Türkiye, Afrika’dan gelen çöl sıcaklıklarının etkisine girerek yılın en zorlu sıcak hava dönemine, yani eyyam-ı bahur günlerine girdi. Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, bu dönemin kuzey yarımkürede karaların, denizlerin ve okyanusların en fazla ısındığı zaman dilimi olduğuna dikkat çekti.

Eyyam I Bahur Sicaklarinin Etkisindeyiz 830630 246157 (1)

Türkeş, "Bu sıcaklıklar halk arasında cehennem sıcakları ya da çöl sıcakları olarak bilinir. Türkiye, aynı anda hem Kuzey Afrika’dan gelen sıcak hava kütlelerinin hem de Orta Doğu ve Arap Yarımadası kaynaklı tropikal hava akımlarının etkisi altında" dedi.

5 gün sürecek sıcak dalgası kapıda

Prof. Dr. Türkeş, 23 Temmuz’dan itibaren en az 5 gün boyunca Türkiye’nin büyük bir bölümünde sıcaklıkların mevsim normallerinin 4-8 derece üzerine çıkacağını vurguladı. Özellikle batı, iç batı ve güney illerinde 36 ile 44 derece arasında, Güneydoğu’da ise bazı yerlerde 45-46 derece sıcaklıklar bekleniyor.

Kıyı bölgelerinde ise hava hem bunaltıcı hem de nemli olacak. Bu durum özellikle yaşlılar, çocuklar, kronik hastalığı bulunanlar ve açık alanda çalışanlar için ciddi risk taşıyor.

Ege ve Akdeniz’de yangın tehlikesi büyüyor

Yalnızca sıcaklık değil, rüzgarın şiddeti de tehlike yaratıyor. Prof. Dr. Türkeş, "Eyyam-ı bahur döneminde rüzgarlı günler orman yangını riski açısından son derece kritik. Yüksek sıcaklıkla birleşen düşük nem ve kuvvetli rüzgar, yangınların hızla yayılmasına neden olabilir" uyarısında bulundu.

Başta Ege ve Akdeniz olmak üzere ormanlık alanlara yakın bölgelerde maksimum dikkat çağrısı yapıldı.

Deniz kenarında bile rekorlar kırılmıyor

Deniz kenarları sıcak hava açısından en hissedilir alanlar olsa da sıcaklık rekorları iç bölgelerde kırılıyor. Türkeş, “En yüksek sıcaklık rekorları deniz etkisinden uzak, rüzgarın daha az olduğu alanlarda ölçülüyor. 2022 yılında Eskişehir’in Sarıcakaya ilçesinde 49.5 derece ile rekor kırılmıştı” bilgisini paylaştı.

Bu yıl da benzer sıcaklıkların özellikle Batı Anadolu ve Güneydoğu’da yeniden yaşanabileceği ifade ediliyor.

Her yıl bir öncekinden daha sıcak

Prof. Dr. Türkeş, küresel ısınmanın etkisiyle her yılın bir öncekinden daha sıcak olduğunu vurguladı. Türkiye’nin büyük bölümünde normalin üzerinde sıcaklıklar görüleceğini ve bu durumun yalnızca bir yaz fenomeni değil, iklim krizi kaynaklı yapısal bir değişim olduğunu belirtti.

"Artık yaz aylarında birkaç dalga hâlinde aşırı sıcakların yaşanması olağan hale geldi. Bu yıl da haziran sonundan itibaren en az üç sıcak hava dalgası geçirdik. Şimdi ise en sert olanıyla karşı karşıyayız" dedi.

Nem ve buharlaşma sağlık tehdidi yaratıyor

Sıcaklıklar yalnızca termometrelerle sınırlı değil; artan nem oranı da vücudu etkiliyor. Türkeş, “Deniz ve göllere yakın bölgelerde yüksek sıcaklıklarla birlikte nem oranı da artıyor. Bu da buharlaşmayı artırarak havanın daha bunaltıcı olmasına neden oluyor” ifadelerini kullandı.

Ayrıca, buharlaşmayla birlikte ciltte su kaybı, tansiyon dalgalanmaları ve kalp ritmi bozuklukları da sık görülebiliyor. Özellikle yaşlılar, çocuklar, kalp ve solunum hastaları için dışarıda bulunmak hayati risk oluşturabiliyor.

Dışarı çıkarken dikkat: Kimler risk altında?

Bu sıcak hava koşullarında şu gruplar özellikle risk altında:

Yetkililer bu gruplara günün en sıcak saatlerinde (11.00-17.00 arası) dışarı çıkmamalarını, bol sıvı tüketmelerini ve gölgede kalmalarını öneriyor.

Prof. Dr. Türkeş son olarak, bu gibi dönemlerde yerel yönetimlerin ve sağlık kuruluşlarının toplumun kırılgan kesimlerine yönelik önleyici hizmetler sunması gerektiğini vurguladı. İzmir ve diğer sıcak bölgelerde serinleme alanlarının oluşturulması, su dağıtımı ve güneşten korunma bilgilendirmelerinin hayati öneme sahip olduğunun altını çizdi.

Kaynak: DHA