EKONOMİ

Enflasyonun hızı düştü ama ateşi sönmedi

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı Ağustos 2025 verileri, hizmet sektöründeki fiyat artışlarının hız kestiğini ancak hala yüksek seviyelerde seyrettiğini ortaya koydu. Hizmet Üretici Fiyat Endeksi (H-ÜFE) yıllık bazda %36,16 artarken, bu oran son iki yılın en düşük seviyesi olarak kayıtlara geçti. Ancak, gayrimenkulden hukuki hizmetlere kadar birçok kalemde yaşanan fahiş artışlar, maliyet baskısının devam ettiğini ve bunun yakında tüketiciye yansıyacağının sinyalini verdi.

Abone Ol

Türkiye ekonomisinin nabzını tutan önemli göstergelerden biri olan Hizmet Üretici Fiyat Endeksi (H-ÜFE), 2025 yılı Ağustos ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %36,16 oranında artış gösterdi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından bugün açıklanan veriler, hizmet sunan firmaların maliyetlerindeki yıllık artışın devam ettiğini, ancak artış hızında belirgin bir yavaşlama olduğunu gözler önüne serdi. Ağustos ayında bir önceki aya göre ise endeksteki artış %2,47 olarak gerçekleşti.

Rakamlar ilk bakışta yüksek bir enflasyona işaret etse de, geçmiş yıllarla yapılan kıyaslama, ekonomideki soğuma eğilimini ve üretici maliyetlerindeki artış hızının frenlediğini gösteriyor. Öyle ki, 2023 yılının Ağustos ayında %79,95 gibi rekor bir seviyede olan yıllık H-ÜFE artışı, 2024 yılının aynı ayında %57,72'ye gerilemişti. Bu yılki %36,16'lık oran, son iki yılın en düşük yıllık artışı olarak kayıtlara geçerken, on iki aylık ortalamalara göre artışın %42,09 olması, maliyet baskısının hala ekonominin üzerinde dolaştığını kanıtlıyor.

Fiyat artışının şampiyonları: gayrimenkul ve bilimsel hizmetler

Hizmet sektörünün geneline yayılan maliyet artışlarında bazı kalemler, fahiş oranlarıyla adeta "zam şampiyonu" oldu. TÜİK verilerine göre, Ağustos ayında yıllık bazda en yüksek fiyat artışı, %49,24 ile gayrimenkul hizmetleri sektöründe yaşandı. Bu durum, emlak komisyonculuğu, kiralama ve danışmanlık gibi hizmetlerin maliyetinin neredeyse yarı yarıya arttığını ve bunun önümüzdeki dönemde kira fiyatları üzerinde ek bir baskı unsuru olabileceğini gösteriyor.

Yıllık artışta ikinci sırayı ise %66,03 ile "bilimsel araştırma ve geliştirme hizmetleri" aldı. Bu kalemi, %56,33 ile veterinerlik hizmetleri ve %55,41 ile hukuk ve muhasebe hizmetleri takip etti. Vatandaşın günlük hayatına doğrudan dokunan konaklama ve yiyecek hizmetlerindeki yıllık artış ise %36,51 olarak gerçekleşti. Bu da otel ve restoran faturalarındaki yükselişin arkasındaki üretici maliyetlerini açıklıyor. Yıllık bazda en düşük artışın %28,91 ile ulaştırma ve depolama hizmetlerinde görülmesi ise dikkat çekti.

Aylık bazda zirve havayolunda, dibi su yolu gördü

Aylık değişimler incelendiğinde ise sektörler arası dalgalanmalar daha net bir şekilde ortaya çıktı. Ağustos ayında bir önceki aya göre en sert fiyat artışı, %13,47 gibi olağanüstü bir oranla hava yolu taşımacılığı hizmetlerinde yaşandı. Bu durum, yaz sezonu ve artan taleple birlikte uçak bileti maliyetlerindeki sıçramayı işaret ediyor. İstihdam hizmetleri (%6,07) ile hukuk ve muhasebe hizmetleri (%5,63) de aylık bazda en çok artış gösteren diğer kalemler oldu.

Aylık bazda bazı sektörlerde fiyatların gerilemesi ise dikkat çekti. Özellikle su yolu taşımacılığı hizmetlerinde aylık %3,55'lik bir düşüş yaşanırken, programcılık ve yayıncılık hizmetlerinde de %2,01'lik bir gerileme kaydedildi. Bu durum, döviz kurundaki dalgalanmaların ve uluslararası navlun fiyatlarındaki değişimlerin bu sektörler üzerindeki etkisini gösteriyor.

Üretici fiyatları tüketiciye nasıl yansıyacak?

Hizmet Üretici Fiyat Endeksi, doğrudan tüketici enflasyonunu (TÜFE) etkileyen en önemli öncü göstergelerden biri olarak kabul ediliyor. Ulaşımdan konaklamaya, danışmanlıktan kiralamaya kadar hizmet sunan firmaların artan maliyetleri, er ya da geç bir zam olarak tüketiciye yansıtılıyor. Özellikle gayrimenkul hizmetlerindeki yıllık %49'luk artışın, önümüzdeki aylarda kira ve emlak piyasasında yeni fiyat artışlarını tetiklemesi bekleniyor. Benzer şekilde, yiyecek-içecek, telekomünikasyon ve idari hizmetlerdeki yüksek oranlı artışlar, vatandaşın cebinden çıkan paranın daha da azalacağı anlamına geliyor. Ekonomistler, üretici fiyatlarındaki bu yavaşlamanın tüketici enflasyonuna yansımasının zaman alacağını, ancak maliyet baskısının devam etmesi nedeniyle yakın dönemde bir rahatlama beklemenin zor olduğunu belirtiyor.