Depremin ikinci günü 2 hekim ve gerekli donanımlara sahip 11 yardımcı sağlık personeliyle Pazarcık ilçesine giden Kırıkkale Üniversitesi (KKÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi ekibi, ilk olarak ilçede sahra hastanesi kurma görevini yerine getirdikler. Başhekim Prof. Dr. Deniz, "Gerekli koordinasyonları sağlayarak hastanemizi kurduk. 11 ili ve 15 milyona yakın insanı etkileyen, 'asrın felaketi' diye adlandırılan durumda mevcut imkanlarla en etkin hizmeti verme noktasında çaba sarf ettik." diye konuştu.

Deniz, bölgede bulundukları süreçte ciddi bir hasta başvurusunun olduğunu dile getirdi. Depremin ardında ayağında, bacağında ciddi ezikler, parçalanmalar ve doku kayıpları olan yaralıların ilk aşamalarda gelmeyip daha sonra hastaneye başvurduğunu anlatan Deniz, şunları kaydetti:

"Bu insanların, 'hastaneye gidip de orayı meşgul etmeyelim' diye yaraları çok daha kötü hale geldikten sonra bize başvurduklarını gördük. Veya normal şartlarda hemen müdahale yapılması gereken kronik hastalıkları olanlar de yine yoğunluk olmaması için çok geç gelmişler. Yine sahradan normal hastaneye geçtiğimizde tomografimiz binanın alt katındaydı. Vatandaşlar korktukları için alt kata inmek istemiyordu. Kendilerini ikna ederek tomografiye birlikte gidiyorduk."

Deniz, 14 Mart Tıp Bayramı'na ilişkin de "14 Mart Tıp Bayramı'nı artık bayramdan ziyade tören olarak gerçekleştireceğiz. Burada ithaf edilmesi gereken bir grup varsa bunu özellikle bölgede sürekli çalışan ve ailelerini, yakınlarını kaybeden ancak sağlık hizmetlerini yürüten arkadaşlara armağan edelim." dedi.

Oradaki sağlık çalışanlarını çok cesur insanlar olarak gördüm

Genel Cerrahi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oktay Aydın da yaşanan depremin çok büyük bir acı ve felaket olduğuna dikkati çekti.Depremin hemen ardından Sağlık Bakanlığı bünyesinde gönüllü olarak bölgeye gitmek için müracaat ettiklerini dile getiren Oktay, şöyle konuştu: "Daha sonra Elbistan ilçesine görevlendirildim. Orada çok büyük bir yıkım olduğunu gördüm. Belki de ülkenin başına gelebilecek en büyük felaketti. Orada 8 gün boyunca vatandaşlara yardımcı olmaya çalıştık. Açıkçası oraya gitmeden televizyondan felaket olduğunu anlıyorduk ama şehre gidince bunu birebir görmek çok farklıydı. Gördüğüm en büyük hayat dersi diyebilirim. İnsanların çektiği acılar beni çok etkiledi ve yaşamım boyunca da unutamayacağım. Oradaki sağlık çalışanlarını çok cesur insanlar olarak gördüm. Ailelerinden birçok kişiyi kaybetmelerine rağmen görevlerine devam ettiler. Hepsini yürekten kutluyorum."

Çok acılar yaşamışlar, onlara şahitlik ettik

Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İbrahim Deniz Canbeyli ise ilk gittiklerinde bir insan olarak depremzedelerin hikayelerini dinlediklerini söyledi.

Birkaç depremzedenin hikayesini dinledikten sonra bir daha soramadıklarını anlatan Canbeyli, "Açıkçası çok acılar yaşamışlar, onlara şahitlik ettik. Biz de üzerimize düşeni yapmak onların daha rahat nasıl hissedebilmeleri için gerekli işleri yaptık." ifadesini kullandı.

Kaynak: aa