Mali Eylem Görev Gücü (FATF) tarafından kara para aklama ve terörizmin finansmanıyla mücadelede eksiklikleri bulunan ülkeleri tespit etmek için kullanılan gri liste hakkında bilgileri sizin için derledik.

Gri Liste Nedir?

Gri liste, Mali Eylem Görev Gücü (FATF) tarafından kara para aklama ve terörizmin finansmanıyla mücadelede eksiklik gösteren ülkeleri belirlemek için oluşturulmuş bir listedir. Bu listedeki ülkeler, FATF tarafından belirlenen standartlara tam olarak uymamış olsalar da eksikliklerini gidermek için taahhütte bulunmuşlardır. Gri listedeki ülkeler, uluslararası finansal sistemde daha sıkı denetim ve incelemelere tabi tutulabilir, bu da yabancı yatırımların azalmasına ve ekonomik faaliyetlerin olumsuz etkilenmesine neden olabilir.

FATF Nedir?

Mali Eylem Görev Gücü (FATF), 1989 yılında OECD tarafından kurulmuş uluslararası bir organizasyondur. FATF, kara para aklama, terörizmin finansmanı ve kitle imha silahlarının finansmanını önlemeyi hedefler. Ülkelerin bu alanlardaki yasalarını ve uygulamalarını araştırarak, uluslararası finansal sistemin güvenliğini sağlamayı hedefler. FATF'ın belirlediği 40 standart, üye ülkelerin bu tür suçlarla etkin bir şekilde mücadele edebilmesi için gerekli asgari önlemleri içermektedir.

Gri Listede Hangi Ülkeler Var?

FATF'nin gri listesinde yer alanlar:

  • Bulgaristan
  • Burkina Faso
  • Kamerun
  • Hırvatistan
  • Demokratik Kongo Cumhuriyeti
  • Haiti
  • Jamaika
  • Kenya
  • Mali
  • Mozambik
  • Namibya
  • Nijerya
  • Filipinler
  • Senegal
  • Güney Afrika
  • Güney Sudan
  • Suriye
  • Tanzanya
  • Vietnam
  • Yemen

Bu ülkeler, kara para aklama ve terörizmin finansmanıyla mücadelede belirli eksikliklere sahiptir ve FATF tarafından belirlenen standartlara tam uyum sağlamak için gerekli adımları atmaya taahhüt etmişlerdir.

Türkiye Gri Listeden Çıkarsa Neler Olur?

Türkiye'nin gri listeden çıkarılması, ekonomik ve finansal açıdan pek çok olumlu etki yaratabilir. İlk olarak, gri listede yer almanın getirdiği itibar kaybı ve yabancı yatırımcıların tereddütleri ortadan kalkabilir. Bu durum, Türkiye'ye yabancı sermaye girişinin artmasına ve finansal piyasalarda bir rahatlama yaşanmasına imkan verebilir.

Ayrıca, ithalat ve ihracat yapan şirketler üzerindeki ek yükümlülüklerin ve denetimlerin hafiflemesi, ticaret hacminin genişlemesine katkıda bulunabilir. Bununla birlikte, yabancı yatırımcıların artan ilgisiyle start-up ve teknoloji yatırımlarında canlanma gözlemlenebilir.

Yabancı sermaye akışının arttırılması, Türk Lirası'nın değer kazanmasına ve enflasyonla mücadelede daha etkili bir kur politikası izlenmesine destekleyebilir. Bu durum, Merkez Bankası'nın politika faizini daha erken bir şekilde düşürebilmesine olanak tanıyabilir.

Editör: Utku Çelik