Milyonlarca Android telefon kullanıcısının ve Gmail hesabına sahip olan herkesin hayatının bir parçası haline gelen Google hizmetleri, bu sabah abonelerin e-posta kutularına düşen bir bildirimle adeta bir şok dalgası yarattı. Şirket, Google Drive, Gmail ve Google Fotoğraflar gibi servislerde ek depolama alanı sağlayan Google One abonelik hizmetinin Türkiye fiyatlarına yüzde 300'ü bulan devasa bir zam yaptığını duyurdu.

En çok tepki çeken artış, kullanıcılar arasında en yaygın olan ve yıllık olarak satın alınan "200 GB Standart" planda yaşandı. Daha önce yıllık 199,99 TL gibi makul bir fiyata sunulan bu paketin yeni fiyatı, tam dört kat artarak 799,99 TL olarak güncellendi. Bu, mevcut abonelerin, bir sonraki yenileme döneminde aynı hizmet için yüzde 300 daha fazla ödeme yapacağı anlamına geliyor.

Zamlar sadece yıllık paketle sınırlı kalmadı. Aylık aboneliklerde de benzer bir artış yaşandı. Daha önce aylık 19,99 TL olan 200 GB'lık planın yeni fiyatı 79,99 TL'ye yükseltildi. Google, daha yüksek depolama alanı sunan 2 TB'tan 30 TB'a kadar olan diğer premium planlarında da benzer oranlarda artışlar yaparak, zam dalgasını tüm abonelik seviyelerine yaydı. Bu ani ve fahiş artış, dijital verilerini Google'ın bulut sunucularında saklayan milyonlarca kullanıcıyı kara kara düşündürmeye başladı.

ChatGPT çöktü mü? Chatgpt'ye neden girilmiyor?
ChatGPT çöktü mü? Chatgpt'ye neden girilmiyor?
İçeriği Görüntüle

Sadece bir zam değil, bir ekosistem tuzağı: Google One neden bu kadar önemli?

Peki, bu fiyat artışı neden bu kadar çok kişiyi etkiliyor ve büyük bir tepki çekiyor? Cevap, Google'ın yıllar içinde kurduğu ve kullanıcıları adeta içine hapsettiği dijital ekosistemde saklı. Google One, sadece bir "bulut depolama" hizmeti olmanın çok ötesinde, modern bir dijital yaşamın temel direklerinden biri haline gelmiş durumda.

Her Google hesabı, kullanıcılara ücretsiz olarak 15 GB'lık bir depolama alanı sunuyor. Ancak bu alan, Gmail'deki e-postalarınız, Google Drive'daki dosyalarınız ve en önemlisi de, akıllı telefonlarınızla çektiğiniz yüksek çözünürlüklü fotoğraf ve videoların saklandığı Google Fotoğraflar tarafından ortaklaşa kullanılıyor. Özellikle Google Fotoğraflar'ın bir zamanlar sunduğu "sınırsız ve ücretsiz" depolama hizmetini sonlandırmasıyla birlikte, kullanıcıların bu 15 GB'lık ücretsiz alanı doldurması an meselesi haline geldi.

Kullanıcı, 15 GB'lık kotası dolduğunda bir yol ayrımına geliyor: Ya binlerce fotoğrafını, önemli e-postalarını ve belgelerini silerek yer açacak ya da Google One abonesi olarak ek depolama alanı satın alacak. Çoğu kullanıcı, anılarını ve önemli verilerini kaybetmemek için ikinci yolu tercih ediyor. İşte bu noktada, Google'ın "ekosistem tuzağı" devreye giriyor. Bir kez bu sisteme dahil olduğunuzda ve tüm dijital varlığınızı oraya taşıdığınızda, geri dönmek veya başka bir platforma geçmek son derece zahmetli ve zor bir hal alıyor. Teknoloji devi de, bu "bağımlılığın" ve "pazar hakimiyetinin" farkında olarak, fiyatlandırma konusunda elinin ne kadar güçlü olduğunu bu son zam dalgasıyla bir kez daha göstermiş oldu.

Fahiş zammın arkasında ne var: kur farkı mı, yapay zeka yatırımları mı?

Google'ın Türkiye'deki kullanıcılara yönelik bu fahiş zam kararının arkasında yatan birkaç temel neden olduğu tahmin ediliyor. Bu nedenlerin başında, Türkiye'deki ekonomik koşullar ve döviz kurundaki dalgalanmalar geliyor.

  • Döviz Kuru ve Enflasyonist Baskı: Global teknoloji şirketleri, yerel pazarlardaki fiyatlandırmalarını, genellikle ABD Doları bazında belirler ve o ülkenin yerel para birimine çevirir. Türkiye'de son yıllarda yaşanan yüksek enflasyon ve Türk Lirası'nın dolar karşısındaki değer kaybı, bu şirketlerin "kur riskini" azaltmak için fiyatlarını periyodik olarak güncellemesine neden oluyor. Eski fiyat olan 199,99 TL'nin, dolar kurunun çok daha düşük olduğu bir dönemde belirlendiği ve mevcut kur seviyesine göre artık sürdürülebilir olmadığı düşünülüyor. Zam, aslında bir "fiyat güncellemesi" olarak konumlandırılıyor.

  • Artan Maliyetler ve Yapay Zeka Yarışı: Teknoloji dünyası, son birkaç yıldır devasa bir yapay zeka (AI) yarışının içinde. Google, bu yarışın en önemli oyuncularından biri ve Gemini gibi gelişmiş AI modellerini geliştirmek, milyarlarca dolarlık araştırma-geliştirme ve altyapı yatırımı gerektiriyor. Bu yatırımların finanse edilmesi için, şirketler mevcut gelir modellerini daha kârlı hale getirme yoluna gidiyor. Milyonlarca kullanıcının abone olduğu Google One gibi hizmetler, bu devasa yatırımlar için önemli bir kaynak yaratma potansiyeli taşıyor.

  • Pazar Hakimiyeti ve Fiyatlama Gücü: Yukarıda da belirtildiği gibi, Google, bulut depolama ve bağlantılı hizmetler pazarında ezici bir hakimiyete sahip. Birçok kullanıcı için Google ekosistemi dışına çıkmak, tüm dijital hayatını yeniden organize etmek anlamına geliyor. Bu "platforma kilitlenme" (vendor lock-in) durumu, Google'a, rakiplerinden daha bağımsız bir şekilde fiyat belirleme gücü veriyor. Şirket, kullanıcıların büyük bir kısmının, alternatif arama zahmetine katlanmak yerine, artan fiyatı ödemeye devam edeceğini öngörüyor olabilir.

Kullanıcı ne yapmalı: fahiş zammın karşısındaki alternatifler

Yüzde 300'lük bu zam karşısında şok yaşayan kullanıcıların önünde ise birkaç farklı seçenek bulunuyor. Hangi seçeneğin doğru olduğu, kullanıcının teknik bilgisine, bütçesine ve verilerini taşıma zahmetine katlanıp katlanamayacağına göre değişiyor.

  1. Mecburen Ödemek: En kolay ancak en maliyetli seçenek, yeni fiyatı kabul edip aboneliğe devam etmek. Özellikle tüm verileri Google ekosisteminde olan ve bunları taşımakla uğraşmak istemeyen kullanıcılar için bu, tek çözüm gibi görünüyor.

  2. Temizlik Yaparak Alan Açmak: Ücret ödemek istemeyen kullanıcılar için tek çare, 15 GB'lık ücretsiz kotanın altına inmek. Bunun için, Gmail'de yer kaplayan büyük ekli e-postaları silmek, Google Drive'daki gereksiz dosyaları temizlemek ve Google Fotoğraflar'daki binlerce fotoğraf ve videoyu bir harici diske veya bilgisayara indirerek buluttan silmek gerekiyor. Bu, ücretsiz bir çözüm olsa da, oldukça zaman alıcı ve zahmetli bir süreç.

  3. Rakiplere Geçiş Yapmak: Google One'ın tek bulut depolama hizmeti olmadığı da bir gerçek. Piyasada, farklı fiyat ve özellikler sunan birçok güçlü alternatif bulunuyor:

    • Microsoft OneDrive: Özellikle Windows ve Office kullanıcıları için doğal bir alternatif. Microsoft 365 aboneliği ile birlikte 1 TB gibi oldukça geniş bir depolama alanı sunuyor.

    • Apple iCloud+: iPhone, iPad ve Mac kullanıcıları için en entegre çözüm. Fiyatları, genellikle Google ile rekabetçi seviyelerde.

    • Dropbox: Bulut depolamanın öncülerinden biri olan Dropbox, özellikle dosya senkronizasyonu ve paylaşımı konusunda güçlü özellikler sunuyor.

    • Yandex Disk: Rus teknoloji devi Yandex'in sunduğu bu hizmet de, Türkiye'de popüler alternatiflerden biri.
      Bu platformlara geçiş yapmak, bir maliyet avantajı sağlasa da, özellikle Google Fotoğraflar'daki tüm arşivi ve Gmail'deki e-postaları başka bir platforma taşımak, teknik bilgi gerektiren karmaşık bir işlem olabilir.

  4. Kendi Bulutunu Kurmak (NAS): Daha teknik bilgiye sahip kullanıcılar için bir diğer seçenek de, Network Attached Storage (NAS) adı verilen kişisel bulut depolama cihazları satın almak. Bu cihazlar, bir kereye mahsus bir yatırım gerektirse de, uzun vadede aylık abonelik ücretlerinden kurtulmayı sağlıyor ve verilerin tamamen kullanıcının kendi kontrolünde olmasına olanak tanıyor.

Sonuç olarak, Google'ın bu dev zammı, milyonlarca kullanıcıyı dijital alışkanlıklarını ve bütçelerini yeniden gözden geçirmeye zorluyor. Bu süreç, bir yandan tüketicilerin tepkisini çekerken, diğer yandan da bulut depolama pazarındaki rekabeti ve alternatif hizmetlere olan ilgiyi artırabilir.

Kaynak: HABER MERKEZİ