İzmir'in eğitim hayatına bu yıl "merhaba" diyen Mustafa Kaya Spor Ortaokulu, Türk sporunun geleceği için umut vadeden bir proje olarak öne çıkıyor. Karşıyaka'da faaliyete geçen ve İzmir'de ilkokul sonrası doğrudan spor odaklı eğitim veren ilk ortaokul olma unvanını taşıyan bu kurum, yetenekli çocukları erken yaşta keşfederek onları profesyonel bir kariyere hazırlamayı amaçlıyor. Okul, sadece bir eğitim kurumu değil, aynı zamanda geleceğin şampiyonlarının yetişeceği bir merkez olma iddiasını taşıyor. Öğrenciler, zorlu bir yetenek sınavı sürecinin ardından bu özel çatı altında buluşuyor. Jimnastik, futbol, voleybol, yüzme gibi çeşitli dallarda halihazırda lisanslı olan bu gençler, hem akademik başarılarını sürdürüyor hem de spor alanında kendilerini geliştirme fırsatı buluyor.
Geleceğin sporcuları için yoğun program
Okulun işleyişi ve hedefleri hakkında bilgi veren Karşıyaka Mustafa Kaya Spor Ortaokulu ve Spor Lisesi Müdürü Yaşar Cihan Ünal, "Geleceğin sporcularını yetiştirmek için büyük bir gayret içerisindeyiz" diyerek vizyonlarını özetliyor. Okulun henüz yeni olmasına rağmen ilk yılında 15'i kız, 15'i erkek olmak üzere toplam 30 lisanslı sporcuyu bünyesine kattığını belirten Ünal, eğitim modelinin detaylarını paylaştı. Öğrencilerin haftalık 42 saatlik ders programına tabi tutulduğunu, bu programın 11 saatinin tamamen beden eğitimi ve spor dersleri için ayrıldığını vurguladı. Bu yoğunlaştırılmış spor eğitimi, öğrencilerin kendi branşlarında derinleşmelerine ve potansiyellerini en üst seviyeye çıkarmalarına olanak tanıyor. Ünal, okulun sadece Karşıyaka'dan değil, İzmir'in Menemen, Karabağlar ve Aliağa gibi pek çok farklı ilçesinden öğrenci çekmesinin, projenin ne kadar doğru ve ihtiyaç duyulan bir adım olduğunun kanıtı olduğunu sözlerine ekliyor.
Maarif modeli ile bütüncül yaklaşım
İzmir İl Millî Eğitim Müdürü Dr. Ömer Yahşi de projenin önemine dikkat çekerek bu tür kurumların Türkiye'nin eğitim vizyonundaki yerini vurguladı. Yahşi, spor ortaokullarının, disiplin, takım ruhu ve akademik başarıyı harmanlayan seçkin kurumlar olduğunu belirtti. Bu okulların, Milli Eğitim Bakanlığı'nın hayata geçirdiği Türkiye Maarif Modeli kapsamında ülkenin insan kaynağını bütüncül bir vizyonla yetiştirme idealinin somut bir yansıması olduğunu ifade etti. Dr. Yahşi, "Bu kapsamlı eğitim yatırımı, çocuklarımızın yeteneklerini en üst düzeyde geliştirebilecekleri bir ortam sunuyor" diyerek, öğrencilerin azim ve başarı hikayelerini gözlemlemekten duyduğu mutluluğu dile getirdi. Okulun, öğrencilere sadece sportif değil, aynı zamanda karakter gelişimi açısından da önemli katkılar sunduğu belirtiliyor.
Genç yetenekler hayallerinin peşinde
Okul sıralarında ter döken genç sporcular ise gelecek hedefleri konusunda oldukça heyecanlı ve kararlı. 6. sınıf öğrencilerinden 11 yaşındaki Defne Pembe, bu okulda okumanın büyük bir şans olduğunu hissediyor. Yetenek sınavıyla girdiği okulda spora daha fazla zaman ayırabildiğini ve sağlam temeller attığını belirten Defne'nin en büyük hayali, jimnastikte milli takıma girmek. Aynı sınıfta eğitim gören 12 yaşındaki Rüzgar Aslan ise futbol tutkusunun peşinden Karabağlar'dan geliyor. Okulu ilk kazandığında büyük bir sevinç yaşadığını anlatan Rüzgar, "Burada herkes sporla ilgilendiği için çok iyi anlaşıyoruz" diyor ve ileride Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu'nu kazanarak öğretmen olmak istediğini söylüyor. 5. sınıf öğrencisi 11 yaşındaki Anıl Aras Keskin, yetenek sınavında ikinci olduğunu gururla paylaşıyor. 7 yıl jimnastik yaptıktan sonra şimdi futbolda ilerlemek istediğini ve büyüyünce iyi bir futbolcu olmayı hayal ettiğini belirtiyor. 10 yaşındaki Melis Muslu ise voleybolda kendini geliştirmek istiyor. Daha önce özel eğitimlerde aradığını bulamadığını ancak bu okulda kendini geliştirmeye başladığını ve bunun kendisini çok mutlu ettiğini anlatıyor. Yetenek sınavının eğlenceli geçtiğini söyleyen Melis'in enerjisi, okulun pozitif atmosferini yansıtıyor.