CHP'nin tutuklu Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek Kaya İmamoğlu; Türkiye Barolar Birliği, DEM Parti, Milliyetçi Hareket Partisi, İYİ Parti, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi, Yeniden Refah Partisi, Türkiye İşçi Partisi, Demokratik Bölgeler Partisi, Emek Partisi, Demokratik Sol Parti ve Demokrat Parti'ye yaptığı çağrıda, "Gelin, hukukun sesini hep birlikte yükseltelim. Gelin, adaleti siyasi hesaplara kurban eden bu karanlığa hep birlikte karşı duralım. Gelin, bu ülkenin çocuklarına onurlu bir gelecek bırakmak için sorumluluk alalım. Bugün susan, yarın konuşacak bir ülke bulamayabilir." dedi.
CHP'nin tutuklu Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek Kaya İmamoğlu yaptığı açıklama ile Türkiye Barolar Birliği'ne ve siyasi partilere seslendi. İmamoğlu, "Gelin, hukukun sesini hep birlikte yükseltelim. Gelin, adaleti siyasi hesaplara kurban eden bu karanlığa hep birlikte karşı duralım. Gelin, bu ülkenin çocuklarına onurlu bir gelecek bırakmak için sorumluluk alalım. Bugün susan, yarın konuşacak bir ülke bulamayabilir" dedi.
Dilek İmamoğlu'nun X hesabından yaptığı paylaşımda şu açıklamalar yer aldı:
"Ne yazık ki Türkiye’de adaletin nefesinin kesildiği bir dönemin tam ortasındayız. Haksızlığın, hukuksuzluğun, siyasetin gölgesinde verilen kararları artık vicdanların bile kabul etmediği bir süreç yaşıyoruz. Bu süreç sadece bizim değil; eşi, evladı, kardeşi hukuksuzca özgürlüğünden edilen tüm tutuklu yakınlarının ortak çığlığıdır.
"BU ÜLKEDE ADALETİ HEP BİRLİKTE YA SAVUNACAĞIZ YA DA HEP BERABER KAYBEDECEĞİZ"
Ben buradan, tüm siyasi parti genel başkanlarına, tüm hukuk örgütlerine, tüm sivil ve mesleki toplum temsilcilerine, sanatçılara açık ve net bir çağrı yapıyorum: Bu suskunluk artık kabul edilemez. Bu hukuksuzluk artık kaldırılamaz. Bu ülkede adaleti hep birlikte ya savunacağız ya da hep beraber kaybedeceğiz. Bugün yaşanan haksızlık, sadece bir kişiye, bir aileye yapılmıyor. Bugün adalet terazisiyle oynayanlar, aslında 86 milyonun hukukuyla oynuyor. Ve ben, bu ülkede adil yargılanma hakkı tesis edilene, kararlar siyasetin değil hukukun ışığında verilene, herkesin gözü önünde açık, şeffaf ve tarafsız bir yargılama yapılana kadar susmayacağım.
"SESİM YALNIZCA BANA AİT DEĞİL; ADALET BEKLEYEN YÜZ BİNLERİN, MİLYONLARIN SESİDİR"
Bu hakkı her gün, her yerde, her mecrada tekrar edeceğim. Çünkü adalet, bir grubun değil; ülkenin vicdanıdır. Ve bugün o vicdanı yaşatmak, hepimizin boynunun borcudur. Çağrım nettir: Gelin, hukukun sesini hep birlikte yükseltelim. Gelin, adaleti siyasi hesaplara kurban eden bu karanlığa hep birlikte karşı duralım. Gelin, bu ülkenin çocuklarına onurlu bir gelecek bırakmak için sorumluluk alalım. Bugün susan, yarın konuşacak bir ülke bulamayabilir. Ben konuşuyorum. Ve inanıyorum ki, benim sesim yalnızca bana ait değil; adalet bekleyen yüz binlerin, milyonların sesidir. Ve bu ses, halkın gözü önünde canlı yayınla yapılacak tutuksuz, adil, şeffaf yargılanma hakkı sağlanana kadar susmayacaktır."