POLİTİKA

Davutoğlu'ndan iktidara şartlı yeşil ışık

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, katıldığı bir televizyon programında siyaset gündemini sarsacak açıklamalarda bulundu. Olası bir Cumhurbaşkanı Yardımcılığı teklifine kapıyı kapatmayan Davutoğlu, "Devlet darda denirse hiç tereddüt etmem" diyerek göreve hazır olduğu mesajını verdi. Ancak bu görevi kabul etmesinin şartlarını da net bir dille ortaya koydu: Sembolik bir makam değil, devleti restore edecek icracı bir rol.

Abone Ol

Siyasi kariyerinde Başbakanlık gibi zirve görevlerde bulunan, ardından kendi partisini kurarak muhalefet saflarına geçen Gelekalp Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, NOW TV ekranlarında yaptığı açıklamalarla Ankara kulislerini hareketlendirdi. Son dönemdeki sessizliğini bozan Davutoğlu, kendisine yöneltilen "Cumhurbaşkanı Yardımcılığı teklifi gelse kabul eder misiniz?" sorusuna verdiği yanıtla yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. Davutoğlu, göreve sıcak baktığını ancak bunun belirli koşullar altında mümkün olabileceğini vurgulayarak, siyaset sahnesinde yeni bir denklemin habercisi olabilecek sinyaller verdi. Bu açıklamalar, tecrübeli siyasetçinin iktidar ile olası bir iş birliğine prensipte açık olduğu, fakat bunun meşrulaştırıcı bir figüranlık olmayacağının altını çizdiği şeklinde yorumlandı.

'Devlet zordaysa bu bir vatan görevidir'

Davutoğlu, konuşmasında göreve talip olmaktan ziyade, ülkenin içinde bulunduğu zorlu koşullara dikkat çekti. Olası bir teklif karşısındaki tavrını netleştiren Davutoğlu, "Bana denirse ki, ‘Devlet darda, ülke ekonomisi iflas noktasında, gelin şu devleti restore edelim.’ Hiç tereddüt etmem. Göreve bir vatan görevi gibi bakarım" ifadelerini kullandı. Bu sözler, Davutoğlu'nun kişisel siyasi kariyerinden öte, ülkenin bekasını ve yapısal sorunlarını önceliklendiren bir pozisyon aldığını gösteriyor. Kendisini bir "devlet adamı" olarak konumlandıran Davutoğlu, meselenin parti veya kişisel bir çıkar meselesi olmadığını, aksine milli bir sorumluluk olduğunu ima etti. Bu yaklaşım, mevcut ekonomik ve siyasi tabloya yönelik eleştirel bir gönderme olarak da değerlendirildi. Davutoğlu, olası bir görevin çerçevesini, krizden çıkış için bir "ulusal mutabakat" zemini arayışı olarak çizdi.

Sembolik role kesin çizgi: 'Yapılanları meşrulaştırmak için gitmem'

Ahmet Davutoğlu, görevi kabul etme şartlarını sıralarken en net çizgiyi sembolik görev konusuna çekti. Kendisine verilecek rolün içeriğinin ve yetki alanının belirleyici olacağını vurgulayan Gelecek Partisi lideri, "Beni oturmak, yapılanları meşrulaştırmak için çağırırlarsa bunu kabul etmem" diyerek pasif bir rolde olmayacağını kesin bir dille belirtti. Bu ifade, Davutoğlu'nun sadece bir isim olarak kabinede yer almayı ve mevcut politikaların bir parçası olarak görünmeyi reddettiğini ortaya koyuyor. Onun için kabul edilebilir tek senaryo, devlet yapısını yeniden şekillendirecek, kurumsal aklı ve liyakati esas alacak bir "restorasyon" sürecinde aktif rol almaktır. Davutoğlu, "Ama devletin yeniden inşasında görev verilirse bu, devlet adamlığının gereğidir" sözleriyle, teklifin ciddiyetinin ve kapsamının kendisi için önemini bir kez daha vurguladı. Bu, aynı zamanda iktidara yönelik üstü kapalı bir mesaj olarak da okunabilir: "Eğer gerçek bir çözüm iradeniz varsa, ben de taşın altına elimi koyarım."

Siyasi kulisler bu sözleri konuşuyor

Ahmet Davutoğlu'nun bu çıkışı, Ankara'daki siyasi kulislerde geniş yankı buldu. Bir süredir yeni anayasa tartışmaları ve siyasette "normalleşme" adımlarının konuşulduğu bir dönemde gelen bu açıklamalar, farklı senaryoları da beraberinde getirdi. Kulislerde, Davutoğlu'nun bu sözlerinin sadece bir temenni mi, yoksa perde arkasında yürütülen bir temasın dışa vurumu mu olduğu tartışılıyor. Bazı siyasi analistler, bu çıkışı, Gelecek Partisi'nin siyasi arenada yeniden etkin bir aktör olma ve gündem belirleme hamlesi olarak yorumlarken, bazıları ise iktidarın olası bir kabine revizyonu öncesinde nabız yokladığı ve Davutoğlu gibi tecrübeli bir ismin "devleti restore etmek" misyonuyla ekonominin ve dış politikanın başına getirilebileceği ihtimalini değerlendiriyor. Davutoğlu'nun, özellikle dış politika ve bürokratik deneyimiyle öne çıkan bir isim olması, bu iddiaları güçlendiriyor. Bu şartlı "yeşil ışık" hamlesinin, önümüzdeki günlerde hem iktidar kanadından hem de diğer muhalefet partilerinden nasıl bir karşılık bulacağı merakla bekleniyor.