POLİTİKA

Destici'den "Kılıçdaroğlu" çıkışı: Yargı kurumlarını göreve çağırıyoruz

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, eski CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik mezhebi kimliği üzerinden yapılan eleştirilere çok sert tepki gösterdi. Bu tür ifadelerin sadece Kılıçdaroğlu'na değil, tüm Alevi toplumuna yönelik bir hakaret ve düşmanlık olduğunu belirten Destici, "Bu üslubu şiddetle kınıyor ve lanetliyorum," diyerek yargı kurumlarını derhal harekete geçmeye çağırdı. Destici, Aleviliğin ve Alevilerin bu ülkenin vazgeçilmez bir değeri olduğunu vurguladı.

Abone Ol

Türkiye siyasetinde tansiyon, eski Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik sosyal medyada ve bazı platformlarda dile getirilen mezhep temelli eleştirilerle yeniden yükseldi. Siyasi eleştirinin sınırlarını aşan ve toplumsal fay hatlarını tehlikeli bir şekilde kaşıyan bu söylemlere en net ve en sert tepkilerden biri, Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici'den geldi. Partisinin genel merkezinde düzenlediği haftalık basın toplantısında gündemi değerlendiren Destici, siyasi rekabetin ve eleştirinin hiçbir zaman kişilerin inançları, kimlikleri veya mezhepleri üzerinden yapılamayacağının altını kalın çizgilerle çizdi. Destici, bu tür ifadeleri "alçaklık" ve "düşmanlık" olarak nitelendirerek, yargıyı göreve çağırdı.

"Şiddetle kınıyor ve lanetliyorum"

BBP lideri Mustafa Destici, konuşmasında öncelikle CHP'de devam eden yargı sürecine değinerek, partisinin bu süreci objektif bir şekilde ve itidalle takip ettiğini belirtti. Sürecin hukuk içerisinde çözülmesi ve masumiyet karinesinin korunması gerektiğine vurgu yapan Destici, konuyu Kılıçdaroğlu'na yönelik mezhepçi saldırılara getirdi. Kılıçdaroğlu'nun uzun yıllar devlette önemli görevler üstlenmiş bir siyasetçi olduğunu hatırlatan Destici, aldığı kararların, açıklamalarının, üslubunun ve tarzının eleştirilebileceğini, bunun siyasetin doğası gereği normal olduğunu ifade etti. Ancak eleştirinin bir noktada durması gerektiğini belirten Destici, kırmızı çizgiyi şu net ifadelerle çizdi: "Eleştiri yapılırken, Kemal Kılıçdaroğlu’nun inançlarının, mezhebi anlayışının ve kimliğinin malzeme yapılmasını şiddetle kınıyorum ve lanetliyorum." Bu sözler, siyasi arenada nadir görülen, farklı kutuplardaki bir liderin bir başka liderin kimliğine yapılan saldırıya karşı bu denli güçlü bir duruş sergilemesi açısından dikkat çekiciydi.

"Bu sadece Kılıçdaroğlu'na değil, tüm Alevi camiasına kötülüktür"

Destici, konunun sadece Kemal Kılıçdaroğlu'nun şahsıyla sınırlı olmadığını, bu tür nefret söylemlerinin çok daha geniş ve tehlikeli bir etki alanı yarattığını vurguladı. Mezhep temelli hakaretlerin, Türkiye'nin en önemli toplumsal zenginliklerinden biri olan Alevi toplumunun tamamını hedef aldığını belirten Destici, bu durumun toplumsal barışa yönelik ciddi bir tehdit oluşturduğunu söyledi. "Bu yöndeki ifadeleri ve ifadelerin sahiplerini şiddetle kınıyor, yargı kurumlarını göreve çağırıyoruz. Sadece Kılıçdaroğlu’na hakaret değil, bu aynı zamanda tüm Alevi camiasına da yapılmış bir kötülüktür," diyen BBP lideri, bu sözleriyle meselenin bireysel bir hakaretten çıkarak kolektif bir yaraya dönüştüğünü ifade etti. Destici'nin bu yaklaşımı, kimliği ne olursa olsun bir gruba yönelik yapılan ayrımcı bir saldırının, aslında tüm toplumun huzuruna yapılmış bir saldırı olduğu mesajını verdi.

"Alevilik milletimizin değeridir, bu üslup düşmanlıktır"

Konuşmasının devamında Mustafa Destici, Alevilik inancının ve Alevi vatandaşların Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Türk milletinin ayrılmaz bir parçası ve temel bir değeri olduğunu güçlü bir dille ifade etti. Siyasi veya kişisel çıkar uğruna bu değerlerin hedef alınmasının kabul edilemez olduğunu belirten Destici, bu tür söylemlerin arkasında art niyet ve düşmanlık olduğunu savundu. "Alevilik ve Aleviler milletimizin ve ülkemizin değeridir. Alevilik üzerinden yapılacak suçlamalar, hakaretler, ifade eden ya da muhatabı kim olursa olsun alçaklıktır," diyen Destici, bu tür bir üslubun arkasındaki zihniyeti de hedef aldı. "Bu üslup, milletimize de ülkemize de düşmanlıktır ve hiçbir şekilde hoş görülemez, hoş göremeyiz," ifadelerini kullanarak, partisinin ve kendisinin bu konudaki tavizsiz duruşunu ortaya koydu. Bu çıkış, BBP gibi milliyetçi ve muhafazakar bir partinin liderinden gelmesi sebebiyle, siyasi kutuplaşmanın ötesinde, toplumsal birlik ve beraberlik adına önemli bir mesaj olarak yorumlandı. Destici'nin yargı kurumlarını göreve çağırması ise, bu tür nefret suçlarının cezasız kalmaması ve toplumsal barışı tehdit eden bu tür girişimlere karşı hukukun caydırıcı bir rol oynaması gerektiği yönündeki beklentiyi yansıtıyor.