Silivri Cezaevi’nde 15 Mayıs’tan bu yana tutuklu bulunan gazeteci Furkan Karabay, İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davada üç ayrı suçlamadan beraat etti. Karabay, tutuklanan ve yerine kayyım atanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer hakkındaki haberleri ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle yargılanıyordu. Mahkeme, beraat kararının yanı sıra bir de para cezası hükmü verdi ancak Karabay’ın başka bir dosyadan tutukluluğu devam edeceği için tahliye edilmeyecek.
Karabay, karar duruşmasında yaptığı kısa konuşmada mahkeme heyetine “Beni getirdiğiniz için teşekkür ederim. Hem hava değişikliği oldu hem de arkadaşlarımı görmüş oldum. Siyasi dosyalarda verilecek kararlar ne suçlu olduğumuzu ne suçsuz olduğumuzu gösterir. Mahkemeden bir talebim yok” sözleriyle hitap etti.
Karabay’ın yargılandığı suçlamalar
Karabay, YouTube kanalında yayınladığı bir video ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle “Cumhurbaşkanı’na hakaret”, “zincirleme şekilde terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme” ve “kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” suçlamalarıyla yargılanıyordu. Mahkemenin beraat kararı, bu suçlamaların üçünden de hükümsüz kaldığını ortaya koydu. Ancak başka bir dava nedeniyle cezaevinde kalmaya devam edecek olması, gazetecinin özgürlüğüne kavuşamayacağı anlamına geliyor.
Hukuki süreç ve kamuoyundaki yankılar
Karabay’ın beraat haberi, medya özgürlüğü tartışmalarını yeniden gündeme getirdi. Özellikle son dönemde gazetecilere açılan davalar ve sosyal medya paylaşımlarının yargı konusu olması, kamuoyunda geniş yankı uyandırıyor. Karabay’ın tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden mahkemeye getirilmesi, duruşmaya yoğun ilgi gösteren meslektaşları ve basın özgürlüğü savunucuları tarafından yakından takip edildi.
Dava dosyasında dikkat çeken detaylar
Mahkeme, Ahmet Özer hakkında yapılan haber ve paylaşımların “haber verme sınırları” içinde değerlendirilmesi gerektiğine hükmetti. Bu karar, basın özgürlüğü açısından emsal niteliğinde bir gelişme olarak yorumlandı. Ancak Karabay’a verilen para cezası ve devam eden tutukluluğu, “beraat” kararının gölgesinde kalan bir başka tartışmayı da beraberinde getirdi.