Dua ve zikir, Müslümanların Allah'a yönelerek istek ve ihtiyaçlarını dile getirdiği önemli ibadetlerdir. Bu ibadetlerin nasıl yapılması gerektiği ise dinî açıdan merak edilen konular arasında yer alır. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, bu konudaki sorulara resmi internet sitesi üzerinden yanıtlar vermektedir.

Din İşleri Yüksek Kurulu'nun Cevabı:

Din İşleri Yüksek Kurulu'nun verdiği bilgiye göre, dua ve zikrin sesli veya sessiz olarak yapılması konusunda herhangi bir zorunluluk bulunmamaktadır. Önemli olan, bu ibadetlerin samimiyetle ve ihlasla yapılmasıdır.

Ancak, duanın alçak sesle, hüzünlü ve tazarru ile yapılması daha uygundur. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de, "Rabbinize yalvararak ve için için dua edin…" (A'raf, 7/55) buyrulmaktadır.

Hz. Peygamber (s.a.s.) de bir yolculuk esnasında sesli olarak tekbir ve tehlil getiren bir grup sahabiye, "Ey insanlar! Kendinize merhamet edin; siz ne duymayana dua ediyorsunuz ne de uzakta olan birisine. Muhakkak siz, işiten, yakın olan bir zata dua ediyorsunuz ki O sizinle beraberdir." buyurmuşlardır. (Buhari, Müslim)

Sesli Dua ve Zikrin Faydaları:

Sesli dua ve zikrin bazı faydaları da bulunmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır:

  • Dikkatin dağılmasını önler.
  • Duaya ve zikre daha fazla konsantre olmayı sağlar.
  • Duanın ve zikrin kalpte daha derin izler bırakmasına yardımcı olur.
  • Etraftakilere de ilham kaynağı olabilir.

Sessiz Dua ve Zikrin Faydaları:

Sessiz dua ve zikrin de bazı faydaları bulunmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır:

  • Kişinin iç dünyasına dönmesini sağlar.
  • Daha huzurlu ve sakin bir ortamda dua ve zikir yapmayı sağlar.
  • Riya tehlikesini azaltır.
Kaynak: HABER MERKEZİ