Elif Nur KARATAŞ/ Türkiye'de sağlık harcamalarındaki rekor artış, hane halkını zor durumda bırakıyor. Devlet sağlık hizmetlerine erişim azalırken, vatandaşlar özel sektöre yönelmek zorunda kalıyor. Cepten yapılan harcamalar yüzde 97 artarak 220 milyar lirayı buldu. Sağlık ve sosyal hizmet emekçileri sendikası (SES) ve Tabipler Odası yetkilileri, sağlık harcamalarındaki bu artışı değerlendirerek “Kamu hizmetlerinin yetersizliği, vatandaşları özel sektöre yönlendiriyor” diye konuştu

Sağlık harcamalarında tarihi artış

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre, 2023 yılında sağlık harcamaları yüzde 105 artarak 1 trilyon 244 milyar lirayı aştı. Kişi başına düşen sağlık harcaması 14 bin 582 liraya yükselirken, hane halklarının cepten yaptığı harcamalar 220 milyar lirayı buldu. Özellikle kamu sağlık hizmetlerine erişimde yaşanan tıkanıklık, vatandaşları özel sektöre yönlendirdi.
Genel devlet sağlık harcamaları 964 milyar liraya ulaşırken, özel sektör harcamaları 279 milyar liraya çıktı. Sağlık harcamalarının Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’ya (GSYH) oranı ise yüzde 4,7’ye yükseldi.

"Sağlık harcamaları ciddi yük"

İzmir'deki Alsancak Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi’ne annesinin tedavisi için gelen Gökhan Güdücüoğlu genel anlamda devlet hastanelerini tercih ettiklerini çünkü özel hastanelerin oldukça pahalı olduğunu söyledi. Özel sağlık hizmetlerini kullanmanın neredeyse evin tapusunu vermek gibi bir şey olduğunu söyleyen Güdücüoğlu, Avustralya’da yaşadığını ve oradaki sistemin hızına ve kolaylığına da dikkat çekerek “Özellikle son yıllarda sağlık harcamaları ciddi oranda artmış. Bu durum düşük gelirli aileler için ciddi bir yük oluşturuyor. Ayrıca burada MR çektirmek için devlet hastanesinde günlerce, bazen aylarca beklemek zorunda kalabiliyorsunuz. Oysa Avustralya’da, mahallelerdeki ücretsiz ‘medical center’lar sayesinde 10 dakika içinde MR çekilebiliyor. Türkiye’de devlet hastanelerindeki yoğunluk, hastaların özel sağlık kuruluşlarına yönelmesine neden oluyor” diye konuştu. 

Dolar/TL ve döviz kuru 11 Aralık 2024: Güncel fiyatlar ve son durum Dolar/TL ve döviz kuru 11 Aralık 2024: Güncel fiyatlar ve son durum

Whatsapp Image 2024 12 10 At 14.59.11

"Sistemden memnun kalmak zorunda bırakıldık"

Sağlık harcamalarının bir başka yükümlüsü de emekli Fahriye Çetin savaş. Emekli maaşının 14 bin TL olduğunu ve aylık minimum 2 bin TL’nin sağlık harcamasına gittiğini söyleyen Çetin Savaş “Eskiden özellere giden bir insandım ama fiyatlar öyle bir noktaya geldi ki artık gidilemiyor. Devlete gidiyorsunuz, eskiden 5-15 lira gibi katkı paylarıyla muayene olabiliyordunuz, şimdi ise her şey daha pahalı. Devlet hastanelerinde randevu bulmak da çok zor. Bir yıl önce ayağım ameliyat olmuştu, bugün kontrol için geldim ama işlemler bir türlü bitmedi. Doktor röntgen yazdı, kan tahlili yaptı ama sonuçları yarına kaldı. Memnunum desem yalan olur ama memnun olmak zorundayız. Bu kadar sağlık harcamasına rağmen hâlâ hizmete erişim zor. Devlet hastanesi randevu vermiyor, herkes özele yönelmek zorunda kalıyor” dedi. 

Whatsapp Image 2024 12 10 At 14.58.50

"Sağlık hakkından vazgeç deniliyor"

SES Eş İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Hava Akcan, sağlık sistemindeki çarpıklıkları eleştirerek, kamu hizmetlerine erişimde yaşanan sorunların sosyal devlet anlayışına aykırı olduğunu ifade etti. Akcan “Sağlık harcamalarının bu denli artması, kamu hizmetlerinin yetersizliğinden kaynaklanıyor. İnsanlar devletin sunduğu hizmetlere ulaşamayınca özel sektöre yönelmek zorunda kalıyor. Bu durum, hane halkı üzerindeki ekonomik yükü artırıyor. Devlet adeta ‘sağlığa erişemiyorsanız ölün’ diyor. Sağlık artık paran kadar hizmet anlayışına dönüştü” diye konuştu.
Vatandaşların cepten ödemek zorunda kaldığı ek maliyetlere de değinen Akcan “Hükümet, vatandaşın cebinden çıkan her kuruşu hedefliyor. Sağlık raporu, spor raporu gibi belgeler bile ücretli hale getirildi. Bu durum, sadece vatandaşları değil, sağlık hizmeti veren çalışanları da zor durumda bırakıyor. Örneğin, ilaç alımında 14 farklı kalemde katkı payı ödeniyor. Sağlık hakkı bir temel insan hakkıdır ve bu hakkımızdan asla vazgeçmemeliyiz” dedi.
Akcan, sağlık çalışanlarının da sistemdeki sorunlardan etkilendiğine dikkat çekerek “Sağlık çalışanlarının iş yükü giderek artıyor. Yeni istihdam açıklamalarına rağmen, sahada ciddi bir personel açığı var. Örneğin, Sağlık Bakanlığı 29 bin yeni sağlık çalışanı alacağını duyurdu ama bu sayı, mevcut ihtiyacı karşılamaktan uzak. Ayrıca, sağlık çalışanları dört kat fazla çalışmak zorunda kalıyor” dedi.

Whatsapp Image 2024 12 10 At 14.58.01

“Hastalık kaygısı üreten toplum”

İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Nuri Seha Yüksel, günümüz toplumunda artan sağlık taleplerinin, medya ve dijital ortamlarda yaratılan hastalık kaygısıyla bağlantılı olduğunu söyledi. Yüksel “Sağlık okuryazarlığı yerine, hastalık okuryazarlığının teşvik edildiği bir düzen içindeyiz. Sürekli hastalık kaygısı yaratılarak insanlar, sağlık hizmetlerine yönlendiriliyor. Bu durum, başvuruları ve sağlık harcamalarını artırıyor. Ancak bu süreç, sosyal devlet anlayışıyla çelişiyor. Kamusal sağlık sistemi güçlendirilmediği için özel sektör gelişiyor, çalışanların emeği sömürülüyor ve toplum sağlığı daha da bozuluyor” dedi.

Whatsapp Image 2024 12 10 At 14.57.39

"Sağlık sistemine çöküldü"

Nuri Yüksel, sağlık harcamalarındaki artışı ve sağlık sisteminin yapısal sorunlarına dikkat çekerek “Ben sağlık sistemi çöktü demiyorum, sağlık sistemine çöküldü diyorum. Bu süreçte özel sağlık sektöründe ciddi bir kazanç alanı yaratıldı. 2002’den beri uygulanan Sağlıkta Dönüşüm Projesi, kamu kaynaklarını özel sektöre yönlendiriyor. Kamu hastanelerindeki yoğunluk, vatandaşları özel sektöre mecbur bırakıyor. Bugün bütçenin yüzde 11’i şehir hastanelerine ayrılıyor. Bu yatırımlar kamu kaynaklarını tüketiyor” dedi.
Yüksel, sağlık sistemindeki temel sorunların sağlık çalışanlarını ve vatandaşları karşı karşıya getirdiğini vurgulayarak “Sağlık çalışanları, beş dakikada bir hasta muayene etmeye zorlanıyor. Motivasyonları giderek düşüyor ve hak ettikleri emeklilik haklarını alamıyorlar. Ayrıca medya ve dijital ortamlarda yaratılan hastalık kaygısı, sağlık harcamalarını ve başvuruları artırıyor. Sistem, ne yazık ki vatandaşları özel sektöre mahkûm ediyor” diye konuştu.

Vatandaşın Cebine Ek Yük

Her iki yetkili de vatandaşların cepten ödemek zorunda kaldığı maliyetlere dikkat çekti. Akcan, ilaç alımında uygulanan katkı paylarını eleştirirken, Yüksel “Hastalık kaygısı üreten bir sistemle karşı karşıyayız. Sağlık hizmetlerine kışkırtılmış bir talep oluşturuluyor” dedi.
Artan harcamalar, sağlık sistemindeki çarpıklıkları gözler önüne sererken, sosyal devlet anlayışının zayıflaması sağlık çalışanları ve vatandaşlar üzerinde derin etkiler yaratıyor.

Kaynak: Elif Nur KARATAŞ