İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki (TBMM) grup toplantısında gündeme ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. İktidarın "Terörsüz Türkiye" olarak adlandırdığı yeni süreci ve muhalefete yönelik operasyonları sert bir dille eleştiren Dervişoğlu, hukukun üstünlüğüne vurgu yaparak, "Türkiye, ne kadar hukuk devletiyse ancak o kadar terörsüzdür" dedi. Konuşmasında ekonomik politikalardan yargı bağımsızlığına kadar geniş bir yelpazede eleştiriler yönelten Dervişoğlu, tüm siyasi partilere birlik çağrısı yaptı.
Konuşmasına, 9. yıl dönümünde 15 Temmuz darbe girişiminde hayatını kaybeden demokrasi şehitlerini anarak başlayan Dervişoğlu, Türkiye'nin karşı karşıya olduğu sorunların temelinde adalet ve hukuktan uzaklaşmanın yattığını savundu. İktidarın politikalarının ülkeyi bir çıkmaza sürüklediğini iddia eden İYİ Parti lideri, tarımdan sanayiye, siyasetten yargıya kadar birçok alanda ciddi bir çöküş yaşandığını öne sürdü.
"Ağaçtan meyve toplar gibi siyasetçi topluyorlar"
Konuşmasının en sert bölümlerinden birini muhalefete yönelik operasyonlara ayıran Müsavat Dervişoğlu, siyaset yapma alanının giderek daraltıldığını ve hukukun bir baskı aracı olarak kullanıldığını iddia etti. "Ağaçtan meyve toplar gibi sabah operasyonlarıyla belediye başkanı ve siyasetçi toplanmaktadır" diyen Dervişoğlu, bu durumun demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne ağır bir darbe vurduğunu söyledi.
Yargı sistemindeki sorunlara da dikkat çeken İYİ Parti lideri, "Hakimler, savcılar bizzat kendi davalarına bakmaktayken, Adalet Bakanının tek işi 'Türkiye bir hukuk devletidir' açıklaması yapmaktır" ifadeleriyle Adalet Bakanlığı'nı eleştirdi. Bu tablonun, Türkiye'de adalete olan güveni temelden sarstığını ve vatandaşların hukuk sistemine olan inancını zedelediğini belirtti. Dervişoğlu, bu tür uygulamaların, iktidarın bahsettiği "Terörsüz Türkiye" vizyonuyla çeliştiğini ve asıl terörün, hukukun ve adaletin ortadan kaldırılması olduğunu savundu.
"Terörsüz türkiye" sürecine eleştirel bakış
İktidarın son dönemde sıkça dile getirdiği "Terörsüz Türkiye" konseptini de mercek altına alan Dervişoğlu, bu sürecin samimiyetini sorguladı. "İşte Terörsüz Türkiye de budur. Türkiye, ne kadar hukuk devletiyse ancak o kadar terörsüzdür" diyerek, terörle mücadelenin ancak ve ancak adalet, demokrasi ve hukukun üstünlüğü temelinde başarılı olabileceğini vurguladı.
İktidarın "Terörsüz Türkiye" anlayışını, "Türkiye'de artık teröriste terörist denilmeyecek" şeklinde yorumlayan Dervişoğlu, bu sürecin terörü bitirmek yerine, kavramları anlamsızlaştırma ve yeni bir siyasi zemin yaratma amacı taşıdığını iddia etti. "Ortadan kalkan ne terördür ne teröristtir, ne PKK'dır ne de bölücü emperyal ajandalardır" diyerek, bu sürecin sonunda asıl kazananın bölücü unsurlar olacağı uyarısında bulundu. Bu eleştiriler, terörle mücadele yöntemleri ve bu süreçte izlenen politikaların siyasi partiler arasında ne kadar farklı yorumlandığını bir kez daha gözler önüne serdi.
Ekonomide çarklar kimin için dönüyor?
Dervişoğlu, konuşmasında hükümetin ekonomi politikalarını da hedef aldı. Tarım, sanayi ve ticaretin belirli imtiyazlı odaklar tarafından çökertildiğini savunan İYİ Parti lideri, uygulanan politikaların küçük üreticiyi ve çiftçiyi mağdur ettiğini belirtti. "Bu yüzden tarımda çiftçilerin değil ithalatçıların, sanayide ise üreticilerin değil faizcilerin kazandığını" kaydeden Dervişoğlu, üretim ekonomisinden uzaklaşılarak bir rant ekonomisi yaratıldığını öne sürdü.
Çiftçinin artan maliyetler altında ezildiğini, sanayicinin ise yüksek faizler nedeniyle yatırım yapamaz hale geldiğini belirten Dervişoğlu, bu durumun ülkenin genel refahını düşürdüğünü ve ekonomik bağımsızlığı tehdit ettiğini söyledi. Ekonomideki bu tablonun, sadece rakamlardan ibaret olmadığını, aynı zamanda milyonlarca ailenin geçim sıkıntısı ve yoksullukla mücadelesi anlamına geldiğini vurguladı.
"Cumhuriyete ve türklüğe sahip çıkalım" çağrısı
Konuşmasının sonunda tüm siyasi partilere ve vatandaşlara tarihi bir çağrıda bulunan Müsavat Dervişoğlu, Türkiye'nin temel değerleri etrafında birleşme gerekliliğinin altını çizdi. "Hangi partiden olursanız olun gelin, Cumhuriyete, vatandaşlığa, Türklüğe sahip çıkalım" diyerek, siyasi farklılıkların bir kenara bırakılması ve ulusal çıkarlar doğrultusunda ortak hareket edilmesi gerektiğini belirtti.
Türkiye'nin geleceğine dair kararların millet tarafından verilmesi gerektiğini vurgulayan Dervişoğlu, "Neyin değişeceğine biz karar vereceğiz. Ne olacağımıza kendimiz karar vereceğiz. 100 yıl önce olduğu gibi bugün de kendi kaderimizi kendimiz tayin edeceğiz" dedi. Bu sözler, Kurtuluş Savaşı ruhuna bir gönderme olarak yorumlandı.
Dervişoğlu, konuşmasını, "Türkiye'nin salonları, sokakları, meydanları bizimdir" diyerek tamamladı. Bu ifade, demokratik hakların ve ifade özgürlüğünün korunması konusundaki kararlılıklarını ve meydanı baskı politikalarına bırakmayacaklarını simgeleyen güçlü bir mesaj olarak algılandı. İYİ Parti'nin bu yeni dönemde daha aktif ve birleştirici bir muhalefet anlayışı benimseyeceğinin sinyallerini verdi.