Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İlim Yayma Cemiyeti ve Vakfı'nın Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlediği "İlim Yayma Ödülleri" törenine katılarak önemli açıklamalarda bulundu.

Kuveyt Emiri'ne Rahmet ve Türkiye-Kuveyt Dostluğu

Erdoğan, törende vefat eden Kuveyt Emiri Şeyh Nevvaf için derin bir üzüntü duyduklarını belirterek, "Dost ve kardeş Kuveyt halkına milletim adına taziyelerimi sunuyorum. Merhum Şeyh Nevvaf, Türkiye'nin samimi ve güvenilir bir dostu olarak her zaman hayırla yad edilecektir. Yeni Kuveyt Emiri kardeşim Şeyh Meşal'e de Rabbimden muvaffakiyetler niyaz ediyorum" dedi.

İlim Yayma Cemiyeti'nin Kuruluş Hikayesi

Erdoğan, İlim Yayma Cemiyeti'nin 1951'de kuruluşunu hatırlatarak, o dönemi şu şekilde anlattı: "1951 Türkiye'sinin manzarası şuydu. Bütün müminler, inançlılar, bir tek cümleyle cahil ve fakirdiler. Tamamen teşkilatsız bir toplumduk. Bütün gayrimüslimlerin vakıfları, teşkilatları vardı. Niçin? Çünkü Osmanlı Devleti'nde millet sırtını devlete dayamıştı."

Demokrat Parti İktidarı ve Yeniden Doğuş

Cumhurbaşkanı, "tek parti faşizmi döneminde yasakların ve baskıların altında ezilen milletin, Demokrat Parti iktidarıyla adeta yeniden kendini bulduğunu" savundu. Darbe dönemlerinin ardından cemiyetin çalışmalarının bir süre engellendiğini ifade eden Erdoğan, "Şartlar düzeldiğinde faaliyetler yeniden hızlanmıştır. Ülkemizin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan gücünü hem maddi hem manevi alanda yetiştirmek üzere kurulan Cemiyetimizin kuruluşunun 72'nci, Vakfımızın kuruluşunun 50'nci yıl dönümünü geride bıraktık" diye ekledi.

Gazze'deki Zulme Karşı Güçlü Duruş

Erdoğan, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları ve katliamlarına değinerek şunları söyledi: "Biz, siyasi, askeri ve ekonomik olarak güçlendikçe umutlarını bize bağlamış olan dost ve kardeşlerimizin özgüvenleri de arttı. Zalim İsrail devletin, Batı devletlerinden desteği ile sürdürdüğü Gazze'deki katliamın önüne geçeceğimiz günler de endişe etmeyin, Allah'ın izniyle, yakındır."

Erdoğan, Türkiye'nin güçlenen konumuyla birlikte İslam aleminde ve Türk dünyasında daha olumlu bir hava oluştuğunu belirterek, "Yakaladığımız bu ivmeyi sürdürebilmek için çocuklarımızı medeniyetimize, tarihimize ve kültürümüze uygun şekilde yetiştirme meselesini önceliklerimizin en başına koyma mecburiyetiyle karşı karşıyayız. Bunun yolu da eğitim vasıtasıyla çocuklarımızın maddi ve manevi beslenme kaynaklarını millileştirmekten geçiyor. Devletin görevi bu sürecin önünü açmak ve kolaylaştırmak işinde rol oynamaktır."

Kaynak: HABER MERKEZİ