İzmir yazla birlikte orman yangınlarıyla mücadele ederken, 2 Temmuz’da Çeşme’nin Ildır Mahallesi’nde başlayan ve tüm ilçeye yayılan büyük yangın, 4 Temmuz’da kontrol altına alınabilmişti. İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, yangının elektrik hatlarından çıktığını açıklamıştı. Bu açıklama sonrası Çeşmeliler harekete geçti.

Yangında en çok zarar gören Germiyan Mahallesi’nde bir araya gelen vatandaşlar, suç duyurusunda bulunma kararı aldı. Ardından Çeşme Adliyesi önünde toplanan yurttaşlar ve sivil toplum kuruluşları, basın açıklaması yaparak suç duyurusunda bulundu.

İzmir Barosu Başkanı Av. Sefa Yılmaz, konuşmasında sürecin önemine dikkat çekerek, “Çok doğru ve umut verici bir yol haritası çizildi, bunun altını özellikle çizmek istiyorum. Gerçekten çok önemli. Ciğerlerimiz yanıyor, geleceğimiz yanıyor. Ildır’da başlayıp tüm ilçeyi etkisi altına alan büyük bir yangından söz ediyoruz. Geçtiğimiz günlerde İzmir Valiliği bir açıklama yaptı. Sadece Çeşme değil; Seferihisar’da, Buca’da da yangınlar yaşandı. Ve bu yangınların tamamında elektrik ve iletişim hatlarının etkili olduğu söylendi. Aslında bu bir ikrardır. Peki, neyin ikrarı?” dedi.

Yılmaz, özelleştirme politikalarına da dikkat çekerek, “Eğer kamusal alanları özelleştirir, bu alanlardaki denetim ve sorumluluğu da özel sektöre bırakırsanız, sonuç bu olur. Özel sektör, işçilik ve diğer maliyetlerden kaçınarak yalnızca kârı önceler. Bu bakış açısıyla yönetilen şirketlerden kamusal sorumluluk beklemek mümkün değildir. Aslında bu, tasarrufların ve denetim eksikliğinin kabulü anlamına geliyor. Ne yazık ki yapılan bir protokol ve buna bağlı olarak çıkarılan bir yönetmelikle denetim yetkisi de aynı firmaya verilmiş durumda. Yani hem işin sahibi olacaklar hem de kendilerini denetleyecekler. Bu kabul edilemez. Böyle bir anlayış liberalizmi bile aşarak adeta bir nihilizme dönüşmüş durumda. Karanlık ve tehlikeli bir süreçten geçiyoruz.” ifadelerini kullandı.

"SORUMLULARIN YANINA KAR KALMASIN"

İzmir Barosu Çeşme İlçe Temsilcisi Av. Nadire Erol ise sürecin hukuki boyutuna dikkat çekerek, “Bugün burada bulunma amacımız; biz Çeşme’de görev yapan avukatlar olarak ve arkamızda İzmir Barosu’nun kurumsal gücünü hissederek, bu yangınla ilgili yargılamaların sonuna kadar şeffaf ve adil bir şekilde yürütülmesini sağlamak ve sorumluların en ağır şekilde cezalandırılması için toplumsal bilinci uyandırmaktır. Biz Çeşme avukatları ve İzmir Barosu olarak bu sürecin sonuna kadar takipçisi olacağız. Ildır’dan Germiyan’a, oradan Karaköy ve Alaçatı’ya sıçrayarak ilçemizi saran yangında şu ana kadar 80’den fazla vatandaşımız kişisel zarara uğradı. Yerleşim alanları da dahil olmak üzere toplumsal düzeyde çok ciddi bir mağduriyet yaşandı. Bu hukuki sürecin sonunda suçluların cezasız kalmaması, sorumluların yaptıklarının yanına kâr kalmaması ve bu bilincin toplumda yerleşmesi için mücadele ediyoruz. Bugünkü bu hukuki çabamız yalnızca suç duyurusu ile sınırlı kalmayacak, sürecin takipçisi olacağız.” dedi.

Toplantıda söz alan Germiyanlı sosyolog Engin Önen, yaşanan kayıplara rağmen mücadeleden vazgeçmeyeceğini vurgulayarak şöyle konuştu: “Özelleştirme politikaları sonucunda kamu hizmetinin belediyesiz, denetimsiz bir şekilde devredildiği şirket, bakım, onarım ve sorumluluk masraflarından kaçınarak memleketimizin yanmasına neden oldu. Benim herhangi bir özel mülküm yanmadı ama ciğerlerim yandı, dağlarımız, meralarımız, ormanlarımız yandı. Köylülerimizin zeytinlikleri, bademlikleri, sakız ağaçları kül oldu. Ciddi bir ekolojik ve toplumsal kayıp yaşadık. Evet, bazı yurttaşlarımızda şu umursamazlığı görüyoruz: ‘Devlet karşılar’ ya da ‘Bu çabadan bir sonuç çıkmaz.’ Hayır arkadaşlar! Daha önce burada toplandık ve daha büyük bir projeyi, Çeşme Projesi’ni durdurduk. Sivil ve hukuki mücadeleyle durdurduk. Bu yangın meselesi çok daha somut, çok daha doğrudan bir konu. Bu konuda da birlikte mücadele etmek mümkün. Duyarlılık gösteren herkese çok teşekkür ediyorum. Elbette bu çok üzücü. Burada yüzlerce kişi olmalıydı. Ama yine de bir kişi bile kalsam, ben bu mücadeleyi sürdüreceğim.”

KAMU YARARI İKİNCİ PLANA ATILDI

Av. Ersel Aldabak ise yaptığı değerlendirmede, “Ormanlarımız yandı, kamusal alanlar yok oldu ve bu büyük felaketin sorumluları tek bir kurum ya da kişiyle sınırlı değil; sorumlular listesi oldukça uzun. Bizim bu süreçteki temel amacımız, kamunun uğradığı bu büyük zararın hesabının sorulmasını sağlamak. İster Gediz, ister TEDAŞ, ister diğer kamu kurumları olsun; gerek kamu gerek özel sektörde görev yapan ve ihmalleriyle bu yıkıma neden olan herkesin sorumluluğunun tespit edilmesi için başvurularımızı yaptık. Ülkemizde kamusal hizmetlerin özel sektöre devredilmesi artık yaygın bir uygulama haline geldi. Ancak bu beraberinde ciddi sorunları getiriyor. Bu hizmetleri üstlenen şirketler yalnızca kar amacıyla hareket ediyor. Ne yazık ki bu kar hırsı, kamu yararını ikinci plana itiyor. İzmir Valiliği’nin açıklamasında da belirtildiği gibi, bu yangınlarda ciddi sorumluluklar söz konusu. Eğer öncelik sadece sermayenin kârıysa, kamuya ait hiçbir değer güvence altında değildir.” ifadelerini kullandı.

Öz Sağlık- İş: Bıçak kemiği geçti!
Öz Sağlık- İş: Bıçak kemiği geçti!
İçeriği Görüntüle

Ildır Mahallesi Muhtarı Erdem Yavuz da, “Yangın kişi ayırmıyor; ağaç, dağ, zeytin, sakız, badem ne varsa acımasızca önüne ne geldiyse yakıp kül ediyor. Bunun mücadelesini hep beraber vermeliyiz ki, böyle acıları tekrar tekrar yaşamayalım.” diyerek çağrıda bulundu.

Basın açıklamasına İzmir Barosu Başkanı Av. Sefa Yılmaz, İzmir Çevre Kent Konseyi Komisyonu’ndan Nilay Sabuncuoğlu, İzmir Barosu Çeşme İlçe Temsilcisi Av. Nadire Erol, gönüllü avukatlar Av. Fahri Artar ve Av. Ersel Aldabak, Pir Sultan Abdal Derneği Çeşme Şubesi, DİSK Emekli-Sen Çeşme Şubesi, İzmir Yaşam Alanları Derneği, İzmir Barosu, Çeşme Halk Temsilcileri Meclisi, Doğu Der, Çeşme Motosiklet Kulübü, Britanya Alevi Federasyonu, Ildır Mahallesi Muhtarı Erdem Yavuz ve çok sayıda yurttaş katıldı.

Kaynak: BÜLTEN