SAHİL ŞERİDİNDEKİLER DİKKAT
İstanbul'da meydana gelen 6,2'lik depremin ardından İzmir'de de tedirginlik başladı. Özellikle İzmir Körfezi kıyısına şeridi olan ilçelerin daha riskli olduğu ortaya çıkarken, zemin etüdü ve mikrobölgeleme çalışmalarının önemine dikkat çekildi. Çiğli, Bayraklı, Kordon, Balçova, Güzelbahçe, Karşıyaka ilçelerinin diğer ilçelere oranla daha riskli olduğuna dikkat çeken Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Sinan Can Öziçer, " Zemin anlamında iyi, kötü, riskli ya da daha az riskli diye bir sıralama yapabiliriz. İzmir Körfezi'ni gözümüzün önüne getirdiğimiz zaman kıyı şeridi olan yerler daha riskli ilçeler. Bayraklı, Çiğli, Kordon tarafı, Balçova, Güzelbahçe, Narlıdere diğer yerlere göre zemin anlamında daha riskli. Bu zemin kötü diye binaların yıkılacağı anlamına gelmez. Zemin yapı etkileşimi dediğimiz bir olgu var. O zemine göre yapının tasarlanması gerekiyor. Teorik olarak kıyı şeritleri diğer ilçelere göre daha riskli. Deprem master planı daha çıkmadı. O bittiği zaman bize İzmir'in zemini noktasında bize güzel, doğru bir kılavuz olacaktır" ifadelerine yer verdi.
RİSKİ AZ İLÇELER BELLİ OLDU
Kayalık olan ilçelerin Körfez'e şeridi olan ilçelere göre daha sağlam olduğuna dikkat çeken Öziçer, " Karabağlar, Gaziemir, Buca tarafları kayalık olduğu için risk daha düşük. Deprem ivmesi o bölgelerde daha az çıkar. kıyı şeridindeki ilçelerde binaya vurduğu şiddet daha fazlayken, kayalık ilçelerde şiddet daha az oluyor. Seferihisar'da sıkı zemin de var, yumuşak zemin de var. Ödemiş, Tire, torbalı civarında yerleşim alanları kayalıkta olmadığı için orada da orta düzey zemin var diyebiliriz. Çiğli'nin denizkenarı zayıf ancak Evka tarafları sağlam. Tüm Evka'ların sağlam olduğunu söyleyebiliriz. Haritaya baktığımızda kayalık olan yerler ovalara göre daha avantajlı" dedi.
HERKES ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALI
Depreme dayanıklı konutlar için herkesin elini taşın altına koyması gerektiğine vurgu yapan Sinan Can Öziçer, " Vatandaş da müteahhit de devlette elini taşını altına koyacak. Vatandaşın 100 metrekarelik 3+1 dairesi varsa bunu 2+1'e düşürebilir. Müteahhit kar marjını düşürebilir. Devlet fon verebilir. Bakıldığında tek bir kişinin ya da kurumun verebileceği fedakarlığı ile değil, bir çok kişiler tarafından fedakarlık yapılarak dönüştürülebilir. Ben eski bir 120 metrekare binamın olmasındansa 80 metrekare yeni bir binayı tavsiye ederim" dedi.
Yapı denetim yetersiz
Yapı denetim sisteminin yeterli olmadığına dikkat çeken Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) İzmir Şubesi Başkanı Koray Çetin Önalan, " Depreme güvenli ilçeler yerine depreme dayanıklı yapıyı konuşmalıyız. Öncelikle ilçelerin mikrobölgeleme çalışmaları tamamlanmalı ve ilçelerde yerleşime uygunluk değerlendirmeleri yapılmalı. İlçelerin konumlarına göre zemin koşulları değişiklik gösterir. Mavişehir bataklık ama Karşıyaka'nın iyi zemin koşulları olan yerleri de var. Üst yapının yasa ve yönetmeliklere göre dizayn edilmesi gerekiyor. Tüm yapılar temelinden çatısına kadar denetlenmesi gerekiyor. Türkiye'de yapı denetim sistemi yeterli değil. Yapı denetim sistemi içerisinde jeoloji mühendisleri yok. Yapı temelinden ve zemin etütleriyle başlar. Siz zemin iyileştirmelerini denetlemezseniz sistemin sağlıklı olduğunu söyleyemezsiniz. Kayalık zemin olsa dahi üst yapıyı deprem yönetmeliğine uygun yapmazsanız yıkımlar olabilir. Biz bu konuyu yerleşime uygunluk değerlendirmeleri ve saha çalışmaları ile değerlendirmesinin daha doğru olacağını düşünüyoruz" ifadelerine yer verdi.
Yapı dayanıksızsa ne yapacaksınız?
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yapı envanter çalışması sonrasında yapacaklarını soran Koray Önalan, "Yapı envanter çalışması yapılabilir ancak çalışmayı yaptığınız zaman ortaya sakıncalı bir durum çıkıyor. Siz binaların depreme dayanıksız olduğunu ortaya koyduğunuzda yarın olabilecek bir depremde, 'siz binaların depreme dayanıksız olduğunu ortaya koydunuz ancak bunu için ne yaptınız?' diye sorarlar. Envanter çalışması bilgi edinmek için önemlidir ancak bu çalışma sonucunda yurttaşların ne yapması gerektiğinin de karara bağlanması gerekli. Yurttaş bakanlığa başvurduğunda eğer depreme dayanıksız binası varsa yıkım kararı geliyor. Siz Büyükşehir olarak yapı dayanıksız çıktığı zaman ne yapacaksınız?" diye konuştu.
Gökdelenler yıkılır mı?
Dere yataklarının, alüvyon zeminlerinin yerleşim açısından uygun olmayan alanlar olduğunu dile getiren Önalan, "Buralarda önlem alınarak yapılar yapılabilir. Örneğin, Bayraklı, Çiğli, Mavişehir, Alsancak... Buraların temeline zemin iyileştirmesi kapsamında ciddi paralar harcanıyor. İzmir'in büyük bir deprem yaşamadı. Sisam depremi İzmir depremi değildi. Tuzla fayı kırıldığında alüvyon zeminlerindeki yüksek gökdelenlerin nasıl davranış göstereceğini bilmiyoruz" ifadelerine yer verdi.
Kaybedecek zaman yok
Büyükşehir Belediyesi'nin deprem çalıştayı sonrası kısa, orta ve uzun vadede planlarını soran Önalan, "Deprem çalıştayı yapıldı. Deprem master planı hazırlanması konusunda karara varıldı. Ancak henüz sonuç bildirgesi yayınlanmadı. Çalıştaylar önemlidir ancak bizim kaybedecek zamanımız yok. Bizim sempozyumlardan öte ne yapabileceğimizi, hedeflerimizi, kısa-orta ve uzun vadedeki planlarımızı ortaya koyup yurttaşlara açıklamamız gerekiyor. Depremin ne zaman olacağını bilimsel olarak bilmiyoruz. Ancak bu çalıştaylardan geriye ne kaldı?" dedi.