You said:

ChatGPT said:

ChatGPT

Black Friday indirimlerinin etkisi: Türkiye'deki alışveriş kültürüne yansıyan farklılıklar

Spot text:
Her yıl kasım ayında düzenlenen Black Friday indirimleri, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de yoğun ilgi görüyor. Ancak yerel dinamiklere uygun olarak farklı isimlerle anılan bu indirim günleri, ekonomiden tüketici davranışlarına kadar pek çok alanda tartışma yaratıyor.


Black Friday'in kökenleri ve tarihçesi

Black Friday, ABD’de Şükran Günü’nün hemen ardından, kasım ayının dördüncü cuma günü başlayan bir alışveriş geleneği olarak doğdu. İlk kez 1950’lerde kayıtlara geçen bu terim, başlangıçta işçilerin hastalık bahanesiyle işe gitmemesini ifade ediyordu. Ancak zamanla alışveriş yoğunluğunu tanımlamak için kullanılmaya başlandı. Philadelphia polisinin, yoğun kalabalık nedeniyle bu ifadeyi popüler hale getirdiği biliniyor.

Türkiye'deki farklı isimlendirme

Türkiye'de Black Friday, doğrudan çevrilmesi yerine daha olumlu çağrışımlar yapan isimlerle anılıyor. "Efsane Cuma", "Müthiş Cuma" ve "Şahane Cuma" gibi ifadeler, kampanya döneminde sıkça kullanılıyor. Özellikle muhafazakâr kesimler, bu indirim günlerini "Ak Cuma" olarak adlandırmayı tercih ediyor.

Son yıllarda Türkiye'deki e-ticaret platformları, bu etkinlikleri sadece tek bir güne değil, kasım ayı boyunca süren indirim kampanyalarına dönüştürdü. Bu durum, tüketici harcamalarını artırarak sektörde hareketlilik yaratıyor.

Küreselleşmenin etkisi

ABD’de doğan bu gelenek, zamanla Hindistan’dan Meksika’ya kadar geniş bir coğrafyada benimsenmiş durumda. İngiltere’de 2010’dan itibaren yoğun şekilde pazarlama stratejilerine dahil edilen Black Friday, Amazon gibi büyük firmaların uluslararası operasyonlarıyla daha da büyüdü.

Online alışverişin yaygınlaşmasıyla birlikte, bu etkinliğe “Cyber Monday” adı verilen başka bir indirim günü daha eklendi. Özellikle dijital platformlar, bu kampanyalarla tüketicilerin ilgisini canlı tutmayı başarıyor.

Ekonomiye ve tüketici davranışlarına etkisi

Black Friday, ekonomik açıdan hem olumlu hem de tartışmalı etkiler yaratıyor. Salesforce’un yaptığı bir araştırmaya göre, 2022 yılında dünya genelinde 70,9 milyar dolarlık çevrim içi alışveriş gerçekleşti. Türkiye’de de bu dönemde hem yerel hem uluslararası markalardan yapılan alışverişlerde ciddi bir artış gözleniyor. Ancak bazı indirimlerin gerçekte yanıltıcı olabileceği konusunda tüketiciler uyarılıyor.

Uzmanlar, tüketicilerin fiyat karşılaştırması yaparak alışverişlerini daha bilinçli şekilde gerçekleştirmelerini öneriyor. Örneğin, gerçek indirim oranlarını takip etmek için çeşitli fiyat takip uygulamalarından yararlanılabiliyor.

Tüketicilere öneriler

Uzmanlar, Black Friday gibi yoğun alışveriş dönemlerinde tüketicilerin yanıltıcı kampanyalardan korunması için şu tavsiyelerde bulunuyor:

  • Acele karar vermekten kaçının, planlı alışveriş yapın.
  • Kampanyaları farklı platformlarda karşılaştırarak değerlendirin.
  • Güvenilir olmayan internet sitelerinden alışveriş yaparken dikkatli olun.
  • Satın almayı düşündüğünüz ürünün kullanıcı yorumlarını inceleyin.

Türkiye’nin alışveriş alışkanlıklarında değişim

Son yıllarda Türkiye’deki tüketiciler, yalnızca yerel markalardan değil, uluslararası alışveriş platformlarından da indirimlerden faydalanıyor. Bu durum, alışveriş kültüründe globalleşmeyi hızlandırırken, aynı zamanda tüketicilerin bilinçli alışverişe yönelmesine katkı sağlıyor.


Tag: Black Friday, indirim günleri, online alışveriş, kasım indirimleri, efsane cuma

You said:

ChatGPT said:

ChatGPT

DİSK’ten tutuklamalara sert tepki: “Durduramayacaklar, susturamayacaklar!”

Spot text:
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK yöneticilerinin tutuklanmasına ilişkin yaptığı açıklamada, sendikal faaliyetlerin kriminalize edilmesine tepki gösterdi. “Emeğin Türkiyesi mücadelesi durmayacak” diyen Çerkezoğlu, hukuksuz uygulamalara karşı kararlılık vurgusu yaptı.


DİSK yöneticilerinin tutuklanmasına sert eleştiri

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Genel Başkan Yardımcısı Remzi Çalışkan ve DİSK Çukurova Bölge Temsilcisi Kemal Göksoy’un tutuklanmasına ilişkin sert açıklamalarda bulundu. Çerkezoğlu, bu kararın hiçbir hukuki gerekçeye dayanmadığını belirterek, sendikal faaliyetlerin suç olmadığını vurguladı.

"Sendikal faaliyetleri kriminalize etmek kabul edilemez"

DİSK/Genel-İş Genel Başkanı Remzi Çalışkan ve Genel-İş Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy’un gözaltına alınmasının ardından tutuklanmasıyla ilgili bir basın açıklaması yapan Çerkezoğlu, hukukun üstünlüğüne aykırı hareket edildiğini söyledi. “Biz DİSK’liler olarak yaptığımız her şeyin arkasında dururuz, çünkü yaptıklarımız gizlenecek ya da savunulamayacak şeyler değildir” ifadelerini kullanan Çerkezoğlu, sendikal faaliyetlerin kriminalize edilmesine tepki gösterdi.

"Geçmişte de yıldırılamadık, bugün de yıldırılamayacağız"

DİSK’in geçmişte baskılara karşı nasıl direndiğini hatırlatan Çerkezoğlu, darbe dönemlerinde dahi DİSK’in kapısına kilit vurulamadığını ifade etti. Bugün de hukuksuz tutuklamalarla örgütün faaliyetlerini engellemeye çalışmanın beyhude bir çaba olduğunu belirterek, “Hakla, hukukla ve adaletle bağdaşmayan bu kararlar, mücadelemizi durduramayacak” dedi.

"Hapsedilmek istenen emeğin Türkiyesi mücadelesidir"

Çerkezoğlu, artan baskılarla işçi sınıfının taleplerinin susturulmaya çalışıldığını, ancak bu çabaların sonuçsuz kalacağını söyledi. “Milyonları açlık sınırında bir yaşam mücadelesine mahkûm edenler, kıdem tazminatına el uzatmaya çalışırken ses çıkarmayacağımızı düşünüyorlarsa yanılıyorlar. Gelir ve vergi adaletsizliğini kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz” dedi.

Mücadelede kararlılık mesajı

Hukuksuz uygulamalara karşı işçi sınıfının birliğini ve mücadelesini daha da güçlendireceklerini ifade eden Çerkezoğlu, “Başkanlarımızın şahsında, emeğin Türkiyesi mücadelesi hapsedilmek isteniyor. Ancak bilinsin ki başaramayacaklar. DİSK, yoluna kararlılıkla devam edecek” sözleriyle açıklamasını tamamladı.


Tag: DİSK, sendikal faaliyetler, Arzu Çerkezoğlu, işçi hakları, kıdem tazminatı, gelir adaletsizliği, hukuksuz tutuklamalar

You said:

ChatGPT said:

ChatGPT

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Depremzedeler için verdiğimiz sözleri yerine getiriyoruz"

Spot text:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Maraş’ta düzenlenen konut anahtar teslimi töreninde yaptığı konuşmada, deprem sonrası başlatılan çalışmaları ve eleştirilere yanıtlarını dile getirdi. Erdoğan, deprem konutlarının inşasında kararlılık mesajı verirken muhalefete sert eleştiriler yöneltti.


Erdoğan’dan deprem bölgelerine ilişkin önemli açıklamalar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Maraş’ta gerçekleştirilen "Konut Anahtar Teslimi ve Kura Çekimi Töreni" sırasında önemli açıklamalarda bulundu. 6 Şubat depremleri sonrasında yaşanan kayıplara değinen Erdoğan, “11 ilimiz etkilendi, toplamda 671 bin 826 konut ya yıkıldı ya da ağır hasar aldı. Bu sayı, iş yerlerini bile içermiyor. Bu, yaklaşık 2,5 milyonluk bir şehrin tamamen yok olması anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.

Depremin Türkiye ekonomisine verdiği zararın 104 milyar dolardan fazla olduğunu belirten Erdoğan, kaybedilen 53 bin 735 canın bıraktığı yaraların asla unutulmayacağını söyledi.

Depremzedeler için inşaat çalışmaları hızla devam ediyor

Erdoğan, hükümetin deprem sonrası barınma ihtiyaçlarını karşılamak için seferber olduğunu vurgulayarak, “Bugün Maraş’ta 155 bininci konutun kura çekimini gerçekleştiriyoruz. Verdiğimiz sözleri tutuyoruz ve depremzedelerimizi kalıcı yuvalarına kavuşturmak için gece gündüz çalışıyoruz” dedi.

Muhalefete sert eleştiriler

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında ana muhalefet partisine ve CHP Grup Başkanı Özgür Özel’e yönelik sert ifadeler kullandı. Özel’in "Deprem konutları 10 yılda bitmez" açıklamasına atıfta bulunan Erdoğan, şunları söyledi:
“Bu tür eleştiriler çalışanların emeğini hiçe saymaktır. Siyaset, boş atıp dolu tutmayı beklemek değildir. 6 Şubat’tan bu yana sadece deprem turistliği yaptılar. Deprem konutlarını bitirmek yerine, bu konuda hiçbir katkı sunmadan algı yönetimiyle uğraşıyorlar.”

"Bedava konut vereceğinizi söylüyorsanız yapın"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’nin geçmiş seçim vaatlerine de göndermede bulunarak, “Eski genel başkanınız millete bedava konut sözü veriyordu. Eğer bu mümkünse, neden kendi belediyeleriniz aracılığıyla yapmıyorsunuz? Çünkü yapamazlar. Onların tek bildikleri algı, reklam ve milletin malını yandaşlara yedirmek. Ama hizmete gelince hiçbir varlık gösteremezler” dedi.

Deprem konutlarında kararlılık vurgusu

Hükümetin deprem konutlarıyla ilgili projelerine değinen Erdoğan, vatandaşların mağduriyetlerini gidermek için kararlı olduklarını ve tüm sürecin yakından takip edildiğini belirtti. “Bu süreç, sadece bir yeniden inşa süreci değil, aynı zamanda milletimizin yaralarını sarma sürecidir” diyerek birlik ve dayanışma mesajı verdi.


Tag: Recep Tayyip Erdoğan, deprem konutları, Maraş, 6 Şubat depremleri, depremzedeler, CHP, Özgür Özel, konut projeleri

You said:

ChatGPT said:

ChatGPT

CHP’li belediye başkanları toplantısında kayyumlar ve mali yaptırımlar gündeme damga vurdu

Spot text:
CHP Genel Merkezi'nde düzenlenen belediye başkanları toplantısında, kayyum atamalarına karşı mücadele ve mali yaptırımlar ana gündem maddeleri oldu. Özgür Özel birlik mesajı verirken, belediye başkanları sosyal belediyecilikte kararlılık vurgusu yaptı.


CHP’li belediye başkanları genel merkezde bir araya geldi

Cumhuriyet Halk Partisi’nin belediye başkanları, parti genel merkezinde yapılan toplantıda bir araya geldi. Toplantının yapıldığı salona "Halkın Belediyesi, Halkın İradesi" yazılı afişler asılırken, koridorlarda "Var Bir Çaresi Cumhuriyet Halk Partisi" sloganı öne çıktı.

Katılımcılar arasında mazereti olan birkaç belediye başkanının yanı sıra tutuklu bulunan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer dışındaki tüm başkanlar yer aldı. Yerine kayyum atanan Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül de toplantıya katıldı. Toplantıda, Ahmet Özer’in cezaevinden gönderdiği mektup da okundu.

Kayyumlara karşı mücadelede kararlılık

CHP lideri Özgür Özel, toplantıda yaptığı konuşmada kayyum politikasına karşı net bir tavır alınması gerektiğini ifade etti. Özel, belediye başkanlarının “amasız, fakatsız” bir şekilde mücadeleye devam etmeleri gerektiğini belirtti. Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in yerine kayyum atanmasının ardından gösterilen dayanışmaya dikkat çeken Özel, “Bu birlikteliği sürdürerek, kayyumlara karşı mücadelemizi aynı kararlılıkla devam ettireceğiz” dedi.

İktidarın belediyelere yönelik mali yaptırımları tartışıldı

Toplantının diğer bir önemli gündem maddesi, iktidarın belediyelere uyguladığı mali yaptırımlar oldu. CHP’li belediyelerin sosyal belediyecilik anlayışını engellemeye yönelik SGK borçları üzerinden yapılan hacizler ve kreş hizmetlerine ilişkin uyarı yazıları da gündeme getirildi.

Belediyelerin gelirlerinde yüzde 40’lık bir artış kaydedilmesine rağmen, giderlerin yüzde 88 oranında yükseldiğine vurgu yapıldı. Bu durumun, gelir artırıcı projelere odaklanmayı zorunlu kıldığı görüşü öne çıktı.

Sosyal belediyecilikte koordinasyon mesajı

CHP’li belediye başkanları, sosyal belediyecilik uygulamalarından geri adım atmayacaklarını belirtti. Halk lokantaları, kreş hizmetleri ve dezavantajlı gruplara sosyal yardımlar gibi uygulamalarda koordineli bir şekilde hareket edeceklerini açıkladılar.

Özgür Özel: “Belediyelerimizin performansı umut veriyor”

Özel, belediye başkanlarının performanslarına ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Bugün, CHP’li belediyeler sayesinde halkın yereldeki hizmetlerden memnuniyeti yüzde 46’ya ulaştı. Bu, seçim gününe kıyasla yüzde 8,5’lik bir artış anlamına geliyor” dedi.

Mansur Yavaş: “Seçmen iradesi esastır”

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, toplantı sonrasında yaptığı açıklamada, kayyum atamalarını eleştirerek, “Seçmen iradesi yok sayılmamalıdır. Hukuki süreç sonuçlanmadan hiçbir yere kayyum atanması doğru değildir” ifadelerini kullandı. Yavaş, CHP’li belediyelerin vatandaş nezdinde karşılık bulduğunu ve bu durumun iktidarı rahatsız ettiğini dile getirdi.

Ekrem İmamoğlu’ndan Cumhurbaşkanı’na çağrı

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP’li belediyelere yönelik eleştirilerine yanıt verdi. İmamoğlu, “Cumhurbaşkanı, belediyelerimizi eleştirmek yerine, emekliye, öğrenciye ya da çocuğunu kreşe gönderemeyen bir anneyle konuşsun. Gerçek ihtiyaçları anlamaya çalışsın” diye konuştu.


Tag: CHP belediye başkanları, kayyum atamaları, mali yaptırımlar, Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş, sosyal belediyecilik

You said:

ChatGPT said:

ChatGPT

Samet Aybaba'dan Beşiktaş yönetimine sert eleştiriler

Spot Text:

Beşiktaş Futbol Takımları Genel Koordinatörlüğü görevinden alınan Samet Aybaba, transfer süreçlerinden kulüp içi işleyişe kadar birçok konuda eleştirilerde bulundu. Aybaba, FFP kuralları çerçevesinde hareket edilmediğini ve yanlış transfer kararlarının takımı kötü günlere sürüklediğini belirtti.

Metro’da Evka 3-Narlıdere arası pazar günleri kesintisiz ulaşım Metro’da Evka 3-Narlıdere arası pazar günleri kesintisiz ulaşım

Beşiktaş'ta transfer politikası eleştirisi

Beşiktaş Futbol Takımları Genel Koordinatörü olarak göreve başlayan ve kısa süre önce görevden alınan Samet Aybaba, düzenlediği basın toplantısında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Aybaba, transfer süreçlerinde alınan kararları ve kulüp içi yönetim anlayışını eleştirdi.

‘Muçi ve Musrati transferleri için uyardık’

Aybaba, göreve geldikten sonra transfer süreçlerine dahil olduğunu ancak uyarılarının dikkate alınmadığını ifade etti. “Devre arasında transfer edilen oyunculara yönelik ciddi maliyetler ortaya çıktı. Al Musrati ve Muçi için büyük meblağlar ödendi, toplamda 24 milyon avroluk bir harcama yapıldı. Bu kararlar bizi şok etti,” dedi.

Elektronik imza krizi

Transfer döneminde yaşanan bir diğer olay, elektronik imzasının haberi olmadan kullanılmasıydı. Aybaba, bu durumu şu sözlerle anlattı: “Joe Worrall transferinde benim elektronik imzam kullanılarak teklif yapıldı. Başkan bu konuda bilgilendirilmediğimi öğrendiğinde geri adım atıldı. Ancak yine de oyuncu 500 bin euro karşılığında kiralandı.”

‘Transferler tamamen yönetimin kontrolündeydi’

Yeni sezon için hazırlanan transfer listesine yönetimin müdahale ettiğini söyleyen Aybaba, birçok oyuncunun alınmasına karşı çıktığını belirtti. Özellikle Joao Mario, Ndour, ve Uduokhai gibi isimlerin transferlerinde yanlış kararlar alındığını söyledi. Aybaba, “Bu süreçlerde Hasan Arat, Kaan Şakul, Brad Friedel ve Van Bronckhorst birlikte hareket etti,” diye konuştu.

Komisyon iddiaları

Eski başkan Hasan Arat’ın bazı futbolcu satışlarından kendisine komisyon teklif ettiğini öne süren Aybaba, “Bu teklifi kesin bir dille reddettim. Beşiktaş gibi bir kulüpte bu tarz uygulamalara yer olmamalı,” dedi.

Takımın kötü gidişatı

Aybaba, Beşiktaş’ın kadro yapılanmasında büyük eksiklikler olduğunu ve sezon başında yapılan yanlış planlamaların takımı zor bir sürece soktuğunu belirtti. “Bir santrforumuz var, o da 34 yaşında. Kenar oyuncularımız ise yetersiz. Takım bu şekilde devam ederse sezon ortasında dağılma noktasına gelir,” dedi.

‘Birlikte hareket etmeye ihtiyacımız var’

Beşiktaş’ın içinde bulunduğu durumdan kurtulabilmesi için camianın birleşmesi gerektiğini vurgulayan Aybaba, “Kulübün acilen futbol aklına ihtiyacı var. Görevden alındım ama Beşiktaş için her zaman elimden geleni yapmaya hazırım,” dedi.

Tag:

Samet Aybaba, Beşiktaş transfer politikası, Al Musrati, Muçi, Kaan Şakul, Brad Friedel, Beşiktaş yönetim krizi, futbol aklı, FFP kuralları, siyah beyazlılar transfer eleştirisi

You said:

ChatGPT said:

ChatGPT

2024 yılında dünyanın en güçlü pasaportları açıklandı: Türkiye’nin sıralaması dikkat çekti

Spot Text:

Henley Pasaport Endeksi'nin 2024 sıralamasına göre, dünyanın en güçlü pasaportları vizesiz erişim sağladıkları ülke sayısına göre belirlendi. Türkiye, 116 ülkeye vizesiz seyahat imkanıyla 45. sırada kaldı.

Dünyanın en güçlü pasaportları belirlendi

2024 yılı itibarıyla Henley Pasaport Endeksi güncellendi ve dünyanın en güçlü pasaportları açıklandı. Pasaportların sıralaması, sahiplerinin vizesiz veya kapıda vizeyle seyahat edebildiği ülke sayısına göre yapıldı. Zirvedeki ülkeler, küresel seyahat özgürlüğü ve diplomatik güç açısından dikkat çekti.

İlk 10 sıradaki ülkeler

Listenin en üst sıralarında yer alan ülkeler, sahiplerine en az 185 ülkeye vizesiz seyahat olanağı sunuyor. İşte 2024 Kasım ayı itibarıyla dünyanın en güçlü pasaportları ve vizesiz erişim sağlanan ülke sayıları:

  • 10. sırada İzlanda (185 ülke)
  • 9. sırada Letonya, Slovakya, Slovenya (186 ülke)
  • 8. sırada Estonya, Litvanya (187 ülke)
  • 7. sırada ABD, Kanada, Macaristan (188 ülke)
  • 6. sırada Avustralya, Çekya, Yeni Zelanda, Polonya (189 ülke)
  • 5. sırada Yunanistan, Malta, İsviçre (190 ülke)
  • 4. sırada Birleşik Krallık, Belçika, Lüksemburg, Norveç, Portekiz (191 ülke)
  • 3. sırada Avusturya, Danimarka, İrlanda, Hollanda (192 ülke)
  • 2. sırada Finlandiya, Güney Kore, İsveç (193 ülke)
  • 1. sırada Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Singapur, İspanya (194 ülke)

Türkiye'nin pasaport gücü: 45. sırada

Henley Pasaport Endeksi'ne göre Türkiye, 116 ülkeye vizesiz seyahat imkanı sağlayarak 45. sırada yer aldı. Bu durum, Türkiye’nin Avrupa ve Asya ülkelerinin çoğunun gerisinde kaldığını gösteriyor.

Pasaport gücü neden önemli?

Bir ülkenin pasaport gücü, vatandaşlarının küresel seyahat özgürlüğünü ve ülkenin uluslararası itibarını yansıtan önemli bir kriter olarak kabul ediliyor. İlk sıralarda yer alan ülkeler genellikle güçlü diplomatik bağlar ve ekonomik işbirlikleriyle öne çıkıyor.

Türkiye’nin sıralamasını artırması mümkün mü?

Türkiye’nin daha üst sıralara çıkabilmesi için daha fazla ülke ile vizesiz seyahat anlaşmaları yapması gerektiği belirtiliyor. Uzmanlar, bu tür anlaşmaların Türkiye’nin uluslararası ilişkilerinde pozitif bir etki yaratabileceğini ifade ediyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ