Üreticilerin artan maliyetler, düşük alım fiyatları ve borç yükü altında ezildiğini belirten Ömer Fethi Gürer, 2027'ye kadar çiftçi borçlarının ertelenmesi ve faizlerin silinmesi için kanun teklifini Meclis Başkanlığına sunduğunu söyledi.

Gürer, planlama eksikliklerinin tarımda derinleşen sorunlara yol açtığını ve bu sorunların çözümü için acil düzenlemeler gerektiğini söyledi. Ayrıca, ithalat ve ihracatta karşılaşılan güçlüklerin tüketici fiyatlarına yansıyabileceğini ve tüketicilerin pahalı ürünlere mahkum olabileceğini belirtti. Gürer, çiftçiye verilecek desteğin artırılması ve tarım politikalarının revize edilmesi gerektiğine dikkat çekti.

KURAKLIK ÜRETİMİ VURDU

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, kuraklığın tarım ürünlerine ciddi zararlar verdiğini belirterek, “Bilindiği üzere, tarım sektöründe son zamanlarda sorunlar derinleşti ve çiftçiler isyan noktasına geldi. Bu konuyu yıllardır dile getiren bir milletvekili olarak, tarımda uygulanan yanlış politikaların ülkemizde gıda güvenliği dahil riske atacak boyutlara erişebileceğini ifade etmiştik. Tabii, tarımda ortaya çıkan sorunların birden çok nedeni var. Küresel iklim değişikliği ile özellikle ani mevsimsel değişiklikler üretimde sorun yaratıyor. Farklı bölgelerde kuraklık üretimi ciddi biçimde etkiledi. Bölgemde lahana, şeker pancarı, fasulye gibi ürünler tarlada sulanamadığı için üretim dışı kalan ekili alanlar var” dedi.

DOMATES ÜRETİCİSİ İSYAN ETTİ

Domates ve şeker pancarı sözleşmeli tarımla üretim yapılan alanlarda, özellikle domates Türkiye'nin gerek yemeklik gerek salça olarak yurt dışına da ihraç ettiği bir ürün. Sözleşmeli tarımda, daha üretici ekmeden sanayici ile sözleşme yapıyor ve bu ürünü de alacağı fiyatı belirliyor. Bu yılın başında domates üreticisine 3 lira bir fiyat üreticilere tebliğ edildi ve sözleşmeli tarım kapsamında da üretici domatesini yetiştirdi. Bu yıl, 1 milyon ton domateste rekolte artışı gerçekleşince sanayici, bu sefer domatesin bolluğunu fırsat bilerek bu rakamı daha aşağı çekmek için üreticiyi baskıladı ve alım uygulamalarında değişikliklere gitti, ayak diredi ve sonunda domates üreticisi isyan etti.” diye konuştu.

Gürer ayrıca, “Domates üreticisinin isyanı yanında, sanayici kendini savunurken özellikle Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından uygulanan yurt dışı ihracat uygulamalarındaki değişiklikler kendi ürününü yurt dışına satmada sorun yaşattı. Bu nedenle stoklarında ürün olduğunu belirterek kendine göre bir gerekçe yarattı” dedi.

ÇİFTÇİ BORÇ BATAĞINDA

CHP’li Gürer, “Tarımda bu yıl yaşanan sorunların önemli nedeni, girdi maliyetlerine müdahale edilmedi, ilacı, gübresi, tohumu, mazot artışının yanında işçilik ücretlerinde ve tarla kiralarında meydana gelen artış oldu, iktidarın yalnızca ürün fiyatlarında düşük alım politikasıyla çiftçiye ürettiği üründen dahi baskılarken, üretimi sağlayan yem ve gübre gibi sübvanse edilebilecek alanlarda herhangi bir düzenlemeye gitmemesi önemli ölçüde problem yaşanmasına neden oldu. Çiftçilerin şu anda Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun verilerine göre 700 milyar lira kredi borcu var. Piyasaya borçlarıyla beraber bu borç tutarı 800 milyara yaklaşan bir borca dönüşüyor. Çiftçi ürettiği üründen para kazanamayınca, doğal olarak kredisini ödeyemiyor ve büyük bir sıkıntı da buradan ortaya çıkıyor.” şeklinde konuştu.

SORUN ÇOK AMA ÇÖZÜMÜ PLANLAMA

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Çiftçi için kuraklık, bunun yanında düşük alım fiyatı, girdi maliyetlerindeki artış, tüccarın çiftçiyi baskılayarak düşük alım politikası uygulaması gibi sorunların yanında ürettiği üründen para kazanamayınca kredi döngüsünü gerçekleştiremediğinden tarlasını satmak zorunda kalıyor. Bu süreci yerinde gidip gözlemledim, inceledim. Çoğu eve halen karpuz girmemişken tarlada karpuzun 1 liraya dahi satılamadığını gidip üreticiden dinledim. Tarım politikasındaki plansızlığın ve öngörüsüzlüğün bugünleri yaratacağı görülüyordu. Ama bu yine de bir uyarı; çözümü var, çözülebilir. Bir yıl içinde tarla bitkilerinde, 3 yıl içinde hayvancılık, 5 yıl içinde bahçe bitkilerinde yapılacak gerçekçi düzenlemelerle sorunların açılması yönünde mesafe alınabilir. Aksi takdirde ithalata bağımlı 21 ürününde de arz açığı dikkate alındığında, ihraç ettiğimiz ürünlerde de başlayan sorunlarla hem ithalatta hem ihracatta sorunlar derinleşir, raftaki ürünün fiyatı artar ve tüketici de pahalı ürüne mahkum olur. Çoğu eve bazı meyve ve sebzelerin girmesinin yolu kapanır. Çünkü emeklinin, dar gelirlinin, sabit gelirlinin, asgari ücretlinin raftaki ürünü istediği kadar alabilmesini olanaklı kılacak bir durum gelirine göre bakıldığında söz konusu değil. Öyle olunca da en çok etkilendiği alan gıda. Burada sorunlar yaşanabilir.” diye konuştu

İslam Memiş'ten altın yorumu: Yastık altı mı, banka mı? İslam Memiş'ten altın yorumu: Yastık altı mı, banka mı?

KANUN TEKLİFİ MECLİS BAŞKANLIĞINDA

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çiftçilerin artan borçları ve ödeme güçlüğü çekmelerine çözüm olarak hazırladığı kanun teklifini meclis başkanlığına sunduğunu belirterek, “Şu anda tarım sektöründe bankalara olan kredi borcu 700 milyar olduğunu söylemiştim. 2 milyar 596 milyon çiftçinin takipte borcu var. Bunların yaratacağı sorunları ve sıkıntıları görerek, içinde bulunduğumuz koşullarda oluşan kuraklıktan, alım fiyatlarının düşüklüğünden ve farklı sorunlardan dolayı çiftçi borçlarının 2027 yılına kadar ötelenmesi ve ayrıca faizlerinin silinmesi, bu bağlamda çiftçiye destek verilmesi için bir kanun teklifini Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na sundum. Burada, çiftçilerin Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası ve diğer kamu bankaları ile Tarım Kredi kooperatiflerinde kullandıkları kredilere tahakkuk ettirilmiş faizler, Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesinden karşılanır. Anapara kalanı, ilk taksiti Ocak 2027'de ödenecek şekilde ertelenir diye kanun teklifini Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na sundum. Buradan Sayın Cumhurbaşkanı'na çağrıda bulunuyorum: Bu önerimiz dikkate alınsın, çiftçilerin kredileri ötelensin, faizleri silinsin, çiftçinin destekleri artırılsın.” dedi.

SU SORUNU ÜRETİMİ VURUYOR

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Sulama suyunda çok ciddi problemler oluşmuş bulunuyor. Kuraklığın yarattığı sorunlardan kaynaklanan su sorunları arttı. Yeraltı suları 50, 60, 70 derken 100 metrenin altına kadar çekildi. Özellikle Orta Anadolu'da olukların oluşması devam ediyor. Yeraltı sularındaki hızlı çekiliş, sulama suyu sorununu derinleştiriyor. Bunun yanı sıra sulama suyu için kullanılan elektriğe ödenen tutarların da yüksek oranlara ermesi çiftçiyi daha az su kullanmak durumuna getiriyor ki bu da üretim ve verim kaybına neden oluyor. Burada yapılması gereken de suyu çok isteyen domates, şeker pancarı gibi ürünlerin ekim alanları, sulama suyunun elverişli olduğu bölgelere kaydırılıp kuru tarım alanlarının yoğun olduğu bölgelerde suya olan ihtiyaç nedeniyle su tüketimi yüksek olan üretimden vazgeçilmelidir.” diye konuştu

TARIMDA PLANLAMA OLMADAN SORUNLAR AŞILAMAZ

Niğde patates üretiminde ilk sırada yer aldığını belirten CHP’li Ömer Fethi Gürer, “Şu anda yazlık patateste de üretici beklediği fiyatı eremedi. Onun için kışlık patatesle de sorun yaşanacağı görülüyor. Bugünden Toprak Mahsulleri Ofisinin bir planlama yaparak çiftçinin elinde kalacak ürünü almak için bugünden planlayarak bir çalışma başlatması gerekiyor. Tarım ürünleri üretici fiyat endeksi %41.7 olarak TÜİK tarafından açıkladı. Herhalde TÜİK diğer gıda ürünlerinde olduğu gibi güncel veriler üzerinden değerlendirme yapmıyor çünkü gübre fiyatları yine yükselişe geçti. Çiftçinin hangi gübreye ihtiyacı varsa o gübrenin fiyatı artırılıyor, hangi gübreye ihtiyaç yoksa o gübrenin fiyatı düşürülüyor ve bu da ortalama gübre fiyatı olarak ele alındığı için çiftçinin özellikle gübre gibi ürünlerde yaşadığı sorunlar tam anlamıyla görülmüyor. Bu konuda da %41 oranında ilacın, gübrenin, tohumun ve mazotun değerlendirilmesi gerçekçi bir artış oranı değil. Çiftçinin içinde bulunduğu koşullar ve yaşadığı gerçekler, bugün çiftçi eylemlerinin bu kadar artmasına neden olmuştur. Traktörüyle çiftçi sokağa döküldüyse, ki çiftçiler en zor eylem yapan gruptur, bu durumun siyasi iktidar tarafından iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Tarımda sorun yok demekle sorunlar ortadan kalkmıyor. Tarımda planlamayı önceliklendirmeyen, üretim öncesi, üretim süreci ve üretim sonrasını gözetmeyen, yalnızca demeçlerle bu sürecin devam edeceğini sanan bir anlayışla, tarım politikaları ve sorunlar derinleşecektir.” şeklinde konuştu.

Kaynak: BÜLTEN