İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, tanınmış tiyatro ve sinema oyuncusu İlyas Salman hakkında nihai karar verildi. Sanatçı, BirGün gazetesinde üç yıl önce yayımlanan bir röportajında kullandığı ifadeler nedeniyle Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla yargılanıyordu. Uzun süredir devam eden yargılama süreci, dün gerçekleşen duruşmayla sonuçlandı. Mahkeme, Salman'ı önce 1 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırdı, ardından bu ceza 1/6 oranında indirilerek 11 ay 20 güne düşürüldü ve son olarak 7 bin lira adli para cezasına çevrildi.
Savunma ve iddia makamının talepleri
Duruşmada, sanatçı İlyas Salman'ın avukatı Selen Sınmaz ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı hazır bulundu. Savcı, önceki duruşmada sunduğu esas hakkındaki mütalaasını tekrar ederek, Salman'ın üzerine atılı suçtan cezalandırılmasını talep etti. Davanın iddia makamı olarak Cumhurbaşkanı'nın avukatı da savcının mütalaasına katıldıklarını belirtti ve Salman'ın cezalandırılması gerektiğini ifade etti.
AİHM kararları ve savunma argümanları
Sanatçının avukatı Selen Sınmaz, savunmasında önemli bir hukuki noktaya dikkat çekti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Vedat Şorli kararına atıfta bulunan Sınmaz, bu kararda Türk Ceza Kanunu'nun "hakaret" suçunu iki farklı maddede düzenlemesinin hukuka aykırı bulunduğunu vurguladı. Avukat, müvekkilinin yargılandığı TCK 299. maddesinin, diğer vatandaşlar karşısında ayrımcılık oluşturduğunu belirterek, AİHM'in Türkiye'ye iç hukukunu düzeltmesi yönünde tavsiyede bulunduğunu hatırlattı.
Sanata ve sanatçıya saygı çağrısı
"Müvekkilim halka mal olmuş bir sanatçıdır. Hakaret kastı yoktur, ifade özgürlüğüne dayanarak düşüncelerini ifade etmiştir" diyen Sınmaz, öncelikle davanın düşürülmesini, bunun mümkün olmaması halinde ise müvekkilinin derhal beraatını talep etti. Avukat, sanatçıların toplumsal rolüne ve ifade özgürlüğünün demokratik toplumlardaki önemine vurgu yaparken, Salman'ın röportajda kullandığı ifadelerin hakaret amacı taşımadığını, eleştirel düşünce kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savundu.
Hukukçuların farklı görüşleri
Bu dava, benzer davalarla birlikte hukukçular arasında da tartışma konusu olmaya devam ediyor. TCK'nın 299. maddesi kapsamında açılan davaların son yıllarda artması, ifade özgürlüğü ve eleştiri hakkı açısından endişe uyandırıyor. Hukuk fakültelerinden bazı akademisyenler, Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasının demokratik ülkelerdeki uygulamaları ve AİHM içtihatları ışığında yeniden değerlendirilmesi gerektiğini savunurken, bazı hukukçular ise devlet başkanının itibarının korunmasının önemine dikkat çekiyor.