CHP’de eski MYK üyesi, Dış ilişkilerden Sorumlu eski Genel Başkan Yardımcısı Murat Özçelik flaş bir çıkış geldi. Özçelik, CHP’ye sert eleştirilerde bulunarak, partisinden istifa etti. Özçelik, kurultay davası ve İBB operasyonları nedeniyle parti içinde bazı rahatsızlıklara vurgu yapan Özçelik, istifa gerekçelerini tek tek sıraladı.
Özçelik’in yaptığı açıklama şu şekildi:
“Parti kaynaklarının halk için çözümler üretmek yerine tek bir ismin etrafında şekillenen bir anlayışla seferber edilmesi, kabul edilemez bir tablo yaratmaktadır” diyen Özçelik, kurultay süreciyle ilgili de dikkati çeken bir iddia ortaya attı. “İç işleyişe ve demokratik ilkelere gölge düşüren bazı usulsüzlüklerin yaşandığını” iddia eden Özçelik, önceki genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu da es geçmedi.
“Partiye inancım kalmadı”
“Ülkenin geleceğini dert edinen; liyakatli, ahlaklı, dava inancı yüksek insanlarımızla birlikte, halkımızın güvenini kazanacak yeni yollar aramak artık bir mecburiyet haline gelmiştir” diyen Özçelik, “Ne yazık ki, Cumhuriyet Halk Partisi’nin mevcut yönetim anlayışı ve örgütsel yapısıyla bu yeni arayışın öncüsü olabileceğine dair inancım kalmamıştır” sözleriyle istifa ettiğini duyurdu.
Murat Özçelik’in açıklaması şöyle: "Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emaneti olan Cumhuriyet Halk Partisi’nde uzun yıllar boyunca farklı görevlerde bulunmuş bir partili olarak, özellikle 38. Olağan Kurultay’ın ardından yaşanan gelişmeler karşısında derin bir hayal kırıklığı içerisinde olduğumu üzülerek ifade etmek isterim. Parti içinde giderek derinleşen hizipleşmelerin, halkın ihtiyaçlarından çok kişisel menfaatlerin öne çıkmasının ve kamuoyunun eleştirilerine rağmen sürdürülen iletişim politikalarının; hem partinin kurucu değerlerine hem de Türkiye’nin bugün ihtiyaç duyduğu vizyoner muhalefet anlayışına zarar verdiğini düşünmekteyim.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi etrafında yaşanan tartışmaların, partililer arasında dahi sorgulanan yanlışların üstünün örtülmeye çalışılması; parti kaynaklarının halk için çözümler üretmek yerine tek bir ismin etrafında şekillenen bir anlayışla seferber edilmesi, kabul edilemez bir tablo yaratmaktadır.
Öte yandan, son kurultay sürecinde birçok partilinin de şahit olduğu şekilde, iç işleyişe ve demokratik ilkelere gölge düşüren bazı usulsüzlüklerin yaşandığı kanaatindeyim. Bu tür uygulamalar sadece partinin güvenilirliğine zarar vermekle kalmamakta, aynı zamanda partinin başına yeniden gelmesi muhtemel eski genel başkanın 2010 yılından bu yana sürdürdüğü liderliğin, kamuoyunun ve partililerin nezdinde büyük bir başarı ve güven üretmediğini de açıkça göstermektedir.
Türkiye bugün, ekonomik krizden hukukun üstünlüğüne, toplumsal kutuplaşmadan dış politikadaki yalnızlaşmaya kadar çok katmanlı bir sorunlar yumağı ile karşı karşıyadır. İktidar tarafından derinleştirilen bu yapısal kriz ortamından çıkış; ancak samimi, kararlı ve halkla bağ kurabilen, şahsi değil milli menfaatleri önceleyen bir siyaset anlayışıyla mümkündür.
Bu tablo karşısında, ülkenin geleceğini dert edinen; liyakatli, ahlaklı, dava inancı yüksek insanlarımızla birlikte, halkımızın güvenini kazanacak yeni yollar aramak artık bir mecburiyet haline gelmiştir. Ne yazık ki, Cumhuriyet Halk Partisi’nin mevcut yönetim anlayışı ve örgütsel yapısıyla bu yeni arayışın öncüsü olabileceğine dair inancım kalmamıştır. Ancak Atatürk’e ve O’nun ilke ve devrimlerine olan bağlılığım bakidir. Bu bağlamda, Cumhuriyet Halk Partisi üyeliğimden istifa ediyorum."