Teknoloji dünyasının dev oyuncusu Google, Avrupa Birliği’nin (AB) yapay zeka alanında hazırladığı ve türünün ilk örneği olan kapsamlı düzenlemelere uyum yolunda önemli bir adım attı. Alphabet’in baş hukuk müşaviri ve küresel ilişkilerden sorumlu başkanı Kent Walker, şirketin, AB’nin dönüm noktası niteliğindeki Yapay Zeka Yasası (AI Act) için hazırlanan uygulama koduna imza atacağını duyurdu. Bu hamle, Google'ın Avrupa pazarındaki düzenlemelere uyum sağlama niyetinin en net göstergesi olarak kabul edilirken, aynı zamanda Brüksel ile teknoloji devleri arasındaki gerilimli ilişkinin yeni bir perdesini araladı. Walker, bu adımla Avrupa'daki işletmelere ve vatandaşlara güvenli ve yüksek kaliteli yapay zeka araçları sunma taahhütlerini pekiştirdiklerini belirtti.

Rekabet gücü masada, endişeler büyük

Ancak bu uyum adımı, Google’ın endişelerini dile getirmesine engel olmadı. Kent Walker, Financial Times’a yansıyan açıklamalarında, masadaki yasanın ve uygulama kodunun potansiyel risklerine dikkat çekti. Walker’a göre, Avrupa’da kurulacak yavaş onay mekanizmaları, yenilik hızını kesebilir. Daha da önemlisi, şirketlerin ticari sırlarını ifşa etmelerini gerektirebilecek şeffaflık zorunlulukları ve AB’nin mevcut telif hakkı yasalarından sapmalar, kıtanın küresel yapay zeka yarışındaki rekabet gücünü ciddi şekilde zedeleyebilir. Bu uyarı, Google’ın yasayı kabul ederken bile, gelecekteki olası olumsuz etkilerine karşı pozisyon aldığını ve sektörün geri kalanına da bir mesaj verdiğini gösteriyor. Şirket, düzenlemenin iyi niyetli olduğunu kabul etse de, pratikte Avrupa’nın teknolojik gelişiminin önüne set çekmesinden korkuyor.

Yapay zeka yasası: Dünyanın en katı kuralları geliyor

Avrupa Birliği’nin Yapay Zeka Yasası, hızla gelişen bu teknolojiyi dizginlemek için tasarlanmış dünyadaki en kapsamlı ve en katı yasal çerçeve olarak öne çıkıyor. Yasa, temel olarak risk bazlı bir yaklaşım benimsiyor ve yapay zeka sistemlerini farklı risk kategorilerine ayırıyor. Güvenli kullanım, temel hakların korunması, şeffaflık ve telif haklarına saygı gibi alanlarda katı zorunluluklar getiriyor. Örneğin, "deepfake" gibi sentetik içeriklerin yapay zeka tarafından üretildiğinin açıkça belirtilmesi gerekiyor. Yasanın amacı, teknolojinin insan odaklı ve güvenilir bir şekilde gelişmesini sağlamak. Ancak bu katı kurallar, özellikle ABD hükümeti ve büyük teknoloji şirketleri tarafından, inovasyonu boğacağı ve ekonomik büyümeyi yavaşlatacağı gerekçesiyle yoğun bir şekilde eleştiriliyor.

Teknoloji devleri ikiye bölündü: Meta ‘hayır’ diyor

Google'ın bu kararı, teknoloji dünyasındaki safları daha da netleştirdi. Google, bu imzayla daha önce kodu kabul eden OpenAI ve Fransız yapay zeka şirketi Mistral’ın yanına katılmış oldu. Microsoft Başkanı Brad Smith de bu ayın başında yaptığı bir açıklamada, şirketinin büyük olasılıkla kodu imzalayacağını belirterek benzer bir duruş sergilemişti.

Buna karşılık, sosyal medya devi ve Facebook’un sahibi Meta, bu kervana katılmayı net bir dille reddetti. Meta’nın baş hukuk müşaviri Joel Kaplan, uygulama kodunun Yapay Zeka Yasası’nın sınırlarını aştığını ve model geliştiriciler için öngörülemez hukuki belirsizlikler yarattığını savundu. Meta'nın bu direnişi, şirketin açık kaynaklı yapay zeka modelleri (Llama gibi) geliştirme stratejisiyle de örtüşüyor. Şirket, katı düzenlemelerin bu tür açık inovasyon çabalarını engelleyeceğinden endişe ediyor. Bu durum, Silikon Vadisi'nin iki devi arasında stratejik bir ayrışma olduğunu gözler önüne seriyor: Biri uyum sağlayarak sistemi içeriden şekillendirmeye çalışırken, diğeri temelden itiraz ederek direniyor.

Avrupalı şirketlerden de itiraz sesleri yükseliyor

Tartışma sadece Amerikalı teknoloji devleri ile sınırlı değil. Avrupa’nın kendi sanayi devleri de Brüksel’in düzenlemelerine karşı bayrak açmış durumda. Aralarında Airbus, Siemens ve BNP Paribas gibi devlerin CEO'larının da bulunduğu bir grup, AB yönetimine hitaben yazdıkları bir açık mektupla endişelerini dile getirdi. Mektupta, yasanın yürürlüğe girmesi için iki yıllık bir erteleme talep edildi. Gerekçe olarak ise belirsiz ve birbiriyle çelişen düzenlemelerin, Avrupa'nın küresel yapay zeka yarışında ABD ve Çin karşısındaki rekabetçiliğini tehdit ettiği vurgulandı. Bu durum, konunun sadece bir tüketici koruma meselesi olmadığını, aynı zamanda Avrupa’nın ekonomik geleceğini de yakından ilgilendiren stratejik bir konu olduğunu gösteriyor.

Gelecek ay düğmeye basılıyor: Süreç nasıl işleyecek?

Tüm bu tartışmaların gölgesinde, Avrupa Birliği’nin Yapay Zeka Yasası’nın gelecek ayın başlarında yürürlüğe girmesi bekleniyor. Yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte, AB pazarında yapay zeka ürün ve hizmetleri sunan tüm şirketler için yeni bir dönem başlayacak. Şirketlerin, ürünlerini yasanın gerekliliklerine uygun hale getirmek için belirli bir geçiş süresi olacak. Özellikle "yüksek riskli" olarak sınıflandırılan yapay zeka sistemleri (örneğin sağlık, ulaşım veya işe alım alanlarında kullanılanlar) için çok daha sıkı denetim ve belgelendirme süreçleri işletilecek. Google'ın imzaladığı uygulama kodu, bu karmaşık yasal çerçeveye uyum sağlamak isteyen şirketler için bir yol haritası niteliği taşıyacak. Ancak Meta gibi direnen şirketlerin nasıl bir yol izleyeceği ve yasanın pratikte nasıl uygulanacağı merak konusu olmaya devam ediyor.

Google’dan kullanıcılara ‘dijital şok’: Bulut depolama hizmetine yüzde 300 zam!
Google’dan kullanıcılara ‘dijital şok’: Bulut depolama hizmetine yüzde 300 zam!
İçeriği Görüntüle

Bu tarihi düzenleme, "Brüksel Etkisi" olarak bilinen olgunun bir başka örneği olabilir; yani AB standartlarının fiilen küresel standartlar haline gelmesi. Bu nedenle, Google’ın attığı bu adım, sadece Avrupa’yı değil, tüm dünyadaki yapay zeka ekosisteminin geleceğini şekillendirme potansiyeli taşıyor. Önümüzdeki aylar, inovasyon ile regülasyon arasındaki bu hassas dengenin nasıl kurulacağını gösterecek.

Kaynak: HABER MERKEZİ