İşte bu beklenti ortamında, otomotiv piyasasına ve araç sahibi olmak isteyenlere çifte müjde niteliğinde iki önemli gelişme yaşandı. Bunlardan ilki, yıllardır konuşulan ancak bir türlü hayata geçirilemeyen hurda teşviki yasasının, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) milletvekilleri tarafından resmi bir kanun teklifiyle TBMM'ye sunulması oldu. Diğeri ise, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın, özellikle geniş aileleri ve dar gelirli kesimi hedefleyen, yerli otomobil alımını kolaylaştıracak "İlk Arabam Yerli Otomobil Aile Destek Programı" üzerinde çalıştığının duyurulması. Bu iki gelişme, birbiriyle bağlantılı olarak, hem piyasadaki eski araçların yenilenmesi hem de ailelerin sıfır kilometre bir otomobile erişimini kolaylaştırma potansiyeli taşıyor.
Türkiye'de son yıllarda rekor seviyelere ulaşan sıfır ve ikinci el otomobil fiyatları, pek çok vatandaş için araç sahibi olma hayalini neredeyse imkansız hale getirmiş durumda. Yüksek vergiler, döviz kurundaki dalgalanmalar ve küresel arz sorunları nedeniyle tırmanan fiyatlar karşısında, hükümetten ve siyasi partilerden beklenen adımlar, milyonlarca kişi tarafından yakından takip ediliyor.
Türkiye'de otomobil piyasasının en kronik sorunlarından biri, yollardaki araç parkının yaş ortalamasının oldukça yüksek olması.
Hem çevre kirliliği hem de trafik güvenliği açısından ciddi riskler barındıran bu durumu değiştirmek için yıllardır gündeme gelen hurda teşviki, bu kez somut bir adımla Meclis'in gündemine girdi.
MHP'li milletvekilleri tarafından hazırlanan kanun teklifi, 16 yaş ve üzerindeki araçlarını trafikten çekerek hurdaya ayıran vatandaşlara, yeni ve sıfır kilometre bir otomobil alımında önemli bir ÖTV indirimi sağlanmasını öngörüyor.
Bu düzenlemenin yasalaşması durumunda, elindeki eski model aracını bir peşinat gibi kullanarak, vergi avantajıyla yeni bir araca geçiş yapmak isteyen yüz binlerce vatandaş için önemli bir fırsat doğacak.
Bu teklif, sadece bireysel kullanıcılar için değil, aynı zamanda iç pazarda durgunluk yaşayan otomotiv sektörü için de bir can suyu niteliği taşıyor
Piyasayı hareketlendirmesi, üretimi artırması ve en önemlisi, yollardaki eski ve güvensiz araçların yerini, daha çevreci ve daha güvenli modern araçların almasını sağlaması bekleniyor. Teklifin Meclis'teki akıbeti, önümüzdeki günlerde netleşecek.
Hurda teşviki tartışmaları devam ederken, hükümet kanadından gelen bir diğer haber ise, daha spesifik bir kitleyi hedefleyen sosyal bir destek programını işaret ediyor.
AA muhabirinin edindiği bilgilere göre, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Türkiye'nin yerli otomotiv sanayisini desteklemek ve ailelerin otomobile erişimini kolaylaştırmak amacıyla yeni bir program hazırlığında. "İlk Arabam Yerli Otomobil Aile Destek Programı" adını taşıyan bu proje, toplumun belirli bir kesimine odaklanıyor.
Programın hedef kitlesi, üç veya daha çok çocuklu aileler. Bu ailelerin, hayatlarında ilk kez sıfır kilometre bir otomobil sahibi olmaları hedefleniyor.
Programın en can alıcı noktası ise sunduğu finansman modeli. Doğrudan bir ÖTV indirimi veya hibe yerine, özellikle düşük gelir gruplarının satın alma gücüne uyumlu, çok uzun vadeli finansman ve kredi imkanları sağlanması planlanıyor.
Bu, peşinatı olmayan veya yüksek kredi faizleri nedeniyle bankalardan onay alamayan geniş ailelerin, uygun taksitlerle ve uzun vadelere yayılan bir ödeme planıyla araç sahibi olabilmesi anlamına geliyor.
Bu program, sadece bir araç alım desteği değil, aynı zamanda ailelerin mobilitesini artırarak sosyal refah seviyesine katkı sağlamayı amaçlayan önemli bir sosyal politika adımı olarak değerlendiriliyor.
"İlk Arabam" destek programının en stratejik ve en önemli şartı ise, alınacak olan aracın "yerli otomobil" olması.
Program kapsamında sağlanacak olan uzun vadeli ve düşük faizli kredilerin, sadece Türkiye'de üretilen ve belirli bir yerlilik oranına sahip olan araçlar için geçerli olması bekleniyor. Bu durum, doğal olarak gözleri Türkiye'nin ilk yerli ve milli otomobili olan TOGG'a çeviriyor. Devlet desteğiyle, özellikle geniş aileler için tasarlanan SUV modellerine olan talebin patlama yapması ve TOGG satışlarının rekor seviyelere ulaşması bekleniyor. Bu strateji, bir yandan geniş aileleri otomobil sahibi yaparken, diğer yandan yerli üretimi teşvik ederek, cari açığın azaltılmasına katkı sağlamayı ve milli markanın iç pazardaki konumunu güçlendirmeyi hedefliyor.
Her iki düzenlemenin de hayata geçmesi durumunda, Türkiye ekonomisi ve toplumsal yaşam üzerinde çifte bir etki yaratması bekleniyor.
Sosyal Refah ve Mobilite: "İlk Arabam" programı, özellikle düşük gelirli ve çok çocuklu ailelerin hayat kalitesini doğrudan artıracak. Çocuklarının okuluna, hastaneye veya sosyal aktivitelere daha rahat ulaşımını sağlayacak olan aileler için bu, önemli bir mobilite ve özgürlük anlamına geliyor. Bu durumun, ailelerin sosyal yaşama daha aktif katılımını sağlaması ve genel refah seviyesini yükseltmesi öngörülüyor.
Çevresel ve Güvenlik Faydaları: Hurda teşviki yasası ise, Türkiye'nin kanayan yaralarından biri olan yaşlı araç parkının yenilenmesi için kritik bir rol oynayacak. Yollardaki 16 yaş ve üzeri, güvenlik donanımları yetersiz, egzoz emisyon değerleri yüksek araçların trafikten çekilmesi, hem trafik kazalarının azalmasına hem de hava kirliliğinin düşmesine doğrudan katkı sağlayacak. Araç başına düşen karbon emisyonunun azalması, Türkiye'nin uluslararası iklim anlaşmalarına uyum hedefleri açısından da önemli bir adım olacak.
Milyonlarca vatandaş şimdi, bir yandan Meclis'ten çıkacak hurda teşviki yasasını, diğer yandan da Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın duyuracağı "İlk Arabam" programının başvuru şartlarını ve tarihlerini nefesini tutarak bekliyor. Bu iki düzenleme, 2025 yılında Türkiye'nin otomotiv gündemini şekillendirecek en önemli gelişmeler olmaya aday.