Birçok kişi, market sütlerine alternatif olarak çiğ süt tercih ediyor. Ancak bu tercihin yanlış hijyen koşulları altında ciddi sağlık riskleri barındırabileceği belirtiliyor. Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ayşe Sesin Kocagöz, çiğ süt tüketiminin kontrolsüz olması durumunda böbrek yetmezliğinden felce kadar pek çok ciddi hastalığa neden olabileceğine dikkat çekiyor.
Prof. Dr. Kocagöz, "Çiğ sütler, insan sağlığına zararlı birçok mikrop taşıyabilir. Bu nedenle kaynatma, pastörizasyon ya da sterilizasyon gibi işlemlerle bu risklerin ortadan kaldırılması şarttır" dedi.
Çiğ süt nasıl kaynatılmalı?
Uzmanlar, çiğ sütün güvenli hale getirilmesi için doğru şekilde kaynatılmasının önemine dikkat çekiyor. Prof. Dr. Kocagöz, "Ev ortamında yapılan kaynatma işlemi, çiğ sütteki mikropları ve toksinleri yok etmenin en temel yöntemidir. Süt, en az 15-20 dakika kaynatılarak mikrobiyolojik güvenlik sağlanabilir" diye konuştu.
Sağlık riskleri nelerdir?
Kontrolsüz şekilde tüketilen çiğ süt, Salmonella ve E.coli gibi tehlikeli bakterileri içerebilir. Ayrıca kuş gribi virüsü (H5N1) ile enfekte ineklerden alınan sütlerde bu virüsün bulunabileceği belirtiliyor. Özellikle hamileler için toksoplazma enfeksiyonu riski taşıyan çiğ süt ve çiğ süt ürünleri, bebeklerde kalıcı hasarlara yol açabilir.
Prof. Dr. Kocagöz, "Çiğ süt tüketimi, yalnızca bireysel sağlık için değil, toplum sağlığı açısından da ciddi bir risk oluşturabilir. Seyahatlerde, bu tür gıdaların tüketimi bulaşıcı hastalıkların yayılmasına zemin hazırlayabilir" uyarısında bulundu.
Soğuk zincirin önemi
Çiğ sütün sağılmasından tüketiciye ulaşana kadar tüm süreçlerde soğuk zincirin korunması büyük önem taşıyor. Sütün, sağım işlemi sonrası en fazla dört saat içinde soğuk zincir sistemine dahil edilmesi gerektiği belirtiliyor. Bu zincirin bozulması durumunda, sütün mikrop taşıma riski artıyor ve sağlığa ciddi zarar verebiliyor.
Kimler risk altında?
Çiğ sütteki bakteriler, herkesin sağlığını etkileyebilir. Ancak bazı gruplar bu risklere karşı daha savunmasızdır. Özellikle hamileler, beş yaş altı çocuklar, 65 yaş üstü bireyler, bağışıklık sistemi zayıflamış kişiler, kalp ve böbrek hastaları ile HIV enfeksiyonu veya organ nakli alıcıları bu grupta yer alıyor.
Bu kişilerde, çiğ süt kaynaklı enfeksiyonlar karın ağrısı, kusma, ateş ve baş ağrısı gibi semptomlarla kendini gösterebilirken, ciddi durumlarda ölümle sonuçlanabilecek komplikasyonlar da görülebilir.
Pastörizasyon ve UHT işlemleri güvenli mi?
Çiğ süt yerine pastörize veya UHT süt tercih edilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Kocagöz, "Pastörizasyon işlemi, sütteki zararlı mikroorganizmaları yok ederken besin değerinde anlamlı bir kayba neden olmaz. UHT sütler ise yüksek ısı ile mikropları yok ederken, sütün kimyasal ve fiziksel özelliklerini büyük ölçüde korur" dedi.