Fransa'da erken genel seçimlerde meclis çoğunluğunu kazanan sol ittifak, iç çekişmeler nedeniyle henüz ortak bir başbakan adayı belirleyemedi. Bu durum, mecliste ikinci büyük ittifakın lideri olan Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'u yeni hükümeti kurma sürecinde belirleyici bir konuma getiriyor.
Seçim Sonuçları Koalisyon Zorunluluğu Getirdi
Fransa'da 30 Haziran ve 7 Temmuz'da düzenlenen genel seçimler, ülkeyi siyasi belirsizliğe sürükledi. Hiçbir partinin tek başına iktidar olmak için yeterli sandalye kazanamadığı seçimlerde, koalisyon görüşmeleri başladı. Seçimlerde en fazla milletvekili çıkaran sol ittifak, hükümeti kurma görevi almasına rağmen iç çekişmeler nedeniyle henüz bir başbakan adayında uzlaşamadı.
Solun İç Çekişmeleri Macron'a Yaradı
Jean-Luc Mélenchon liderliğindeki Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) partisinin öncülüğünde kurulan sol ittifak, seçimlerde 178 sandalye kazanarak meclisteki en büyük grup oldu. Ancak ittifakın diğer büyük ortağı Sosyalist Parti (PS) ile LFI arasında başbakan adayı konusunda yaşanan anlaşmazlık, hükümet kurma çalışmalarını sekteye uğrattı. Solun kendi içinde yaşadığı bu kriz, mecliste 163 milletvekiliyle ikinci sırada yer alan Macron'un elini güçlendirdi.
Macron, Ilımlı Solcularla Koalisyon Arayışında
Macron, sol ittifakın yaşadığı krizi fırsata çevirerek ılımlı sol partilerle koalisyon görüşmelerine başladı. Macron'un partisi, LFI'nin dışarıda bırakıldığı bir koalisyon kurmayı hedefliyor. Sosyalist Parti'nin ise Macron'un bu teklifine nasıl bir yanıt vereceği henüz belirsizliğini koruyor.
Fransa Siyasi Bir Krizin Eşiğinde
Siyasi analistler, Fransa'nın derin bir siyasi krizin eşiğinde olduğunu belirtiyor. Sol ittifakın bir an önce ortak bir paydada buluşup hükümeti kurmaması halinde, ülkenin yeniden sandığa gitme ihtimali de masada. Bu durum ise Fransa'nın ekonomik ve sosyal sorunlarını daha da derinleştirebilir.
