Türkiye’de, bir Dünya Hayvanları Koruma Günü daha, kutlamadan çok yetkililere verilen mesajlarla geçti. 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun değiştirilmemesi ve dolayısıyla hayvanlara yönelik şiddet vakalarının günden güne artması, 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü’nün anlamını derinleştirdi. Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) İzmir Temsilcisi Esin Önder, yazılı bir açıklama yaparak; federasyon olarak 3 sene önce 4 Ekim’de yaptıkları açıklamayı üzülerek yinelediklerini belirtti. Önder, “Aradan gecen 3 sene boyunca, 5199 sayılı kanunun düzenlenmesini boş yere umutla bekledik. 24 Haziran seçimlerinde her parti, ‘seçilirsek ilk iş olarak gerekli kanunu çıkaracağız’ demişlerdi. O söz tutulmadı. Hayvana yapılan şiddet her gün daha da katlanarak artmakta ancak yetkili kurumlar ve kanunu çıkaracak kişiler sessiz kalmaktadır. Hayvanlarımız refaha erişmeden 4 Ekim’de kutlama yapmayacağız çünkü bizler onların haklarını koruyamıyoruz” dedi.

KARALAR BAĞLADIK

HAYTAP’ın 3 sene önce şu açıklamayı yapmıştı; “Hayvanların acı çekmelerine, ölümlerine sebep olan tüm kişi ve kurumlar bilmelidir ki: 5199 sayılı yasa, 4 taksitle ödenebilen kabahatler kanunundan çıkıp ceza kanununa girinceye kadar, yaban hayvan koleksiyonculuğu bitinceye kadar, sınırlarımızda tutsak yunuslar özgürlüğüne kavuşuncaya kadar, hayvanlı sirkler, dövüşler yasaklanıncaya kadar mücadelemiz devam edecektir. 365 gün boyunca hayvanların işkencelerine el birliğiyle son vermeye çalışan bizler bunca eziyeti göstermelik bir güne sığdırmaya çalışan tüm kişi ve kurumlara hayır diyerek kalbinde vicdan taşıyan herkesi 365 gün boyunca en azından var olan yasalara uymaya ve merhamete davet ediyoruz. Karalar giydiğimiz şu günde diyoruz ki hayvanlarına huzur vermeyen toplum huzur bulmayarak kadın ve çocuk cinayetlerini sabah programlarında tartışmaya devam edecektir.”

YASALAR DUR DEMELİ

Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu (HayKonfed) ise şu mesajı paylaştı: “4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü’nde, insanla insan, insanla doğa ve insanla hayvan arasında barış istiyoruz. Hayvanlara olan belediye vahşetinin ve insan şiddetinin yasalar ile durdurulmasını istiyoruz. Merhamet ve sevginin ışığı yürekleri aydınlatsın istiyoruz. Martin Luther King Jr'ın sözleri ile dünyaya sesleniyoruz: Karanlık karanlığı yok edemez, bunu ancak ışık yapabilir. Nefret nefreti yok edemez, bunu ancak sevgi yapabilir.”

Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM) de “4 Ekim Dünya Hayvanlar Günü'nü Kutlamıyoruz!” başlıklı bildiri yayınlayarak şu ifadelere yer verdi: “Yasal düzenlemeler konusunda iki ana talebimizi tekrarlıyoruz: I- Anayasaya ‘Devlet, doğal hayatı ve hayvanların yaşam haklarını korumak sorumluluğundadır’ maddesi eklenmeli; anayasada hayvanlar, doğuştan gelen hakları olan, hissedebilen bireyler olarak tanımlanmalıdır. II- Hayvanları ilgilendiren tüm mevzuat, taraf olunan uluslararası sözleşmeler ve ülkemiz gerçekleri baz alınarak, yaşam hakkı savunucusu sivil toplum örgütlerinin aktif katılımıyla yeniden düzenlenmelidir. Sivil toplum örgütlerinin, hayvana işkence ve tecavüz edenlere ertelemesiz hapis cezası talebi ivedilikle ceza mevzuatında düzenleme yapılarak karşılık bulmalıdır. Türkiye toplumuna sesleniyoruz: İçinde bulunduğumuz cinnet toplumu koşullarında, toplumsal şiddetten en fazla savunmasız hayvanlar etkileniyor. Bu nedenle hayvanlara karşı işkenceye, zulme, tecavüze lütfen karşı çıkın. Hayvanlar MAL değil, CANdır! Hayvan hakları, hemen şimdi!”

SÖZ VERİLDİ AMA…

5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda değişiklik içeren son taslak bu yılın başında şekillenmiş ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne getirilmemişti. Taslakla ilgili medyaya yansıyan maddeler arasında, hayvanlara eziyet edenlere hapis cezası alt sınırının 4 aydan, öldürmenin ise 6 aydan başlaması tartışma yarattı. Kanunlara göre 2 yıldan az hapis cezası para cezasına çevrildiği için, hayvanlara yönelik suç işleyenlerin serbest kalacak olması eleştiri topladı. Taslak 2011’den bu yana meclise gelmek için beklerken ülke genelinde hayvanlara yönelik suçlar da katlanarak sürdü. Bu yılın Haziran ayında Sakarya’da bacakları ve kuyruğu kesilmiş halde bulunan ve yaşam tutunamayan yavru köpek tüm Türkiye’yi ayağa kaldırdı. 24 Haziran seçimleri öncesinde meydana gelen korkunç olayın ardından Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, yeni yasal düzenlemenin seçim sonrası ilk iş kanunlaştırılacağını söylemişti. Dönemin Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ da “Seçimden sonra yapacağımız öncelikli işlerimiz arasında hayvanları koruma kanunda yapılacak değişiklikler yer alacaktır” ifadelerini kullanmıştı. Ancak taslak, seçim sonrasında değerlendirilmediği için Ekim ayına kaldı. TBMM’nin 27. Dönem 2. Yasama yılı 1 Ekim’de açıldı. Hayvanseverler şimdi verilen sözlerin tutulması için hükümetin adımını bekliyor.