9 Eylül Gazetesi'nden Fevzi Efe Sekitmez'in haberine göre: İzmir'de sokakta verdiği röportajdaki sözleri nedeniyle tutuklanan ve serbest kalan Dilruba Kayserilioğlu hakkında yürütülen soruşturmanın ilk duruşması İzmir 35'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde gerçekleşti. Duruşmaya birlikte İzmir Baro Başkanı Sefa Yılmaz, Kayserilioğlu'nun annesi ve avukatları da duruşmada yer aldı. Duruşmada hakim, Dilruba Kayserilioğlu'na 7 ay 15 gün hapis cezası verilmesini ancak cezanın ertelenmesini kararlaştırdı.

KAYSERİLİOĞLU: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDA KONUŞTUM

Mahkemede savunmasını kendisi yapmak isteyen Dilruba Kayserilioğlu, yaptığı röportajda halkı kin ve tahrike sürüklemek gibi bir amacı olmadığını ve herhangi bir grubu hedef almak istemediğini söyledi.

Hadise, 'Aleyna Tilki' tartışmalarına son noktayı koydu! Hadise, 'Aleyna Tilki' tartışmalarına son noktayı koydu!


"Konuşmaların tamamı bana ait. Kin güderek değil, ifade özgürlüğü kapsamında bana sorulan sorulara yönelik şahsi eleştirilerde bulundum. Kişi veya kurum fark etmeksizin koşulsuz desteklendiğinde ne olacağını söyledim. Hiçbir kişi ve kuruluşu kastetmedim, sadece ifade özgürlüğü kapsamında konuştum," dedi.
Mahkeme hakimi Kayserilioğlu'na Instagram yasağı ve hayvan hakları yasası için "Bunu destekleyenler gerizekalısınız" sözlerini hatırlatarak kimi kastettiğini sorması üzerine Dilruba, "Bir kararı düşünmeden kabul edenler için" cevabını verdi.

"MÜVEKKİLİMİN BEYANLARI NEFRET VE ŞİDDET İÇERMEMEKTEDİR"

Ardından mahkeme hakimi, Dilruba Kayserilioğlu'nun Avukatı Hüseyin Yıldız’a savunmasını gerçekleştirmek üzere söz verdi. Avukat Yıldız, "Müvekkilim halkı tehlikeye sokacak bir güç değil fikirlerini belirten sıradan bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır" diyerek sözlerine şu şekilde devam etti:
"Müvekkilim bir röportajda beyanda bulunmuş, devamında trol hesaplarla hedef gösterilmiş ve RTÜK Başkanı tarafından hedef alınarak tutuklanmıştır. Müvekkilim Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır ve ifade özgürlüğüne sahiptir. Türkiye'de sosyal medya bir anda gerekçe gösterilmeden kapatılmıştır. Hayvan hakları ile ilgili bir yasa gündeme gelmiştir, öncesinde İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmıştır. Müvekkilim kimseyi kastetmeden ifade özgürlüğünü kullanmıştır. Anayasamızda ifade özgürlüğü belirtilmiştir. İfade özgürlüğü, herkesin anlatım özgürlüğüne sahip olduğunu belirtmiştir. İddianamede müvekkilim için istenen cezaya bakılınca sosyal sınıf, dil, din, ırk, mezhepte farklılık olduğu söylenmiştir. Müvekkilim, beyanında herhangi birinden bahsetmemiştir. Kamu güvenliği de herhangi bir şekilde tehlikeye girmemiştir. Zaten bu tehlikeye sebep olacak güce de sahip değil müvekkilim. Somut bir tehdit yoksa, müvekkilimin eylemleri suç olarak belirtiliyor ama kim zarar gördü? Müvekkilimin beyanları nefret ve şiddet çağrısı içermemektedir. Objektif cezalandırılma koşulu gerçekleşmemiştir. Bu nedenle beraat istiyoruz ve yurt dışı çıkış yasağının kaldırılmasını talep ediyoruz" dedi.

'HALKIN BİR KISMINI DİĞERİNE DÜŞMANLIĞA TAHRİK'

Mahkemede konuşan Cumhuriyet Savcısı ise, "Konuşmanın sosyal medya kanalında yayımlanarak sosyal medya platformlarında ki paylaşımlarda görüldüğü üzere halkın bir kesimi ile farklı kesimler arasında tartışmalara neden olduğu, sanığın röportajdan belli bir siyasi parti veya bir seçmeni dikkate alarak beyanda bulunmadığı özellikle Instagram isimli sosyal medya platformlarının kapatılması ve hayvanları kastetme olaylarının hangi neticeyi doğuracağını anlamayan vatandaşlara yönelik olarak röportajda belirtildiği üzere sözleri söylemesi üzerine TCK'nın 216-1 taksimdeki halkın bir kısmını kapsayan vatandaşları kastederek halkın bir kısmını diğer kesime yönelik alenen kin ve düşmanlığa tahrik ettiği gibi, halkın bir kesimini aşağılama sureti ile üzerine atılı suçları işlediği, sanığın bu suçları basın yayın yolu ile işlediği, cebir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet verdiği gözetilerek TCK 44/1'inde uygulamasını gerektiğinden sanığın cezalandırılmasına, adli kontrolün kaldırılmasına karar verilmiştir" şeklinde konuştu.

'YASAKLARI SAVUNANLAR SOSYAL SINIF DEĞİLDİR'

Cumhuriyet Savcısının ceza talebinin ardından müvekkil avukatları adına ortak savunma yapan Yıldız, "Instagram yasağını savunanlar sosyal sınıf, ırk, mezhep, cinsiyet değildir. Bunlar belirlenebilir bir grupta değildir. Kamu güvenliği açısından yakın ya da uzak bir tehlike de söz konusu değildir. Burada somut tehlikenin aranması, ifade özgürlüğünün güvence altına alınmasına ilişkindir. Yaşanan tehlike yoktur. Kamu güvenliği ve barışını bozan bir durum yoktur. Sıradan vatandaşın bu suçu işlemesi mümkün değildir. Suçtan kimin zarar gördüğü de belli değildir. Sosyal medya ve hayvan hakları yasağına farklı birçok siyasi parti temsilcisi destek vermiştir. Suç unsurları oluşmadığından beraat talep ediyoruz" denildi.
Mahkemede sona yaklaşılırken hakim kararını verdi. Kararı açıklayan hakim şu şekilde konuştu:
"Sanık Dilruba'nın üzerine atılı kin ve düşmanlığa tahrik suçunun unsurları oluşmadığından beraatine, halkın bir kesimini alenen aşağılama suçundan 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın bu eylemini basın yayın yolu ile işlemesi nedeniyle cezanın 1/2 oranında arttırılarak 9 ay hapis cezası ile sanığın cezalandırılmasına, iyi halden 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılmasına karar verildi. Gözaltında bulunduğu sürenin cezadan düşmesine karar verildi. Yurt dışı çıkış yasağı ve adli kontrol kararının kaldırılmasına karar verildi."

Dilruba Kayserilioğlu

DİLRUBA'NIN CEZASI KESİNLEŞTİ: 'AHİM'E GİDECEĞİZ'

Mahkeme sonrası açıklamalarda bulunan Dilruba Kayserilioğlu "Dava sürecimiz devam ediyor. Verilen kararla ilgili avukatlarım üst mahkemeye taleplerini sunacaklar. Hukuk mücadelemiz devam ediyor. Suçsuz olduğuma inanıyorum. Bundan hiç şüphem olmadı" ifadelerini kullanırken Avukat Yıldız ise, "Türk Ceza Kanunu halkı aşağılama suçundan 7 ay 15 gün hapis cezası verilip hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar vermiştir. Gerekçeli karar hazırlandıktan sonra bizler tarafından bir üst mahkemeye itirazlar yapılacaktır. Hukuk mücadelemiz devam edecektir. Bu karar beraate dönene kadar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Biz de Dilruba gibi bir müvekkilimizin suçsuz olduğuna, ifade özgürlüğü kapsamında, anayasal hakları kapsamında fikri açıklamasının cezalandırılamayacağını düşünüyoruz. O sebeple bu mücadeleyi önce iç hukuk yollarını tüketeceğiz. Akabinde de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar götüreceğiz. İlginiz için çok teşekkür ediyoruz. Devam eden bir soruşturma daha var. O durum hakkında da size ilerleyen günlerde detaylı bilgilendirme yapacağız" diye konuştu.

Kaynak: HABER MERKEZİ