posterleriyle meydanı dolduran öğrenciler, gaziler, askerler ve on binlerce vatandaş, törenin başlamasını derin bir sükûnet içinde bekledi. Meydandaki her yüz, sadece bir lideri anmanın ötesinde, kendi kahramanını, Çanakkale'nin bağrından çıkan büyük önderi selamlıyordu.
Sirenler çaldı, Boğaz'ın suları bile sustu
Tüm Türkiye'de olduğu gibi Çanakkale'de de saatler 09.05'i gösterdiğinde hayat adeta durdu. Şehrin dört bir yanını ve tarihi Gelibolu Yarımadası'nı inleten siren sesleri, Çanakkale Boğazı'nın sularında yankılandı. O anlarda, şehrin en işlek caddelerinde trafik durdu. Araçlarından inen sürücüler, yolda yürüyen vatandaşlar, dükkanlarındaki esnaf, hepsi bulundukları yerde esas duruşa geçerek iki dakikalık saygı duruşunda bulundu. Kordonda yürüyenler, iskelede vapur bekleyenler, hepsi o an başlarını öne eğerek, 87 yıl önce Dolmabahçe'de son nefesini veren büyük kurtarıcıyı andı. Sanki o an, boğazın suları bile durulmuş, rüzgar bile susmuş, tüm şehir Ata'sı için saygıya durmuştu.