Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda 2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi görüşmelerinde konuştu. Cumhurbaşkanlığı bütçesi kapsamında Devlet Arşivleri üzerine konuşan Kılıç, İstanbul Sultanahmet’te bulunan Devlet Arşivleri binasının rant ve hesaplaşmaya kurban gittiğini anlattı. AKP iktidarının 2023 için koyduğu hiçbir hedefin tutmadığını da belirten Kılıç, şunları söyledi:

HEM RANT HEM HESAPLAŞMA

“Sizlere bu bütçeden tam 857 Milyon lira ayırdığımız Devlet Arşivlerinin binasının başına gelenleri anlatayım. Devlet Arşivleri binası, 1846 yılında Sultanahmet’te yapılmış. Yapıldığından beri Cumhuriyet’in kuruluşunu görmüş, darbeler görmüş ama yerinde kalmış. Ne zaman ki AKP iktidar olmuş; bu binayı restorasyona sokmuşlar. Ve restorasyondan lüks bir otel çıkmış. Bu oteli yapan şirket, daha sonra Şişli’de Pembe Köşk’ün de içinde bulunduğu araziyi almış. Burayı da restore edip otel yapmış.

İstanbul’daki mimari mirasa böyle davranılırken hatırlarsanız, Ankara’da da Cumhuriyet aksını Melih Gökçek’e yıktırmışlardı. Gökçek, yıktığı binanın üzerine çıkıp poz verdiğinde, hepimiz bu hesaplaşmanın dağ taş tanımadığını gördük. Aslında böyle anlatınca AKP’nin basit bir rant hikayesini anlatıyorum gibi görünüyor ama bu basit bir rant hikayesi değil, bitmeyen bir hesaplaşma hikayesi. Cumhuriyetle ve değerleriyle büyük hesaplaşmalarının hikayesi.

İŞTE BÖYLE YOKSULLAŞTIK

Size bu bina üzerinden bir de yoksulluk hikayesi anlatayım. Devlet Arşivleri binasını otel yapınca, arşivler yüzlerce milyon lira harcanarak Kağıthane’de yapılan binaya taşındı. Uzmanlar su baskını riskinden, nemden, rutubetten dolayı uyardılar, uyarmalarına rağmen tam da dere yatağına yapıldı bu bina. Tabi uzmanlar haklı çıktı binanın susuzlaştırma çalışmaları için tekrar ihaleye çıkıldı. Yine milyonlar döküldü. Ama hala tehdit altında arşivler. Yani anlayacağınız bugünkü yoksulluğumuza da öyle kolay gelmedik.

HEDEFLERİ TUTMADI

Hiçbir hedefi tutmayan iktidarın, 2023 yılı için de koyduğu bazı hedefler vardı. 2023 yılında Türkiye dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri olacaktı, ekonomi 2 trilyon dolarlık bir milli gelir büyüklüğüne ulaşacaktı, kişi başı milli gelir 25 bin dolar olacaktı, ihracatımız 500 milyar dolar olacaktı, işsizlik yüzde 5’e inecekti, enflasyon ve faiz oranları düşecekti.

Hedefler güzeldi. Bu hedeflere kimse bir şey diyemez ama hangileri tuttu? Tutan tek hedef 2023 yılına girmiş olmamız.  

VATANDAŞ SİZE, SİZ BESLEMELERİNİZE ÇALIŞACAKSINIZ

2024 yılı bütçesinin de bize vaadi vatandaştan vergi toplamanın ötesine geçmiyor. Vatandaş verecek siz faiz ödeyeceksiniz. Vatandaş daha fazla verecek siz garantili havaalanlarını, hastaneleri, yolları finanse edeceksiniz. Vatandaş verecek siz cemaatlerin, tarikatların önünü açacaksınız. Yani siz vatandaşa değil, vatandaş size, yandaşlarınıza ve beslemelerinize çalışacak ama doymayacaksınız.

İktidarınızın tutmayan hedeflerinin yanında, yaptıkları da var. İktidar, 10 milyon insanı Avrupa sınırlarından uzak tutarak Batı’nın refahını korudu. Avrupalılar için ucuz tatil fırsatı sundu, ucuz sağlık hizmetiyle can simidi oldu. Avrupa’nın ihtiyacını yetişmiş doktorlarımızla, mühendislerimizle karşıladı. Avrupa’dan her yıl en çok çöpü satın alarak batının çevre temizliğine bile el attı. Yabancıların gayrimenkul ihtiyacını üstüne vatandaşlık vererek karşıladık.

TÜRKİYE YÜZYILI SEFALET YÜZYILI OLDU

Peki bu iktidar kendi vatandaşları için hiçbir şey yapmadı mı? Sözde hocalarla bol bol fakirlik güzellemesi yaptı. Gençleri geleceksiz, çocukları öğünsüz, anne babaları boynu bükük, emeklileri kuru ekmeğe muhtaç bıraktı. Ev sahipleriyle kiracıları hasım yaptı. Merkez bankası başkanı bile ev sahiplerine düşman olmuş durumda. Yandaşı daha zengin, halkı daha fakir yaptı. Anlayacağınız sizin Türkiye yüzyılı oldu bize sefalet yüzyılı.

Hz. Ali’nin dediği gibi ‘eğer zalim ısrarla zulme devam ediyorsa bil ki sonu yakındır eğer mazlum da ısrarla direniyorsa bil ki zafer yakındır’ Bu yüzden zulmünüze direneceğiz. Ta ki ‘artık hayallerimiz değil diktatörler yıkılasıya.” 

Kaynak: BÜLTEN