Haiti'nin Başbakanlık ofisinde gerçekleştirilen Geçiş Konseyi'nin yemin töreninde, eski Başbakan Ariel Henry'nin istifası sonrasında göreve getirilen isim Michel Patrick Boisvert oldu. Boisvert, ülkenin geçici Başbakanı olarak atanırken, yemin töreninin ardından yaptığı konuşmada, siyasi krizin aşılmasında bir dönüm noktasında olduklarını belirtti. Ülkenin düzen ve demokrasisini yeniden tesis etmeye yönelik adımların atılacağını vurguladı.
Geçiş Konseyi'nin Görevleri ve Süresi
Geçiş Konseyi, ülkenin düzenini sağlamak ve demokratik yönetimi yeniden inşa etmek amacıyla göreve başlayacak. Bu çerçevede, yeni bir kabine oluşturacak, ulusal güvenlik konseyi kuracak ve seçim komisyonunu atayacak. Konseyin görev süresi ise 7 Şubat 2026 tarihinde sona erecek.
Çetelerin Kontrolü ve Güvenlik Endişeleri
Ülkede çıkan şiddet olaylarının ardından çeteler, başkent Port-au-Prince'in büyük bir kısmını kontrol altında tutuyor. Bu durum, halkın güvenlik endişelerini artırıyor ve ülkenin istikrarını tehdit ediyor.
Uluslararası Tepkiler: Beyaz Saray'dan Açıklama
Geçiş Konseyi'nin yemin etmesinin ardından, Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada, bu adımın özgür ve adil seçimlere doğru atılmış kritik bir adım olduğu belirtildi. Uluslararası toplumun, Haiti'nin siyasi istikrarını desteklemeye devam edeceği vurgulandı.
Siyasi Kriz ve Olağanüstü Hal
Başbakan Ariel Henry'nin istifası, ülkedeki siyasi krizi derinleştiren bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Özellikle çetelerin etkinliği ve şiddet olaylarının artması, halkın güvenlik endişelerini artırıyor. Ülke genelinde binlerce kişi, Henry'nin istifasını talep ediyordu. Olayların devam etmesi nedeniyle başkent Port-au-Prince'de olağanüstü hal ilan edilmiş ve sokağa çıkma yasağı uygulanmıştı.
Birleşmiş Milletler'in Raporu ve Durum Değerlendirmesi
Birleşmiş Milletler tarafından yayınlanan rapora göre, Haiti'deki durum "dehşet verici" olarak tanımlanmıştı. Raporda, 2024 yılının ilk 3 ayında en az bin 500 kişinin öldürüldüğü ve 800 kişinin yaralandığı belirtilmişti. Bu durum, ülkedeki siyasi istikrarsızlığın ve güvenlik endişelerinin boyutunu gözler önüne seriyor.
