ÖZEL/ Didar DEMİRCİ
Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen 11 şehirde kırsal nüfus da yara aldı. Türkiye tarımsal üretim kapasitesinin yaklaşık yüzde 20’lik kısmının depremden etkilenen bölgelerde olduğuna dikkat çeken Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu (Çiftçi Sen) Genel Örgütlenme Sekreteri Adnan Çobanoğlu, bölgenin tarım potansiyelini bekleyen riskleri ele aldı. Çobanoğlu, “Deprem bölgelerindeki arkadaşlarımızla görüşüyoruz. Kayıplardan biri tohumlar, enkaz altında kalmış. O nedenle tohum sıkıntısı var. Şirket tohumu kullansa bile o iş yerleri yıkıldığından dolayı tohum da bulamıyorlar. Binaların altındaki üretim araçları ellerinden gitmiş durumda. O da ciddi bir problem. Hayvanları yem sıkıntısı çekiyorlar. Yem bölgeye geliyor ancak yetmiyor. Sürekli gelen bilgilerden biri de bu. Köylere ulaşım zaten zor. Dolayısıyla hatta üretilen sütleri bile satacak veya işleyecek durumları yok. Onları dağıtmak durumunda kalıyorlar. Önümüzdeki süreç çok ciddi bir gıda problemini beraberinde getireceğini gösteriyor” diye konuştu.
TARIM TOPRAKLARI EL DEĞİŞTİREBİLİR
Depremin kırsalda nüfus ve barınma gibi problemlere yol açtığını bu nedenle geride kalan aile üyelerinin tarımı devam ettirmekte zorlanacağı için tarlasını satabileceğini belirten Çobanoğlu, “Ciddi miktarda toprakların el değiştirmesine yol açabilir. Çünkü orayı terk edip başka yerlere yerleşmeye yönelen insanların geliri ancak tarlasını satmakla mümkün olur. Bölge açısından bakıldığında tarımsal arazi varlığımızın yüzde 30-35’ini barındırıyor. Eğer oradaki tarım nüfusunu kaybedersek beraberinde toprakların da o kadarı el değiştirecek. Arazi olarak kayıp şundan olabilir; yıkılan yerlerde tarım yapma olanağı olmayacak. Yeni yerleşim yerleri oluşacak o da tarım arazilerinde… İkinci risk ise o binaların hafriyatlarının tarım arazilerine dökülmesi. Bu tarz riskler söz konusu” açıklamasını yaptı.
ÇİFTÇİYİ YERİNDE TUTMALIYIZ
Bu dönemde ilk ve acil olarak yapılması gerekenin tarımı yapmak isteyen çiftçiyi yerinde tutacak desteklere ihtiyaç olduğunu söyleyen Çobanoğlu, “Konteyner mı gerekiyor, ortak tarım aletleri mi gerekiyor ne gerekiyorsa, her şeyin devlet tarafından bölgede organize bir şekilde tedarik edilmesi lazım. Devlet şunu yapabilir örneğin tarım ekipmanlarını planlama dahilinde köylerin merkezinde toplayıp organize bir şekilde kullanımını örgütleyebilir. Köylüler buna gönülden destek olurlar. Süt hayvancılığı yapanlar özellikle sütlerini yeniden işleyebilecekleri tarzda seyyar yatırımlar oluşmalı. Kendini besleyemeyen bir çiftçi hayvanını besleyemez. Bahar ayına yaz ayına kadar bu yem desteği koşulsuz şartsız verilmeli. Çünkü bahar aylarında yaz aylarında en azından otlatma olanağı ortaya çıkar” sözlerini kaydetti.