İzmir’in Kınık ilçesine bağlı Bağalan Köyü İlkokulu’nda ortaya çıkan görüntüler, eğitimde siyasi propaganda tartışmasını yeniden alevlendirdi. CHP İzmir İl Başkanlığı, okulda yürütülen “yenileme” çalışmaları sırasında çocuklara bozkurt işareti yaptırılmasına sert tepki gösterdi. CHP cephesi, ilkokul çağındaki çocukların eğitim ortamlarında siyasi sembollerle yan yana getirilmesini kabul edilemez buldu.
Dilekçe İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne sunuldu
Yaşananların ardından CHP İzmir İl Başkanı Çağatay Güç, sorumlular hakkında işlem yapılması talebiyle İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne resmi dilekçe verdi. CHP İzmir İl Başkanlığı önünde yapılan açıklamada, okulların hiçbir siyasi yapının alanı olamayacağı vurgulandı. Açıklamada, çocukların ideolojik tartışmaların ya da siyasi projelerin nesnesi haline getirilmemesi gerektiği ifade edildi.
“Bu bir iyileştirme değil, siyasi propagandadır”
CHP İzmir İl Başkanlığı adına yapılan değerlendirmede, söz konusu çalışmanın salt bir yenileme faaliyeti olmaktan çıktığı belirtildi. Okulda çekilen ve kamuoyuna servis edilen fotoğrafların, siyasi propaganda niteliği taşıdığı savunuldu. CHP yetkilileri, ilkokul çağındaki çocukların sınıflar içinde belirli bir siyasi sembolü yapmak zorunda bırakılmasının hem pedagojik hem de hukuki açıdan ciddi bir sorun olduğuna dikkat çekti.
“Merkezi hükümet ve bakanlık görevini yapmalı”
Dilekçenin sunulmasından önce konuşan İl Başkanı Çağatay Güç, sorumluluğun yalnızca çalışmayı yapan yapılarla sınırlı olmadığını söyledi. Güç, Milli Eğitim Bakanlığı’nı doğrudan göreve çağırarak, “Belki iyi niyetli bir çalışma olarak başlatıldı ama çocuklara belirli bir el hareketinin yaptırılması doğru değil. Ailelerin bilgisi dahi olmayabilir. Burada esas hassasiyet göstermesi gereken kurum Bakanlıktır” dedi. Güç, devletin eğitim alanındaki sorumluluğunu yerine getirmediğini, bu boşluğun farklı yapılar tarafından doldurulduğunu savundu.
Belediyeler okulların yükünü sırtlıyor eleştirisi
Çağatay Güç, açıklamasında yerel yönetimlerin rolüne de değindi. Birçok okulda boya-badana, tamirat ve temizlik gibi temel ihtiyaçların belediyeler tarafından karşılandığını hatırlatan Güç, “Milli Eğitim Bakanlığı’nın yapması gereken işleri bugün ilçe belediyelerimiz üstleniyor. Bu tablo kabul edilebilir değil” diye konuştu. Güç, çocukların siyasete bulaştırılmaması gerektiğini, eğitimin devletin asli görevi olduğunu vurguladı.
“Yenileme faaliyeti propaganda alanına dönüştü”
Açıklamayı okuyan CHP İzmir İl Gençlik Kolları Başkanı Ruhsar Selis Çelik ise olayın boyutuna dikkat çekti. Çelik, Ülkü Ocakları İzmir İl Başkanlığı tarafından yürütülen çalışmaların, yayımlanan fotoğraflarla birlikte açık bir siyasi propaganda faaliyetine dönüştüğünü söyledi. Çelik, ilkokul öğrencilerinin bir siyasi partinin sembolü haline gelmiş bir işareti yapmak zorunda bırakılmasının çocuk haklarına aykırı olduğunu dile getirdi.
“Çocuk haklarına ve mahremiyete aykırı”
CHP İzmir Gençlik Kolları adına yapılan açıklamada, çocukların yüksek yararının açıkça ihlal edildiği savunuldu. Çelik, “İlkokul çağındaki çocukların, eğitim gördükleri sınıfların içinde siyasi sembollerle poz vermesi ve bu görüntülerin yayılması çocuk haklarına, çocukların mahremiyetine ve güvenliğine aykırıdır” ifadelerini kullandı. Bu tür uygulamaların normalleştirilmesinin ileride daha büyük sorunlara yol açabileceği uyarısında bulunuldu.
“Okullar hiçbir siyasi yapının arka bahçesi değildir”
Açıklamanın en sert bölümü ise okulların konumuna ilişkin yapılan vurgu oldu. CHP İzmir cephesi, “Okullar, hiçbir siyasi yapının arka bahçesi değildir. Çocuklar, hiçbir ideolojik hesabın parçası değildir” diyerek yaşananları kabul edilemez bir skandal olarak nitelendirdi. Açıklamada, olayın münferit olmadığı, uzun süredir sürdürülen ideolojik ve denetimsiz eğitim politikalarının bir sonucu olduğu savunuldu.
Eğitimde denetim vurgusu
CHP İzmir İl Gençlik Kolları Başkanı Çelik, eğitim alanındaki genel sorunlara da dikkat çekti. Köy okullarının kapatıldığı, öğretmen açığının büyüdüğü, temel ihtiyaçların dahi karşılanamadığı bir ortamda kamusal eğitimin geri çekildiğini ifade eden Çelik, bu boşluğun cemaatler, vakıflar ve siyasi yapılar tarafından doldurulduğunu söyledi. Çelik, Anayasa’ya göre eğitimde tek yetkili merciin Milli Eğitim Bakanlığı olduğunu hatırlattı.
“Bu yetki devredilemez”
Açıklamada, eğitim kurumlarının denetim yetkisinin devredilemeyeceği özellikle vurgulandı. CHP İzmir, kamu ya da özel tüm eğitim kurumlarının denetiminin Bakanlıkta olduğunu belirterek, okulların hiçbir şekilde siyasi yapıların kullanımına açılamayacağını dile getirdi. Bu çerçevede İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne çağrı yapılarak derhal adım atılması istendi.
“Susmayacağız, takipçisi olacağız”
CHP İzmir Gençlik Kolları Başkanı Ruhsar Selis Çelik, açıklamasını sert bir mesajla tamamladı. İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne seslenen Çelik, bu uygulamaya derhal son verilmesini, izin verenler ve uygulayanlar hakkında adli ve idari soruşturma başlatılmasını talep ettiklerini söyledi. Verilen dilekçenin takipçisi olacaklarını belirten Çelik, çocukların laik, bilimsel, eşit ve güvenli eğitim hakkını savunmaya devam edeceklerini ifade etti.