Türkiye’de çalışanların önemli bir kısmı, aileleriyle birlikte asgari geçim koşullarıyla mücadele ediyor. Ancak milyonlarca kişi asgari ücrete bile ulaşamıyor. DİSK-AR tarafından hazırlanan "Asgari Ücret Araştırması", 2025 yılı öncesinde ücretler üzerindeki ağır baskıyı ve çalışma hayatındaki adaletsizlikleri detaylarıyla ortaya koydu.
Asgari ücret, taban olmaktan çıktı
Raporda, asgari ücretin artık "asgari" bir düzey olmaktan çıkarak ortalama ücret haline geldiği belirtildi. Türkiye'de özel sektör çalışanlarının yüzde 92,5’i, asgari ücret ile bu ücretin iki katı arasında maaş alıyor. Ancak çalışanların sadece yüzde 7,5’i, asgari ücretin iki katından fazla bir gelir elde edebiliyor.
Avrupa'da Türkiye geride kalıyor
Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) verilerine göre, Türkiye, Avrupa'nın en düşük asgari ücret uygulayan beşinci ülkesi konumunda. Türkiye’den daha düşük asgari ücrete sahip ülkeler arasında Sırbistan, Karadağ, Bulgaristan ve Arnavutluk yer alıyor. 2014 yılında Türkiye’den düşük asgari ücretli 11 ülke bulunurken, bu sayı 2024’te sadece dörde düştü.
Enflasyon asgari ücreti eritti
Raporda, 2024 yılında asgari ücretin enflasyon karşısında ciddi biçimde eridiği vurgulandı. Yıl başında 17 bin 2 TL olarak belirlenen asgari ücret, yıl sonunda alım gücünde 7 bin 481 TL kayıpla 9 bin 521 TL seviyesine düştü. Yüksek enflasyonun, çalışanların alım gücünü hızla aşındırdığı belirtiliyor.
Çalışanlar büyümeden pay alamıyor
Araştırma, asgari ücretin kişi başına GSYH’ye oranının 1974’te yüzde 80,6 iken 2024’te yüzde 46,5’e gerilediğini ortaya koyuyor. Bu düşüş, asgari ücretle çalışanların ekonomik büyümeden daha az pay aldığını ve yoksulluğun giderek derinleştiğini gösteriyor.
Altın karşısında dramatik kayıp
Asgari ücretin altın karşısındaki düşüşü de dikkat çekiyor. 2005 yılında yıllık asgari ücretle 31 Cumhuriyet altını alınabilirken, 2024’te bu sayı 11,6 altına geriledi. Bu durum, çalışanların son 20 yılda yaklaşık 20 Cumhuriyet altını değerinde bir kayıp yaşadığını ortaya koyuyor.
Sendikalaşma eksikliği etkili
Raporda, düşük sendikalaşma oranlarının ve toplu sözleşme kapsamındaki çalışanların yetersizliğinin, asgari ücretin yaygın hale gelmesinde etkili olduğu vurgulandı. Çalışanların haklarını savunabilmesi için sendikal örgütlenmenin artırılması gerektiğine dikkat çekildi.