Sarı-lacivert formanın ardında yatan görkemli maziyi, kulübün efsane isimlerini yâd ederek anlatan filmde, başlama vuruşundan gole kadar giden bir atak, geçmişten günümüze gelecek şekilde işleniyor. Görüntülerdeki dönem ve futbolcular, atılan her pasta, verilen her mücadelede değişirken, Fenerbahçe formasının yalnızca sarı-lacivert renkleri değil, Fenerbahçe’nin tüm değerlerini taşıyan güçlü bir sembol olduğu vurgusu yapılıyor.
Her karenin tek tek elle çizildiği cel animasyon tekniğiyle hazırlanan filmde Fenerbahçe’nin farklı dönemleri, o yılların ruhunu yansıtan farklı sanat akımları ve stillerle resmediliyor. Sketch illüstrasyon, sulu boya, empresyonizm, pop-art, retro futurism, postmodern art, synthwave, motion graphic ve contemporary realism gibi stil ve akımları aynı potada eriten film, hem görsellik hem de hikâye anlamında retrospektif bir yapı sunuyor.
Taraftarları Fenerbahçe tarihi içinde duygusal bir yolculuğa çıkaran animasyon filmde, Galip Kulaksızoğlu, Zeki Rıza Sporel, Cihat Arman, Lefter Küçükandonyadis, Can Bartu, Cemil Turan, Rıdvan Dilmen, Aykut Kocaman, Oğuz Aydın, Tony Schumacher, Todor Veselinovic, Jay-Jay Okocha, Alex De Souza, Ferdi Kadıoğlu, İrfan Can Kahveci, Deivid De Souza, Semih Şentürk, Diego Lugano, Volkan Demirel, Pierre Van Hooijdonk, Stephen Appiah ve sürpriz bir isim olarak Jose Mourinho çizimlerine yer veriliyor.
Tanıtılan yeni sezon formaları, aynı zamanda tasarımlarıyla da dikkat çekiyor. Manchester City, AC Milan gibi dev Avrupa kulüplerinin forma tasarımını yapan PUMA global tasarım ekibi tarafından Fenerbahçe için özel olarak hazırlanan formalar, 3 ayrı modelden oluşuyor.
İç Saha Forması, Fenerbahçe’nin efsanevi çubuklu forma geleneğini devam ettiriyor. Tasarımında retro izler taşıyan bu çok özel çubuklu forma, kulübün köklü tarihine bir saygı duruşu niteliği taşırken, aynı zamanda gelecek başarılara da ilham kaynağı olmayı hedefliyor. Formanın ensesinde yer alan “YAŞA FENERBAHÇE” sloganı da, bu mesajı pekiştiren sürpriz bir detay olarak göze çarpıyor.
Deplasman Forması, dikkat çeken beyaz renk kullanımıyla, kulübün vazgeçilmez değerleri arasında yer alan “temizlik” ve “açık yüreklilik” temasını taşıyor. Kulübün logosunda da yer alan bu beyaz renk, yine kulübün logosunda yer alan ve takımın gücünü, kudretini temsil eden palamut dalı sembolünün yer aldığı çok özel bir desenle bir araya geliyor. Ortaya çıkan forma, sahaları Fenerbahçe’nin temiz ve net gücüyle aydınlatmaya hazır bir hale geliyor.
Üçüncü Forma ise Fenerbahçe’nin yalnızca sahadaki oyunuyla değil, saha dışında da yüzü geleceğe bakan, yenilikçi ve modern bir spor kulübü olduğunu vurgulayan bir tasarıma sahip. Formanın sofistike ve günümüzün moda trendlerine uygun çizgileri, şimdiden bir taraftar favorisi olmaya hazır.
Her sene olduğu gibi, PUMA’nın Fenerbahçe için tasarladığı formalar sahip oldukları teknolojik özellikleriyle de dikkat çekiyor. Futbolcuların sahada giydiği formaların tamamı, optimal performans ve konfor sağlayan inovatif teknolojilerle donatıldı.
ULTRAWEAVE materyal teknolojisi içeren formaların 4 tarafa esneyebilen özel yapısı, ağırlık ve sürtünmeyi azaltarak futbolcuların sahada daha rahat hareket etmesine imkân tanıyor. Fenerbahçe’nin yeni sezon formaları, kullanılan benzersiz kumaş, kalıp ve dikiş uygulamaları sayesinde, PUMA’nın şimdiye kadar ürettiği ve dünyanın en hafif performans tekstili olma özelliğini taşıyor (sadece 72 gram).
Kumaşa entegre edilen dryCELL teknolojisi, terin vücuttan uzaklaştırılmasına yardımcı oluyor. Satışa sunulan formaların %100 geri dönüştürülmüş polyester içeren yapısı da, PUMA ve Fenerbahçe’nin daha iyi bir gelecek için çevre bilinci ve sürdürülebilirlik konularına verdiği önemi vurguluyor.